I hope you can forgive me Çeviri Türkçe
173 parallel translation
But I hope you can forgive me for having thought badly of you.
Ama umarım sizin hakkınızda bu kadar kötü düşündüğüm için beni affedersiniz.
I hope you can forgive me my bad mood.
Bu nedenle bundan sonra cezalısınız ve gözaltındasınız.
I hope you can forgive me.
Umarım beni affedebilirsin.
I know you're both still angry with me and you have every right to be, but I hope you can forgive me for the way I acted.
İkinizin de bana kızgın olduğunu biliyorum ve bunu yapmakta çok haklısınız. Ama böyle davrandığım için beni bağışlayabileceğinizi umuyorum.
I hope you can forgive me for this.
Umarım beni affedebilirsin.
I hope you can forgive me for this, but a few months ago, I had a slip.
Umarım beni bağışlarsın, birkaç ay önce bir defa tökezledim.
- I hope you can forgive me.
- Umarım beni bağışlayabilirsin.
- Well I guess I'll be going mom and dad, but I hope you can forgive me.
— Gitmem gerek anne, baba. Umarım beni affedersiniz.
- I hope you can forgive me too mom. Oh Stanley, let's just forget the whole thing and have a nice holiday back home.
— Umarım sen de beni affedersin anne, — Her şeyi unutup eve dönelim ve bayramın tadımı çıkaralım.
I hope you can forgive me for breaking my promise to see you again.
Seni yeniden görme sözümü tutamadığım için.
But I hope you can forgive me.
Ama beni affedeceğini umuyorum,
I hope you can forgive me.
Umarım beni affedersiniz.
You're both forgetting Slim's hypnotic control... over those with less than perfect pitch. Jack, I hope you can forgive me.
Jack, umarım beni bağışlayabilirsin.
Dear Paul. If for nothing else, I hope you can forgive me for this letter.
Başka bir şey için olmasa bile bu mektup için beni affedeceğini umuyorum.
Except that I hope you can forgive me.
Umarım beni affedebilirsin.
I hope you can forgive me.
Umarım beni affedebilirisin.
I hope you can forgive me.
Beni bağışlayabileceğini umuyorum.
I hope you can forgive me.
Umarım beni affedersin.
I hope you can forgive me.
Umarım beni affedebilirsiniz.
And I hope you can forgive me.
Ve umarım beni affedebilirsin.
I just feel like I should have been responsible and I should have given you a break, and I hope you can forgive me.
Daha sorumlu davranmam gerekirdi bence. Sana yardım etmem gerekirdi. Umarım beni affedersin.
I hope you can forgive me. Someday.
Umarım birgün beni bağışlayabilirsin.
I hope you can forgive me, Teddy.
Umarım beni affedebilirsin. Teddy.
This friend mentioned to me one time that he has a therapy group for people who, I hope you'll forgive me, for people who can't control their tempers.
Bu arkadaşım bana bir keresinde bir terapi grubunun olduğunu söylemişti şey insanlar için... Umarım kusuruma bakmazsın, Carla. Sinirlerine hâkim olamayan insanlar için.
I hope you can find it in your heart to forgive me.
Umarım kalbinin derinliklerinde beni affedebilirsin.
I just hope you can forgive me.
Umarım beni bağışlarsın.
" Someday I hope you can both forgive me.
" Belki bir gün beni bağışlarsınız.
And I can only hope that you can find it in your hearts... you and the countless others who've gone before you... to... forgive me for having let you down.
Umarım siz ve sizden önceki sayısız diğer öğrencilerim sizi hayal kırıklığına uğrattığım için beni bağışlarsınız.
I hope that someday you can forgive me my ignorance.
Günün birinde bu cehaletimi affetmeni umuyorum.
Sir, I - I only hope you can forgive me for shooting your wooden leg.
Efendim, sizden sadece bacağınıza ateş ettiğim için beni affetmenizi istiyorum.
I hope that you can forgive me for that.
Umarım beni bağışlayabilirsin.
And I hope that you can forgive me
Ve umarım beni bağışlayabilirsin...
I hope you can find it in your hearts to forgive me.
Umarım kalbinizde beni affedecek merhameti bulursunuz.
I hope you both can forgive me.
Umarım ikinizde beni affedebilirsiniz.
And I hope that you can forgive me.
Umarım beni affedersin.
Lois, I only hope you can find it in your heart to forgive me,
Lois, tek umudum, kalbinde tekrar bana bir yer açmandır.
And I know that you can't forget what happened... but I hope that you can forgive me. You have to forgive me.
Olanları unutamayacağını biliyorum ama beni bağışlayabileceğini umuyorum.
Well, I know this is probably too little too late... but I... I apologize... and I hope you can find it in your hearts to forgive me.
Evet, Bu muhtemelen çok az ve çok geç... fakat özür dilerim... ve umarım kalbinde beni affedecek bir yer bulabilirsin.
I hope one day you can forgive me.
Umarım bir gün beni affedersin.
I know I have no right to ask I just hope that some day you can both forgive me.
Bunu istemeye hakkım olmadığını biliyorum. Ama umarım bir gün ikiniz de beni affedebilirsiniz.
And one for which i will always be ashamed, but... i hope you can find it in your hearts to forgive me,
Ve her zaman bunun utancını yaşayacağım. Umarım kalbinizde beni affedebilecek kadar sevgi kalmıştır.
And I only hope, one day, you can forgive me.
Umarım bir gün beni affedersin.
Well, I hope you can forgive us, forgive me.
Umarım bizi affedebilirsin. Beni affedebilirsin.
I just hope that there's some way you can learn to forgive me.
umarım bir yolunu bulup beni affedersin.
Veronica, I just hope you can forgive me for being such a...
Veronica, umarım davranışlarım için beni bağışlayabilirsin. Ben -
I hope that you can find it in your heart to forgive me.
Umarım gönlünüzde beni bağışlayacak birşeyler bulursunuz.
I hope you can find a way to forgive me for all the things I ve said and done to you.
Umarım sana söylediğim ve yaptığım herşey için beni affetmenin bir yolunu bulursun.
I just... hope you can forgive me.
Umarım beni affedebilirsin
I hope in time you can forgive me, Kyle.
Umarım zamanla beni affedebilirsin, Kyle.
And I just hope you can forgive me, and maybe we can be friends or something.
Ve beni bağışlayabileceğini umuyorum, belki arkadaş ya da o tarz birşey kalabiliriz.
sometimes my life in malibu feels like a crazy dream hope you can forgive me for all my bizarre behavior and know that i will always remember you fondly your friend, rose ps give my best to alan i'm sure by now he's found a place of his own. ha-ha
Malibu'daki hayatım bazen çılgın bir rüyaymış gibi geliyor. Umarım beni delice davranışlarımdan dolayı affedebilirsin. Bilmelisin ki seni hep sevgiyle anacağım.