I just want to tell you Çeviri Türkçe
780 parallel translation
Excuse me, Commissioner, I just want to tell you how badly I feel.
Affedersiniz, Komiser, size ne denli kötü hissettiğimi söylemek istiyorum.
I just want to tell you, it's been lovely. Every bit of it.
Sadece şunu söylemek istiyorum her anı çok güzeldi.
Before you all get started, I just want to tell you one thing...
Hepiniz başlamadan önce, bir şey söylemek istiyorum. - Kararım kesin.
I just want to tell you I won't need your flashlight anymore.
Artık el fenerine ihtiyacım olmadığını söylemek istedim.
- I just want to tell you something.
- Sana bir şey söylemek istiyorum sadece.
I just want to tell you I got the truck outside.
- Sadece kamyonun dışarıda olduğunu haber vermek istedim.
I just want to tell you all how great I think you are.
Ne kadar harika olduğunuzu söylemek istiyorum yalnızca.
I just want to tell you that meeting him hasn't changed my mind one darn bit.
Bilmeni isterim ki onunla tanışmak fikrimi bir nebze bile değiştirmedi.
No, Charlie, see, I just want to tell you...
Bak, Charlie. Artık umurumda olmadığını söylemek istiyorum, hepsi bu.
And I just want to tell you that I didn't know at all what he was like, when, you know...
Sadece şunu belirtmek istiyorum ki... sizi tanıştırırken onun nasıl biri, bilirsin -
I just want to tell you that this is my job.
Sana şunu söyliyeceğim, bu benim işim.
I just want to tell you about the moon.
Sadece sana aydan bahsedeceğim.
I just want to tell you not to worry.
Endişelenmenizi istemedim.
No need of that, I just want to tell you this
Bırak bitireyim, Sadece şunu diyeceğim ;
Well, I just want to tell you, I'm a very sensitive person, and I can't just jump into bed with you like this.
- Çok hassas biri olduğumu anlamanı istedim. Seninle hemen yatağa giremem.
Doolittle, before it's too late, there's one last thing I just want to tell you...
Doolittle... Talby...
I just want to tell you that it's your fault what's my fault?
Sadece her şeyin senin hatan olduğunu söylüyorum. Neymiş benim hatam?
I just want to tell you what we're planning so far.
Sizlere şimdilik ne planladığımızı anlatmak istiyorum.
Well, I just want to tell you I like your style.
- Tarzını beğendiğimi söylemek istiyorum.
I just want to tell you
Tek söyleyeceğim şey ;
Nothing much, I just want to tell you that I'm so sorry that I took off all your clothes that day and made a mistake
Yok birşey, sadece diyecektim ki... o gün tüm kıyafetlerini çıkardığım için özür dilerim hatalıydım!
Mr. Monk, I just want to tell you that I'm so sorry for leaving you here this morning.
Mr. Monk, bunu sana söylemek istiyorum Bu sabah seni burada bıraktığım için çok özür dilerim. Bir daha yapmayacağım.
I just want to tell you that next time I'm suspended, so's my fucking beeper!
Şunu bilmeni isterim ki, bir daha beni görevden aldığında, çağrımı da al!
I just want to tell you one thing.
Bir tek şey söyleyeceğim.
I JUST WANT TO TELL YOU I DID NOT CHEAT. I WON FAIR AND SQUARE.
Şu kadarını söyleyim hilesiz bileğimin hakkıyla kazandım.
I just want to tell you....
Ben yalnızca sana- -
I need you to phone my folks, I want you to tell them that I'm fine and everything's OK, that I'm just going to go travelling for a little bit.
Bizimkileri aramanı ve onlara iyi olduğumu, her şeyin yolunda olduğunu, ve biraz daha seyahat edeceğimi söylemeni istiyorum.
You want to be with me that badly? Why don't you just tell me that you own this building? Then, I'll look you over since this building is expensive here.
O zaman buranın senin olduğunu ama pahalı olduğundan bana sattığını söyle.
I can tell that your lips are just twitching right now with what you really want to tell me.
Ne olduğunu söylemek istediğin için dilinin ucuna gelip gidiyor, gelip gidiyor gibi görünüyor.
Well, I'll tell you, Bill, we already got a president, but any time you want to run for mayor or sheriff or something like that, you just let me know.
Şunu diyeyim Bill, zaten bir başkanımız var.. ama belediye başkanlığı ya da şerifliğe adaylığını koymak istersen... haberim olsun.
Look here, young fellow, I want you to tell me... just exactly what were you doing tonight?
Buraya bakın, bu gece ne yaptığınızı olduğu gibi anlatmanızı istiyorum.
I just want to welcome you and tell you how glad I am to see you here in jail.
Hapise girmene ne kadar sevindiğimi söylemek istedim.
I tell you, I just want to talk to somebody!
İyice kafana sok bunu. Birileriyle konuşmak istiyorum.
Sully, I just want to tell you that O Brother, Where Art Thou?
'Nerdesin Be Birader?
I just want to stop and tell you Just how I came along
Size nasıl iyileştiğimi anlatmak istiyorum
I just want to tell her when to give you your medicine.
İlacınızı ne zaman vereceğini ona söylemek istiyorum
I just wanted to tell you I've been thinking it over... and you can invite anyone you want for your birthday party.
Düşündüm de... Partine kimi istersen davet edebilirsin.
I just want you to tell her that I'm sorry.
Sadece ona üzgün olduğumu söylemeni istiyorum.
I want you to tell me what happened last night, just the way you remember it.
Dün gece ne olduğunu bana anlatmanı istiyorum, tıpkı anımsadığım şekilde.
If you want me to go, just tell me. I'll go.
Gitmemi isterseniz sadece söyleyin.
If you just tell me what you want me to do I'll do anything you tell me to do.
Ne istediğini söylemen yeter. Yapmamı istediğin her şeyi yaparım.
I just want you to tell me the whole truth for your own sake.
Kendi iyiliğin için bana tüm gerçeği anlatmanı istiyorum.
If you want to get out of this place just do what I tell you, no questions asked.
Eğer buradan çıkmak istiyorsan, ne diyorsam yap. Soru falan sorma.
I just want to know, can you tell me is the mess hall in this direction?
Sadece bilmek istiyorum, acaba yemek salonu bu tarafta mı?
Well, I just wanted to tell you... that I'm pregnant and I want money.
Sadece sana hamile olduğumu... söylemek istedim ve para istiyorum.
There's just one thing I want to tell you before we do it.
Bunu yapmadan önce sana söylemek istediğim bir şey daha var.
I just want you long enough to tell you that I'm really attracted to you.
Sadece senden gerçekten hoşlandığımı anlatabilecek kadar uzun kalmanı istedim.
I just want you to tell me something.
Sadece sana bir şey söylemeni istiyorum.
I just want you to reach those people and tell them I will take Charles back in any condition.
Lütfen onlara ulaşın ve Charles'ı ne durumda olursa olsun geri götüreceğimi söyleyin.
I just want you to tell me what you think put Diane in the "ha ha house".
Diane'i "tımarhaneye" kapatma nedenini bana söylemeni istiyorum.
I just want you to tell me the truth.
Sadece bana gerçeği söylemeni istiyorum.