I don't know how to thank you Çeviri Türkçe
372 parallel translation
Mark, I don't know how to thank you.
Mark, sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to thank you.
- Ben size nasıl teşekkür edebileceğimi bilmiyorum. "
Huh, Dr. Vollin, I don't know how to thank you.
Dr. Vollin, size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
- I don't know how to thank you.
- Size nasıl teşekkür edebilirim?
Gentlemen, I don't know how to thank you
Beyler, size ne kadar teşekkür etsem azdır.
Yes, and now that you've brought that up... - I don't know quite how to thank you... - Oh, don't mention it, Bob.
Evet, bahsi açılmışken... — size nasıl teşekkür edebilirim bilmem...
I don't know how to thank you.
Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to thank you.
Size daha nasıl teşekkür edebilirim bilemiyorum.
Pepi, I don't know how to thank you.
Pepi, sana nasıl teşekkür etsem bilmiyorum.
Mr. Matuschek, I don't know how to thank you for that marvelous present.
Bay Matuschek, o harika hediye için nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
- Doctor, I don't know how to thank you.
- Nasïl tesekkür edecegimi bilmiyorum.
I don't know how to thank you, so I'm not going to try.
Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum, bu yüzden uğraşmayacağım.
I don't know how to thank you.
Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
- I don't know how to thank you. - Save it.
- Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
I - I don't know how to thank you.
Ben... ben size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
Say, Mr Stephenson, I don't know how to begin to thank you. Don't try.
Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum, Bay Stephenson.
Mr. Harvey, I don't know how to thank you.
Bay Harvey, size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to thank you.
Sana nasýl teţekkür edeceđimi bilmiyorum.
I don't know how to thank you.
Nasıl teşekkür etsem bilmiyorum.
Your friend is nice, we had so much fun I don't know how to thank you
Arkadaşınız çok iyi biri, beraber çok eğlendik. Size nasıl teşekkür ederim bilmiyorum.
I don't know how to thank you
Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
- I don't know how to thank you.
- Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
I don't know how to thank you enough.
Sana nasıl teşekkür ederim bilemiyorum.
I don't know how to thank you.
Nasıl teşekkür etsem azdır.
I don't know how to say it... but thank you so much.
Ne diyeceğimi bilemiyorum ama çok teşekkür ederim.
- Don Alfredo, I don't know how to thank you.
Bay Alfredo, size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
I don't know how to thank you. You're very kind.
Nasıl teşekkür edebileceğimi bilmiyorum.
I just don't know how to thank you.
Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to thank you.
Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to thank you.
Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to thank you, dear lady.
Size nasıl teşekkür ederim, bilemiyorum sevgili bayan.
I don't know how to thank you.
Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
Doctor, I don't know how to thank you.
Doktor, nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
I don't know how to thank you.
Gerçekten de size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
Gustin : I DON'T KNOW HOW TO THANK YOU, MS. McNEAL.
Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum, Bayan McNeal.
- I don't know how to thank you.
- Sana nasıl teşekkür etsem az.
- I don't know how to thank you.
- Ne kadar teşekkür etsem az.
I don't know how to thank you.
Doktor size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
I don't know how to thank you.
Size nasıl teşekkür edebilirim bilemiyorum.
I don't know how to thank you.
Size çok teşekkür ederim.
I really don't know how to thank you.
Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
- I don't know how to thank you.
- Nasıl teşekkür ederim bilmiyorum.
I don't know how to thank you.
NasıI teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to thank you.
- Nasıl teşekkürler edeceğimi bilemiyorum.
I really don't know how to thank you
Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum!
- I don't know how to thank you.
- Nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
I swear to God, she says, "Deputy, I don't know how to thank you."
O da bana şöyle dedi : "Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum".
I don't know how to thank you, gentlemen, for the honor you've done me.
Size bana verdiğniz onur için nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum, beyler.
I don't know how to thank you.
Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
Commissioner, I don't know how to thank you.
Bay Commissioner, Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.
I don't know how to thank you!
Nadya, geri döndüğümde umarım evde yine bir yabancı bulmam.