English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I gathered that

I gathered that Çeviri Türkçe

178 parallel translation
- No, I gathered that.
- Bunu anladım.
I gathered that.
O kadarını anladım.
I gathered that.
- Orasını anlamıştım.
- I gathered that.
- Tahmin etmiştim.
- Honey, I gathered that.
- Tatlım, o kadarını anladım.
I gathered that.
Bunu tahmin etmiştim.
Yes, I gathered that.
Evet, acele ettik.
From the sound of your footsteps, I gathered that you were not in a particularly amiable mood. How?
Ayak seslerinden, çok iyi bir ruh hali içinde olmadığın anlaşılıyordu.
I gathered that much.
- O kadarını ben de anladım.
I gathered that from reading your book.
Bu doğru. Kitabınızda da vardı.
I gathered that when you took off at the airport.
Bunu beni havaalanında ektiğinde anladım zaten.
I gathered that. It's her husband I'm more concerned with.
Beni asıl endişelendiren kocası.
- I gathered that.
- O kadarını anladım.
Although I gathered that he was fond of a drink or two.
Buna rağmen 1-2 içkiye düşkün olduğunu anladım ama.
- I gathered that.
- Bunu anladım.
- I gathered that.
Bunları biriktiriyorum.
Yes, I gathered that from the look of unvarnished joy on your face.
Evet. Yüzündeki katıksız memnuniyet ifadesinden de anlaşılıyor.
- So I'd gathered that too.
- Ben de aynıydım.
The war has been over for many years, but I've gathered, as Zola says there were times in that campaign when our staffwork wasn't brilliant.
Savaş yıllardır devam ediyor, ve Zola'nın söylediklerinden çıkardıklarım yürütülen mücadele esnasında kadromuzun çok da parlak işler yapmadığı zamanların var olduğu.
- I sorta gathered that.
- Peki, dediğin gibi olsun.
You know how I gathered and destroyed every single item in Germany and Poland that might have served as a clue to my identity.
Almanya'da ve Polonya'da kimliğimi ele verebilecek herşeyi yok etmeyi başardım.
Yes, I kind of gathered that.
Evet, ben de bunu öğrendim.
I rather gathered that.
Ben zor toparladım.
"And I saw the beast, and the kings of the earth," "and their armies gathered together to make war with him" "that sat upon the horse..."
Sonra canavarı, dünya krallarını ve onların ordularını, ata binmiş Olan'la O'nun ordusuna karşı savaşmak üzere-- -
- He doesn't live in Assisi any more. - I gathered that.
- Artık, Assisi'de yaşamıyor.
I couldn't express all the sensations that gathered in my mind, but I'll write them all down tonight at home.
Aklımı karıştıran tüm duyguları ifade edemedim... Ama bu gece eve gidince hepsini yazacağım.
I gathered them for the fire, but, they are not good for that today
Onlar yakıt için toplamıştım ama iyi çıkmadılar.
"And I saw the beast, and the kings of the earth, and their armies, gathered together to make war against him that sat on the horse, and against his army."
"Ve canavarı gördüm ve dünyanın krallarını ve onların ordularını..." "Ona ve ordularına karşı savaşmak için bir araya toplandılar."
- Well, I had sort of gathered that.
Evet, bunu daha önce duymuştum.
And at one point, I noticed that Grotowski was at the center of one group... huddled around a bunch of candles that they'd gathered together.
Bir an, Grotowski'nin grubun merkezinde olduğunu bir araya getirilmiş bir dolu mumla çevresinin sarıldığını fark ettim.
I've brought you two hundred choice saffron flowers that my mother had gathered for you.
Size, annemin özenle topladığı iki yüz tane seçme safran çiçeği getirdim.
And I gathered there's something wrong, or you have some burns or something and I just couldn't handle that.
Ve bir terslik olduğu kanısına vardım ya da sende yanık gibi bir şeyler olduğu. Buna dayanamadım.
It is not the first time that we have gathered around this hospitable board, as the recipients or I had better say, the victims - - of the hospitality of certain good ladies.
Bu mükellef sofranın konukları olarak ilk defa bir araya gelmiyoruz. Belki de bu iki iyi hanımın misafirperverliğinin kurbanı olduğumuzu söylemek çok daha doğru bir ifade olur.
- I have gathered that.
- Farkettim.
Research for the Project South, evidence, documents... that I gathered since the thirties...
Güney Projesi için araştırma kanıt, belgeler ki hepsi 30'lu yıllardan beri bir araya topladıklarım.
That much I gathered.
Bu kadarını anladım.
I gathered from the press reports that the shot was fired at close quarters.
Basından elde ettiğim bilgi kadarıyla oldukça yakından ateş edilmiş.
Friends, relatives, work-related acquaintances we are gathered here to join Stanley and Martha in holy matrimony. Martha, my dear, I remember the first day that I met you.
Stanley ve Martha'nın evlilik törenleri için toplanmış bulunuyoruz martha, sevgilim, seninle tanıştığımız ilk günü hatırlıyorum
The data that I gathered is invaluable.
Topladığım veriler paha biçilmez.
It distills all the data I've gathered so far and leaves no doubt that...
Topladığım tüm verilerin özü bu, ve şüpheye hiç yer bırakmıyor.
What I gathered from the local folklore is that the ancient gods used it to make the sky orange,... to protect the people from the sun sickness.
Yerel kültürden edindiğime göre eski tanrılar bunu göğü turuncu yapmak için kullanıyorlarmış,... insanları güneş hastalığından korumak için.
I know that. I think I've gathered enough evidence of your innocence to get you out of here.
Bunu biliyorum.Masumiyetini kanıtlayacak ve seni buradan çıkaracak kadar çok delil topladım.
I think that by then Detective Curtis and I will have gathered... enough forensics data that you'll be released.
O zamana dek Dedektif Curtis ve ben, salıverilmeni sağlayacak kadar adli veri toplamış oluruz.
I'm on the opinion that the Bible is perhaps the greatest assemblage of lies and untruth ever gathered together.
İncilin harika bir toplama kitaptan başka bir şey olmadığını düşünüyorum. Yalanların bir araya getirildiği daha büyük bir eser tanımıyorum.
I gathered the students early that morning.
O sabah erkenden öğrencileri topladım.
That folder contains over 20 other testimonies from students that I gathered last night.
Dosyada dün gece 20 öğrenciden aldığım ifadeler var.
But thanks Travisu that I have gathered.
Ama Travis sayesinde artık temiz bir adam olacağım.
No, I kind of gathered that.
Hayır, tahmin etmiştim.
I know that we're all gathered here tonight for the same reason.
Bu gece hepimizin aynı neden için toplandığını biliyorum.
I love places like this... these protected areas where bears are gathered... and so focused on fishing that if you're quiet... and don't get in their way, you can slip right into their midst.
Böyle yerleri seviyorum ayıların bir araya toplandıkları bu korunmuş bölgeler ve balık avlamaya o kadar odaklanmışlardır ki eğer yeterince sessiz olursanız ve yollarına çıkmazsanız, aralarına sızabilirsiniz.
I gathered his favorite things, so that he won't be alone on the way.
En sevdiği eşyaları topladım, böylece son yolculuğunda yalnız kalmayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]