English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I have your word

I have your word Çeviri Türkçe

449 parallel translation
In the meantime, I have your word, and you have mine.
Bu arada ben sizin sözünüze güvenebilirim siz de benim sözüme.
I have your word.
Söz verdim sana.
I have your word they're not to be touched.
Hayır! . Söz vermiştin.
Do I have your word?
Söz veriyor musun?
- I have your word on that? - My word?
- Bu konuda söz verir misin?
I have your word. I'll assume all responsibility.
Onlara gününü gösterin.
As to these conditions you state, do I have your word?
Belirttiğin bu şartları yerine getireceğine söz veriyor musun?
I have your word you'll return your gun when this is over?
Bu iş bittiğinde silahını geri vereceğine dair söz veriyor musun?
Do I have your word as a Roman emperor and god?
Roma imparatoru ve tanrısı olarak bana söz verir misin?
Do I have your word that you will not harm yourself in any way?
Bir şekilde kendine zarar vermeyeceğine söz verir misin?
So I have your word?
Yani söz verebilir misin?
- Do I have your word?
- Söz veriyormusun?
- Do I have your word?
- Söz mü?
- Do I have your word this time?
- Bu kez bana söz veriyormusun?
I have your word?
- Söz mü? - Evet.
I have your word?
- Söz veriyor musun?
Then I have your word, Mr. Hoop?
Sana güvenebilirim demek Bay Hoop?
- Can I have your word?
- Size güvenebilir miyim?
Keep your word, King Gunther, as I have kept mine!
Sözünü tut Kral Gunther, benim tuttuğum gibi!
I don't know why I should have more confidence in your word only the doctor's yet I do. - Thank you, monsieur.
Neden sözlerinize güvenmeliyim sadece doktora kabul ediyorum.
Now Watson, if you don't mind I'd like to have a word with your extraordinary patients.
Şimdi Watson, eğer sakıncası yoksa sıradışı hastalarınla bir kaç söz etmek isterim.
But I think I can convince you that you have a duty beyond your military duty, and to tell us everything you know, despite your word of honour.
Lakin, sanırım askeri görevinin ötesinde bir görevin olduğuna ve verdiğin şeref sözüne rağmen, bildiğin her şeyi bize anlatmana dair seni ikna edebilirim.
- I'll have to take your word for it.
- Bu konuda sözüne güveneceğim.
I guess we have enough information to take your word for it... unless there are any objections.
Gerek yok. Sanırım sözünüze güvenecek kadar yeterli bilgiye sahibiz. Tabii itirazı olan yoksa.
Tell me, would you have your store today... if I don't loan you $ 1,200, on you, your word, no collateral?
Söylesene sözüne güvenip, maddi teminat olmadan sana 1200 dolar kredi vermesem bugün dükkanın olur muydu?
- Have I got your word I can show him up?
- Söz verirsem ona gününü gösterebilecek miyim?
Before I tell you, I must have your word. No harm to Michael.
Önce Michael'a zarar gelmeyeceğine söz vermelisin.
- Have I your word?
- Söz veriyor musun?
I'll have to take your word.
Söylediğine inanmalıyım.
- I'll just have a word with your mother
- Annene söyleyeceklerim var.
About your business, I would have a word with the maid.
İşinizle ilgilenin, ben kızla biraz laflayım.
Now, if you will allow a reporter and a photographer into your home to cover Tracy's wedding I have the editor's word as a gentleman that he will withhold the article on your husband.
Bir muhabir ve bir fotoğrafçıyı, Tracy'nin düğününü çekmesi için evine alırsan, editör kocanla ilgili makaleyi yayınlamamaya söz veriyor.
So I'd like to have your word for it that that guy isn't stashed somewhere.
Yani bu adamın güvenli bir yerde saklanmadığını sizden duymak isterim.
Your Majesty, may I have a word with you alone?
Majeste, yalnız konuşabilir miyiz?
I suppose there's a fine point there, but I have to ask you to give me your word on that too.
Bence iyi bir noktaya parmak bastınız. Bu konuda da söz vermenizi isteyeceğim.
But I'm afraid I can't take your word for it, I'll have to interview them.
- Günaydın Holly.
I believe your name will be a household word when you'd have to go to the war museum to find who Allenby was.
Adın ağızlardan düşmeyecek. Allenby'yi ise askeri müzeyi gezenler bilecek.
You know, I'm going to have a word or two with your supervisor.
Amirinizle görüşeceğim, bundan emin olabilirsiniz.
I can't keep you to your word, you know, Joey. Otherwise I'll have to call in at your office and I know you wouldn't like that.
- Hangi aklanmayı seçtiniz?
Hector, I don't think you should have used the word "suddenly" in the newspaper announcement of your uncle's death.
Hector, amcanın gazetedeki ölüm ilanında'anî'kelimesini kullanmasaydın belki daha iyi olurdu.
I just wondered if we could have a word with you... about your son, Paul.
Mahsuru yoksa oğlunuz Paul hakkında sizinle biraz konuşmak istiyoruz.
I want to have a word with your mother.
Annenle biraz konuşmak istiyorum.
Have I your word that what we say here is between us two?
Söyleyeceklerimin aramızda kalacağına söz verir misin?
- I'll have to take your word for it.
- Sana güveniyorum.
Have I got your word?
Sözüne sadık mısın?
I sincerely hope that everything I have said tonight will give the word "collaboration" new meaning in your eyes.
İçten inanıyorum ki bu akşam söylediğim her şey "işbirliği" kelimesine sizin gözünüzde yeni bir anlam katacak.
The word I get is that maybe the best thing for everybody to do unless you have a tent or some place specific to go to just carve yourself out a piece of territory say goodnight to your neighbor...
Söylemek istediğim, belki herkesten yapmasını istediğim, sığındığın bir çadır ya da başka birşeyin içinde olsan da, şahsiyet çemberinin dışına çıkıp, komşuna iyi geceler de.
I have a deep regard for your opinions and your enthusiasm but let me, as an old man, give one word of advice at parting :
İstek ve görüşlerinize büyük bir saygı duyuyorum. Fakat izin verin bana, yaşlı bir adam olarak bir parça öğüt vereyim.
- Might I have a word? - Beg your pardon, sir.
- Bir şey söyleyebilir miyim?
I only have your word on that.
Sözüne güvenmeli miyim?
Mind if I have a word with your sister, please, miss?
Kardeşinizle biraz konuşabilir miyim hanımefendi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]