I feel a lot better Çeviri Türkçe
323 parallel translation
I feel a lot better already.
Şimdi çok daha iyi hissediyorum.
I feel a lot better.
- Kendimi iyi hissediyorum.
I feel a lot better now.
Şimdi çok daha iyi hissediyorum.
I feel a lot better.
Şimdi daha iyiyim.
I just have to imagine what an interesting life lies ahead, and I feel a lot better.
İlginç bir hayat sürüyoruz, sadece hayal ediyoruz, ve ben çok daha iyi hissediyorum.
I feel a lot better today.
Bugün daha iyi hissediyorum.
Anyway, I feel a lot better now.
Neyse ki şimdi daha iyi hissediyorum.
I feel a lot better, but I can't play soccer yet.
Çok daha iyiyim, ama henüz futbol oynayamıyorum.
I feel a lot better now.
Çok rahatladım.
I feel a lot better.
Kendimi daha iyi hissediyorum.
Good point. I feel a lot better.
Güzel diyorsun ama o kadar da karamsar değilim.
- Well I know I feel a lot better now.
Şimdi çok daha iyi hissediyorum.
I feel a lot better than I did before.
Şimdi daha iyi hissediyorum.
- You know, I feel a lot better.
- Ben de çok daha iyi hissediyorum.
Yeah, you know, doc, I gotta tell you, I feel a lot better.
Evet, doktor, size söylemeliyim, çok daha iyi hissediyorum.
I feel a lot better.
Daha iyi hissediyorum.
I feel a lot better now.
Şimdi daha iyi hissediyorum.
- Yeah. I feel a lot better.
- Evet, kendimi daha iyi hissediyorum.
I'd feel a lot better if we'd got Fenner.
Fenner'ı yakalasak içim rahat ederdi.
I'd feel a lot better on a night job.
Gece operasyonlarında kendimi çok daha iyi hissediyorum.
I'd feel a lot better if there were seven of us instead of six.
Altı yerine yediye bölünseydi kendimi daha iyi hissedecektim.
Well, I'd feel a whole lot better if you'd ride along with us.
Yani eğer bizimle gelirseniz çok iyi olur.
If I had a decent meal, I might feel a lot better.
Güzel bir yemek yeseydim, çok daha iyi hissedebilirdim.
I'll feel a lot better when Eddie is released.
Eddie salıverildiğinde kendimi çok daha iyi hissedeceğim.
I got a feeling this will make both of us feel a lot better.
Bunun kendimizi daha iyi hissettireceği kanaatindeyim.
I'll feel a lot better when he's delivered.
Teslim edildiğinde rahatlarım.
Stay and have something to eat before you start back. I'd feel a lot better.
Kal ve ayrılmadan birşeyler ye kendimi daha iyi hissedeceğim.
I sure would feel a lot better with weight on my hip, Pa.
Silahımı kuşansam kendimi daha iyi hissederdim, Baba.
I really feel a lot better.
Kendimi gerçekten çok iyi hissediyorum.
Well, frankly, I'll feel a lot better when Dr. Collier gets here.
Şey, dürüst olmak gerekirse, Dr. Collier buraya geldiğinde çok daha iyi hissedeceğim.
If I could get these two out of here, I'd feel a lot better. Run along.
Bu iki dostumu buradan gönderebilirsem, çok daha iyi hissedeceğim.
- I always feel a lot better
- Daima bir parça daha iyi hissederim
I'll just clean up the place a little bit, it'll make me feel a lot better.
Burayı biraz temizleyeyim, içim rahat eder.
Well, you're gonna feel a whole lot better than I will tomorrow morning.
- Aynen. İyi, yarın sabah benim aksime sen tamamen zinde olacaksın.
I guess you feel a lot better now that my grandpa said that you can stay on the farm.
Dedem çiftlikte kalmanıza izin verdiği için daha iyisinizdir inşallah
I'd feel a lot better if we took it to the cashier.
Bu markaları burada nakde çevirirsen kendimi daha iyi hissedeceğim.
I feel a hell of a lot better right now.
Ve inan şimdi çok daha iyi hissediyorum.
- Yeah. Yeah, I found that if I could talk to somebody, it made me feel a whole lot better.
Ama konuşacak birisini bulursam kendimi çok daha iyi hissettiğimi fark ettim.
I'll feel a lot better when I'm out of here.
Buradan çıkınca kendimi daha iyi hissedeceğim.
Look, Connie... I'd feel a whole lot better if you'd just keep the house and the bank accounts.
Bak, Connie ev ve bankadaki para sende kalsın.
As soon as he talks to us, I'll feel a lot better about this whole thing.
Bizimle konuştuğunda olanlar hakkında kendimi çok daha iyi hissedeceğim.
Remember? Forgive me for being a wet blanket, but I'd feel a whole lot better if we could take this reunion tour on the road.
Mızıkcı olduğum için beni affedin ama eğer bu yeniden toplanma turunu yola taşıyabilirsek çok daha iyi hissedeceğim.
Now I feel a whole lot better about this.
Şimdi kendimi çok daha iyi hissediyorum.
And I think you'd feel a lot better if you'd just admit it.
Ve bence eğer bunu kabul edersen kendini çok daha iyi hissedeceksin.
I'm sure that makes her feel a lot better.
Eminim bu ona kendisini daha iyi hissettiriyordur.
I'll feel a lot better once we get him on ice.
Onunla buzda yürümekten iyidir.
I'd feel a lot better sending the money now.
Parayı şimdi göndersek daha iyi olur diyorum.
I'd feel a lot better about this if you'd listened to me.
Beni dinlemiş olsaydın bu konuda çok daha iyi hissederdim.
Well, I guess that would just feel a lot better if I could...
Sanırım kendimi daha iyi hissedeceğim eğer..
But I'd feel a lot better if you stayed here tonight.
Ama eğer bu gece burada kalırsan daha iyi hissederim.
I guess. I'd feel a lot better if you had someone.
Tahmin edebiliyorum ama birisi olsa kendimi daha iyi hissederdim.