I haven't seen her Çeviri Türkçe
1,018 parallel translation
I haven't seen her for three years.
Onu üç yıldır göremedim.
I haven't seen her in a long time.
Onu uzun zamandır görmedim.
I haven't seen her all day.
Sabahtan beri onu görmedim.
Well, there are a few shades that I haven't seen her in yet.
Henüz üzerinde görmediğim birkaç renk tonu daha var.
I haven't seen her in over two years.
Onu iki yıldır görmedim.
I haven't seen her for years.
Onu yıllardır görmedim.
How come I haven't seen her before, if she's been here a month?
Bir aydır buradaydı da ben nasıl onu görmedim?
There was no message for me, and I haven't heard from her or seen her since.
Mesaj bırakmamıştı, ve o zamandan beri ondan ne bir haber aldım, ne de onu gördüm.
I haven't seen her since... for several years.
Uzun yıllardır... görmedim onu.
I haven't seen her since yesterday afternoon.
Dün öğleden beri onu görmedim.
I haven't seen her.
Onu görmüyorum.
I haven't seen her in a couple of days.
Eileen mi? Onu iki gündür görmüyorum.
I haven't seen her this happy in a long time.
Çoktan beri bu kadar güldüğünü görmemiştim.
I haven't seen much of her lately.
Son zamanlarda onu pek görmedim.
I haven't seen her for quite a while.
Epeydir görmedim.
I haven't even seen my daughter yet, and you're taking her away from me.
Ben daha kızımı bile göremeden sen onu benden uzaklaştırmaktan bahsediyorsun.
- No, I haven't seen her.
- Hayır görmedim.
I haven't seen Kit since one of your countrymen kidnapped her from my shack in Bermuda last summer.
Kit'i geçen yaz sizin buralı biri tarafından Bermuda'da ki kulübemden... kaçırıldığından beri görmedim.
I haven't seen her.
O'nu görmedim.
- No, I haven't seen her for days.
- Hayır, onu günlerdir görmedim.
I haven't seen her and I haven't seen them since.
Ne kızı, ne de adamları o zamandır görmedim.
- I haven't seen her for two years.
- İki yıldır onu görmedim.
Why haven't I seen her before?
Onu neden daha önce görmedim ki?
I haven't seen her for a long time.
Çoktan beri görmüşlüğüm yok.
I haven't seen her since the war.
Savaşın başından beri onu görmedim.
Stephen, I haven't seen her since.
Stephen, ondan sonra bir daha onu görmedim.
- I haven't seen her.
- Görmedim.
I haven't seen her.
Onu görmedim.
You haven't seen her since high school! I guess your evenings are just too valuable.
Liseden ben hiç görmedin ki onu.
But I haven't seen her, so...
Ama onu görmedim, bu...
I haven't seen anyone I was supposed to meet her at 6.
Ben hiçkimseyi görmedim. Onunla saat 6'da buluşmayı umuyordum. Ama ben geç kaldım.
I thought I've found her A friend I haven't seen in 20 years
20 yıldır özlemini çektiğim... dostumu bulduğumu zannettim!
Look, James, I know that we haven't always exactly seen...
Bak James, seninle her zaman pek şey görünmedik...
I haven't seen Mrs Fantin since her husband's funeral.
Kocasının cenazesinden beri Bayan Fantin'i hiç görmedim.
For the past few years I've been performing in South I haven't seen her for a long time
Onca sene güneyde çalışıyordum onu uzun zamandır görmedim
I haven't seen her.
Kendisini görmedim.
I've got her tickets home. I haven't seen her since.
Ona eve dönüş biletini aldığımdan beri görmedim.
I don't know, haven't seen her.
Bilmiyorum. Onu görmedim.
I haven't seen her yet.
Onu henüz ben de görmedim.
What's more, the maid's disappeared. I haven't seen her since this morning.
Eğer size rahatsızlık veriyorsam, başka yere gidebilirim.
I haven't seen her before have I?
Daha önce görmemiştim değil mi?
I haven't seen her since her father died
Babası öldüğünden beri onu hiç görmedim
I haven't seen her lately.
Onu son zamanlarda görmedim.
I want that girl you saw and all the girls I haven't seen.
Gördüğünüz o kızı istiyorum ve henüz daha görmediğim her kızı istiyorum.
No, I haven't seen her.
Hayır, görmedim.
I haven't seen her for ages, as you know.
O iyi, değil mi? Bildiğin gibi onu uzun zamandır görmüyorum.
She left it here to be washed three days ago, but I haven't seen her since.
Üç gün önce yıkamam için bıraktı ama hala ortalarda görünmüyor...
And, uh, when she didn't come home, mine, I thought Melody being after her. Best friends. And, uh, they haven't seen her all day.
Eve donmeyince Melody Green i aradim, en yakin arkadasi sonra butun gun onu gormedigini soyledi.
No, I haven't seen her
onu hiç görmedim
I haven't seen her this morning, sir, but she sounds much better.
Onu bu sabah görmedim, efendim, fakat çok daha iyi görünüyor.
I haven't seen her since she was 13.
En son gördüğümde 13 yaşındaydı.
i haven't seen her since 17
i haven't seen her in 17
i haven't seen her in a while 21
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i haven't yet 29
i haven't seen it yet 23
i haven't got it 40
i haven't 1248
i haven't decided yet 126
i haven't seen her in 17
i haven't seen her in a while 21
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i haven't yet 29
i haven't seen it yet 23
i haven't got it 40
i haven't 1248
i haven't decided yet 126
i haven't got time 37
i haven't the faintest idea 43
i haven't done anything 204
i haven't finished yet 32
i haven't been 30
i haven't heard from him 28
i haven't seen him 197
i haven't heard anything 33
i haven't seen him since 36
i haven't slept in days 19
i haven't the faintest idea 43
i haven't done anything 204
i haven't finished yet 32
i haven't been 30
i haven't heard from him 28
i haven't seen him 197
i haven't heard anything 33
i haven't seen him since 36
i haven't slept in days 19