I don't know how that happened Çeviri Türkçe
86 parallel translation
Don't know how I happened to come across that way.
- Ona nasıl rastladım bilmiyorum.
I don't know how that happened.
Yanığın nasıl meydana geldiğini bilmiyorum.
I don't know how it happened, but the day's clear reality dissolved into the even clearer images of memory that appeared before my eyes with the strength of a true stream of events.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama o günün tüm gerçekliği, olayların gerçek akışıyla gözlerimin önünde kare kare oluşmaya başladı.
Oh, Graham, I don't know how that happened.
Oh, Graham, nasıl oldu bilmiyorum.
I don't know how even to put this into words but I'm beginning to think that what happened to you... was not just a hallucinatory experience.
Nereden anlatmaya başlayacağımı bile bilmiyorum... ama senin yaşadığın şeylerin sadece... bir halüsinasyon olmadığını düşünmeye başladım.
I got that car from someone else, I don't know how that happened
Bu arabayı birisinden almıştım, ruhsatı ne yaptığımı hatırlamıyorum.
I got the car from someone else, I don't know how that happened.
Bu arabayı birisinden almıştım, ruhsatı ne yaptığımı hatırlamıyorum.
I don't know how the thing happened that, what?
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how that happened.
Nasıl olduğunu hiç anlayamadım.
I'm sorry. I don't know how that happened.
Çok üzgünüm, ben -
Jack, I know how you feel about me... after what happened down in Jefferson Parish... with that spy boy, and I don't blame you one bit.
Şu Jefferson bölgesinde olanlardan sonra benim için neler hissettiğini gayet iyi biliyorum Jack. O ispiyoncu çocuk yüzünden. Ve seni hiç suçlamıyorum.
I don't know how that happened.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know how that happened.
Nasıl oldu bilmiyorum.
Well, I don't know how amusing this is, but this is the most amazing thing that ever happened to me.
Bu ne kadar komik bir hikaye bilmiyorum ama bu başıma gelen en harika şeydi...
I don't know how that happened.
nasıl oldu bu, anlamadım.
- I don't know how else to explain what happened to that prison superintendent or to poor Mr. Merkle over there, who's got no face anymore.
- Hapishane müdürünün ya da yüzü yanan Bay Merkle'ın başına gelenleri başka nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.
Mulder, I admit that I don't know how it happened, but I still say that it was a murder.
Mulder, nasıl olduğunu bilmediğimi kabul ediyorum ama... ben hâlâ cinayet diyorum.
I don't know how you've kept such a good sense of humor after everything that's happened to you, Captain Hunt.
Başınıza gelen onca şeyden sonra hala iyi bir espri anlayışına sahip olmanız çok ilginç Kaptan Hunt.
I'm so sorry... about the incident, and I don't know how that could've happened.
Çok özür dilerim olay için ve böyle bir şey nasıl oldu bilmiyorum.
I don't know how that happened, I swear to God.
Nasıl oldu bilmiyorum. Yemin ederim.
I don't know how that happened.
Nasıl olduğunu anlamadım.
How that happened, I don't know.
nasıl oldu, bilmiyorum.
It's just that some shit happened, and... and I just feel like edgy or whatever lately, and I don't... I know that doesn't explain how I've been for the past two months, but...
Bir şeyler oldu ve... kendimi son zamanlarda sinirli hissediyorum, ve son iki ayımın nasıl geçtiğini bir ben bir de Allah bilir...
I don't know how that happened.
- Nasıl delindiğini bilmiyorum.
I don't know how that happened!
Nasıl olduğunu bilmiyorum!
I know, I don't know how that happened.
Biliyorum. Ne oldu bilmiyorum.
I don't know how that happened this time.
Bu kez nasıl yanıldım bilmiyorum.
I'm telling you man. I don't know how it happened, but that's just the way that it works.
Nasıl olduğunu bilmiyorum ama herşey bu sebepten oluyor.
And then we met and we were talking and that, and then I don't know how it happened.
Ve sonra tanıştık. Konuşuyorduk ve nasıl olduğunu bilmiyorum.
If something like that happened to my daughter, I don't know how I'd go on.
Böyle bir şey benim kızımın başına gelse nasıl yaşardım bilmiyorum.
I don't know exactly how this happened, but one of her friends started passing around some stuff and they said that it was clove cigarettes.
Tam olarak nasıl oldu hala bilemiyorum ama,... kızın arkadaşlarından biri etrafta dolanmaya ve.. .. sigara gibi olduğunu söylediği şeyleri göstermeye başladı.
Well, I don't know how that happened.
Nasıl olduğunu hiç bilmiyorum.
- I don't know how that happened.
- Nasıl oldu bilmiyorum
I don't know how that happened.
Nasil oldu anlamadim.
I don't know how that happened.
Ne olduğunu bilmiyorum.
I don't know how it happened that I don't have anyone, but... I don't have anyone.
Nasıl olurda kimsem kalmaz bilmiyorum ama benim kimsem yok.
I don't know what happened between Denny and Izzie. Unless you were in the middle of that situation, - I don't see how you make a judgment.
Bak, o akşam Denny ve Izzie arasında ne oldu, bilmiyorum ama o durumun tam ortasında bulunmadıysan bir kanıya varma hakkın yok bence.
I don't know how much of this will get out, but Hodges was behind everything that happened today, from the planes going down to the attack on the White House.
Bunların ne kadarı dışarı sızar bilmiyorum ama bugün olan herşeyin arkasında Hodges vardı. Uçak saldırısı, Beyaz Saray istilası.
Look, I don't quite know how it went down, but we can assume that whatever happened, Nate was out of line.
Bak, nasıl gittiğini bilmiyorum ama her ne olduysa, Nate çizgiyi aştı.
I don't know how that happened, but my son was not involved.
Ne olduğunu bilmiyorum ama oğlum bunun bir parçası değildi.
Gee, I'm sorry about that. I don't know how that happened.
Üzgünüm, nasıl olduğunu bilmiyorum.
I don't know, how that happened.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
Look, I don't know how all that happened downstairs, but I'm in charge here, and I don't need some nanny to help.
Bak aşağıdaki şeylerin hepsi nası oldu bilmiyorum ama, Burda yönetim bende, ve Hiç bi dadının yardımına ihtiyacım yok.
Yeah, I don't know how that happened.
Nasıl oldu hiç bilmiyorum işte.
I don't know how that happened, sir.
Nasıl olduğunu bilmiyorum efendim.
You're thinking that I'm hiding behind my cell phone because what happened earlier this afternoon freaked me out, and I don't know how to deal with it.
Cep telefonumun arkasına saklandığımı düşünüyorsun, çünkü bu öğleden sonra olanlar beni korkuttu, ve bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.
I think there's people out there in our government that have a better idea and they could tell us what went on, what happened to us, but I don't know how to tell you for sure wh-what it was and where it came from.
Sanırım devletimizin içerisinde daha iyi fikri olan ve bizlere neler olduğunu söyleyebilecek olanlar var eminim, ama ben sizlere kesin olarak ne olduğunu ve nereden geldiğini nasıl anlatabileceğimden emin değilim.
I don't know how that happened.
Bu nasıl oldu bilmiyorum.
I still don't know how that happened.
Hala nasıl olduğunu anlamıyorum.
I'm so sorry, I don't know how that happened.
Tanrım, ben... Çok üzgünüm. Ben, ben ne oldu anlamadım.
I don't know how that happened.
Bunun nasıl olduğunu bilmiyorum.