I just need a second Çeviri Türkçe
176 parallel translation
I just need a second chance.
İkinci bir şansa ihtiyacım var.
I just need a second.
Sadece bir saniyeye ihtiyacım var.
- I'm all right. - I just need a second wind.
Kendimi toparlamam lazım.
I just need a second before I can, you know....
Ayağa kalkmadan önce biraz beklemem lazım, şey yüzünden işte...
I just need a second.
Bir saniye.
I just need a second to unwind.
Rahatlamak için birkaç saniyeye ihtiyacım var.
Okay. I just need a second and I'll be able-
Tamam, bir saniye sonra- - Hayır!
I just need a second, okay?
Bana bir saniye izin ver, olur mu?
I'm sorry, I just need a second.
Üzgünüm, biraz bekleteceğim.
Sorry, I just need a second.
Pardon, bir saniye sonra geleceğim.
I know, buddy.I just need a second.
Biliyorum dostum.
Okay, well, I just need a second to calm down.
Tamam, bir kaç saniye sakinleşmeme izin ver.
I need to sit down for just a second.
Bir dakika oturmaya ihtiyacım var.
I just need to, um, yell at my mongoloid brain-dead assistant for a second.
Biraz mongol ve beyinsiz asistanıma bağırmam gerekiyor.
- I just need... Just for a second.
- Sadece... birkaç saniye.
I just need to talk to somebody for a second.
Biriyle bir saniye konuşmam lazım.
I just need your attention for a second.
Bir saniye beni dinleyin! Hepinizi göremiyorum.
Listen, I just need to ask you a hypothetical question. - Not now, I'm practicing yoga. - No, it'll just take a second.
Hayır, Cathy'ye soramazsın.
I just need to talk to her for a second, then she'll go.
Onunla azıcık konuşacağım, sonra gidecek.
I just need you to, sort of, read it a second time.
- Tekrar?
Could you do me a favor and just wait one second because I've got some green beans that I really need to go check on.
Bana bir iyilik yapıp bir saniye bekleyebilir misin? Çünkü yeşil fasulyelerim vardı da onları kontrol etmem gerek.
I just... I need to think for a second.
Bana... birkaç saniye ver.
- I just need to use... your thingy for a second.
- Sadece senin şu zımbırtıyı biraz kullanmam gerekiyor.
Brendan, I think you just need to just sit down for a second.
Biraz otursan iyi olur Brendan.
So, I just need y'all to watch my back... for a quick second.
Yani hepinizden biraz arkamı kollamanızı istiyorum.
Oh, it'll just take a second, I need to, um, get- - a recipe!
Oh, sadece bir saniye sürer.. şeyi almam gerek--şeyi.. tarifi!
Your Honor, I really need to talk to you for a second, just privately.
Sayın Hakim, Sizinle gerçekten bir saniye görüşmem lazım, özel olarak.
I'm sorry, I just need to speak to these two ladies for a second.
Affedersiniz, ama bu iki genç bayanla bir saniyeliğine konuşmam gerekiyor.
I'll just need a second.
Bir dakikaya ihtiyacım olacak.
I just need you to come in here and cool out for a second, okay?
Sadece içeri girip biraz sakinleşmeni istiyorum, tamam mı?
I need you to listen to me just for a second, okay?
Dinle, bir saniye beni dinlemeni istiyorum tamam mı?
I just need to talk to my partner about that for a second.
Bu konuda ortağımla biraz konuşmam gerekiyor.
I just need air for a second. [Sighs]
Bir saniyeliğine hava almalıyım.
I just need to see the doctor for a second.
Sadece 1 saniyeliğine doktoru görmem gerekiyor.
Just give me a second, will ya? I need one second for my stuff, okay?
Bana bir saniye izin ver, olur mu?
I just need to... I need to sit down for a second.
Benim... benim biraz oturmam gerekiyor.
I just need to talk to Carter for a second.
Carter'la birkaç dakika konuşmalıyım.
Well, you know what? I need you to just think about it for a second.
Sadece biraz düşünmeni istiyorum.
I just need a second.
Bir saniyeye ihtiyacım var.
If we could all just concentrate above the waist for a second, I need you all at a planning meeting this lunch.
Bir saniyeliğine hepimiz bel üstüne konsantre olacak olursak bu öğlen, toplantıda size ihtiyacım var.
I just need to talk to that woman for a second.
Şu kadınla hemen konuşmam gerek.
I just need to close my eyes for a second.
Biraz gözlerimi dinlendireyim.
I just need to look around for a second.
Sadece bir saniyeliğine içeriye bakmam lazım.
I actually will need you, just a second, will need you to pick me up for the party this evening.
Bir de... Geliyorum! ... akşam parti için beni almanı istiyorum.
Sorry, I just need to hide in here for a second.
Kahretsin. Pardon, burada biraz saklanmam gerek.
You guys just do what you need to do, and I'll be done in a second.
Merak etmeyin. Siz işinize bakın. Benim işim birazdan biter.
I just need to talk to Christie for a second.
Christie ile konuşmam gerek.
I just need to close my eyes for a second.
Biraz gözlerimi kapamaya ihtiyacım var.
Man, I'm sorry, I just need to think about who I am for a second, you know?
Çok üzgünüm. Bir süre için kim olduğumu düşünmem gerekiyor, anlıyorsun değil mi?
I'm gonna need a few months to take care of some family business, and I'm just gonna start second semester.
Bazı aile işleriyle ilgilenmek için birkaç aya daha ihtiyacım olacak ikinci yarıyılda da okula başlayacağım.
I just... I need a second.
Sadece biraz dur.