English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I have a job interview

I have a job interview Çeviri Türkçe

81 parallel translation
Furthermore I have a job interview and have to go like this.
Dahası, bir iş görüşmem var ve bu halde gitmek zorunda kaldım.
The movers left my couch in front of the house, and I have a job interview.
Taşımacı kanepemi dışarıda, evin önüne bıraktı ve benimde bir iş görüşmem var.
Well, I have a job interview.
- İş görüşmem var.
Which means I have a job interview.
Bu da iş görüşmem var demek.
I have a job interview.
İş görüşmem var.
You know, tomorrow I have a job interview...
Biliyorsun, yarın iş görüşmem var...
I have a job interview at Ralph Lauren tomorrow.
Yarın Ralph Lauren'la bir iş görüşmem var.
- Oh, I have a job interview actually.
- Oh, aslında bir iş görüşmem var.
I have a job interview at the Department of Motor Vehicles.
Motorlu Araçlar Departmanı ile iş görüşmem var.
I have a job interview in two hours, and I have to shower.
İki saat sonra iş görüşmem var. ve duş almam gerekiyor
I HAVE A JOB INTERVIEW IN 2 HOURS. I UNDERSTAND.
İki saat sonra iş görüşmem var.
- I have a job interview tomorrow.
- Yarın bir iş görüşmem var.
You know, I have a job interview in 10 days.
10 gün sonra iş görüşmem var.
Sir, I have a job interview at Dean Witter at 10 : 15 tomorrow morning.
Bayım, yarın sabah saat 10 : 15'te Dean Witter'da iş görüşmem var.
I actually... I have a job interview today.
Aslında bugün bir iş görüşmem var.
I have a job interview.
- İş görüşmem var.
Well, I have a job interview.
Celia, bir iş görüşmem var.
I have a job interview at a cooperative next week, they're very interested.
Haftaya bir ortaklıkta mülakatım var. Çok ilgililer.
I have a job interview.
Bir iş görüşmem var.
- I have a job interview.
- Bir iş görüşmem var.
I have a job interview today.
Benim iş görüşmem var.
- I have a job interview here.
- İş görüşmem vardı.
- I can't. I have a job interview.
- yapamam.bir iş görüşmem var.
I have a job interview. Without a working pump, his sugar levels are gonna continue to fluctuate.
Çalışmayan bir pompayla, şeker seviyesi inip çıkacaktır.
No, I have a job interview.
Hayır, iş görüşmem var.
Oh, I'll be fine. I have a job interview with Jim Paxton.
Jim Paxton'la bir iş görüşmem var.
I have a job interview tomorrow!
Yarın bir iş görüşmem var!
- Uh, I have a job interview, actually, on Monday.
Pazartesi iş görüşmem var.
I will, but I have a job interview today.
Yaparım, ama bugün bir iş görüşmem var.
I have a job interview with the mayor's office.
Başkanlık dairesinde iş görüşmem var.
Which means you need to get it because I have a job interview.
Bu da senin o işi haletmen gerektiği çünkü benim iş görüşmem var.
I have a job interview in a few days.
Bir kaç gün sonra bir iş görüşmem var.
I have a job interview. You're staying here.
İş görüşmem var ve sen burada bekleyeceksin.
I have a job interview.
İş görüşmesine gidiyorum.
I have a job interview.
Mülakata geldim.
But in three days I have a job interview at my old firm.
Ama üç gün içinde eski firmamla bir iş görüşmem var.
I have a job interview the day after tomorrow.
Öbür gün bir iş görüşmem var.
Today I have a job interview for the first time in a while.
Bugün, ilk kez, bir iş görüşmem var.
I have a job interview tomorrow.
Yarın iş görüşmem var.
- I was supposed to have a job interview.
- Bir iş görüşmem vardı bugün.
I've got a very important job interview tomorrow morning in Breckenridge, so I have to get my car fixed fast! Is there another garage in town?
Yarın sabah Breckenridge'de çok önemli bir iş görüşmem var, bu yüzden arabamı hızlıca tamir ettirmeliyim.
Actually, I have an interview for a magazine job in Boston.
Aslında Boston'da bir dergiye iş görüşmesine gideceğim.
I have to go on a job interview, so I'll take care of it later.
Bir iş görüşmesine gitmem gerek, sonra ilgilenirim.
Yeah, I have an interview tomorrow for a job.
Evet, yarın görüşmem var. İş için.
I am calling to see if you would come down and interview for a job we have opening up in corporate.
Eğer buraya gelirsen, yönetimde açık bir pozisyon var.. Bunun yüzden, görüşmeye çağırmak için aradım seni.
Which means I now have to give you a job interview... Theodore Margaret Crisp.
Bu da seninle mülakat yapmam gerektiği manasına geliyor Theodore Margaret Crisp.
I do not have a job interview.
İş görüşmem falan yok.
I just, I just, I just don't have it with me right now is all and I have a real important job interview.
Şu an yanımda yok sadece, hepsi bu. - Çok önemli bir iş görüşmem var.
Justin, I want to talk about this, but I... I have, um, a second-round interview for this new job.
Justin, bunun hakkında konuşmak isterim, ama... bu iş için ikinci tur mülakatım var.
Listen, I have my dissertation defense tomorrow, and Hoguefeld says it's essentially a job interview, so I guess it's not exactly a little thing.
- Bak, dinle yarın tez savunmam var ve Hogufield, aslında bunun bir iş görüşmesi gibi olduğunu söyledi. - Bu yüzden önemsiz birşey sayılmaz.
Actually, uh, I'm in town for a job interview I have in two hours.
Aslında, iki saat içinde bir iş görüşmem var, bunun için bu şehirdeyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]