I feel bad about it Çeviri Türkçe
244 parallel translation
Gosh, I feel bad about it.
Hay Allahım! Çok üzüldüm.
- I feel bad about it.
- Kendimi kötü hissediyorum.
I feel bad about it, Monsewer.
Üzülüyorum, Monsewer.
Sure I do, Sal, sure I feel bad about it.
Evet, Sal, kendimi kötü hissediyorum.
Listen, I feel bad about it, too.
Dinle, bu konuda ben de kötü hissediyorum.
I feel, "Shucks, I shouldn't have done that. I feel bad about it."
"Eyvah, keşke böyle yapmasaydım." der, kendimi kötü hissederim.
" I feel bad about it, not badly.
"... kendimi'kötü'hissederim,'kötüce'değil.
I had to ask a few of the others too, and I feel bad about it, but...
Birkaç kişiye daha sormam gerekti. Kendimi kötü hissediyorum.
Well, I feel bad about it now.
Ondan şimdi istiyorum.
HONEY, I FEEL BAD ABOUT IT.
Tatlım, üzgünüm.
I'm dumb, sure, but I know this much, if I feel bad about something, it's wrong.
Kafam basmıyor olabilir, ama şu kadarını biliyorum ki bir konuda kötü hissediyorsam, o şey yanlıştır.
I feel so bad about it
Kendimi çok kötü hissediyorum.
I often feel bad about it.
- Bundan dolayı kötü hissediyorum.
I just feel bad about it.
İçim hiç rahat değil.
The first thing I'd suggest... is not to feel too bad about it.
Önerebileceğim ilk şey... bu durum için kendini kötü hissetmemen.
I don't feel bad about it.
Bu canımı sıkmıyor.
OK, it was probably more my fault than yours, and I feel bad about that.
Pekâlâ, senden çok ben hatalı olabilirim ve bundan utanıyorum.
I feel really bad about it.
Mahçup oldum şimdi.
Look, it's okay for you to feel bad about what happened to you, but I don't want you to feel bad for me.
Bak,... başına gelenler yüzünden kendini kötü hissetmekte serbestsin. Ama benim için kötü hissetmeni istemiyorum.
I wasn't gonna let her get away with it this time, making me feel bad about Rich, the love of my life who treated me like I was perfect.
Bana mükemmel biriymişim gibi davranan hayatımın aşkı olan adam hakkında beni böyle kötü hissettirip gitmesine izin vermeyecektim bu kez.
I don't feel the least bit bad about it.
Kendimi hiç kötü hissetmiyorum.
I guess it`s just a way of telling you how bad I feel about being such a shit.
Sanırım sana böyle boktan biri olduğum için kendimi nasıl kötü hissettiğimi anlatmanın bir yoluydu.
I feel pretty bad about it.
Bu konu hakkında fazlasıyla üzgünüm.
I've been having these fantasies about... other men and... it makes me feel... bad, and... guilty.
Diğer erkeklerle ilgili fanteziler kuruyorum bu kendimi kötü ve suçlu hissetmeme neden oluyor.
I feel awfully bad about it.
Kendimi kötü hissediyorum.
I won't shoot you unless I have to, and I'll feel bad about it. Sit down!
Gerekmedikçe seni vurmayacağım, vurursam da pişman olmam.
I want you to know that it's okay for you to feel bad about them.
Kendini bunlar yüzünden kötü hissetmen de normal.
I still feel bad about not having it ready in time for her party.
Hala parti zamanına kadar yetiştiremeyeceğim konusunda içimde kötü bir his var.
But I cannot make myself feel bad about it.
Ama bunun için kötü hissedemiyorum.
But I feel bad about my mother because I know she didn't want it that way. But if she knew I was living here, and I didn't need the store, or even the house or anything, then I think she might think it's all right to let it go.
Ama annem adına kötü hissediyorum çünkü böyle olmasını istemediğini biliyorum ama burada yaşadığımı bilseydi ve mağazaya ihtiyacım olmadığını ya da hatta eve bile, bence o zaman bırakmam sorun olmazdı.
But even if you fail,... I don't want you to feel bad about it.
Fakat başaramazsan bile bunu kafana takmanı istemiyorum.
I know you feel bad about the juice incident... but I'm sure you can make up for it somehow.
Meyve suyu olayıyla ilgili kötü hissettiğini biliyorum ama eminim bunu bir şekilde telafi edebilirsin.
I can't believe you... it's bad enough what you did to me tonight, but you don't even care how I feel about it.
İnanamıyorum. Bu gece bana yaptıkların yeterince kötüydü. Ama ne hissettiğimi bile umursamıyorsun.
As it is, I already feel bad enough about not buying a condo.
Zaten daire almadığım için kendimi yeterince kötü hissediyorum.
- I feel a little bad. - Forget about it.
Biraz üzülüyorum.
I did feel bad about it.
Kendimi cok kötü hissettim.
I felt bad about fooling you, but, hell, what's the harm of a little fantasy if it makes you feel good?
Sizi salak yerine koymak üzdü beni ama sizi iyi hissetiriyorsa fenalık yapmanın nesi kötü?
I feel just terrible about it. Well, maybe you shouldn't feel so bad, be...
Hayır, hayır, bence öyle hissetmemelisin.
Every time I think about it, I feel as bad as I did then.
Ne zaman aklıma gelse o zamanki kadar kötü hissediyorum.
For the first time, I feel really bad about it... but maybe, despite all this craziness... there's still hope for us after all?
Hayatımda ilk kez bu yüzden kendimi kötü hissediyorum. Ama belki de bütün yaşanan çılgınca şeylere rağmen bizim için bir ümit vardır.
Look, I refuse to feel guilty about this because it's not bad when you wanna sleep with somebody when you love them as much as I love you.
Bak Joe, bu konuda kendimi suçlu hissedemeyeceğim çünkü açıkçası birini benim seni sevdiğim kadar seviyorsan onunla yatmak istemen yanlış bir şey değildir.
When something good happens to me... I'm just afraid you're going to make me feel bad about it.
Başıma güzel bir şey geldiğinde moralimi bozacaksın diye korkuyorum.
It means I can kill everybody in this room and not feel bad about it.
Bu, odadaki herkesi öldürebilir ve hiçbir şey hissetmem, demek.
- No, I don't feel bad about it.
- Hayır, kötü değil.
It was Amy's fault, but I feel so bad about it.
Amy'nin suçuydu ama kendimi çok kötü hissediyorum.
That's the thing, I'm going to feel bad about it for a long time.
Olay da o zaten. Uzun süre kendimi kötü hissedeceğim.
I still feel bad about losing it.
Onu kaybettiğim için hala üzgünüm.
I don't think you should feel bad about it.
onun hakkında kötü hissettiğini sanmıyorum.
Okay then. I won't feel bad about it.
tamam o zaman. onun hakkında kötü hissetmiyorum.
I feel bad about molesting his sister all those times, but it's all right!
Kız kardeşine sarktığım için pişmanım ama sorun değil.
And I'm not gonna feel bad about it anymore
Ve artık kendimi kötü hissetmeyeceğim.