I love him so much Çeviri Türkçe
183 parallel translation
I love him so much.
Onu çok seviyorum.
That's why I love him so much,
İşte bu yüzden bütün kalbimle onu seviyorum.
Amy, I love him so much and yet I can't convince him that I do.
Amy, onu çok seviyorum ama onu buna inandıramıyorum.
In fact, I love him so much I could eat him, just swallow him up.
Onu o kadar seviyorum ki ham diye yiyebilirim.
Oh, I love him so much.
Onu öyle çok seviyorum ki.
I guess that's why I love him so much.
Sanırım onu bu yüzden bu kadar seviyorum.
He was my only boy, and I love him so much.
O benim tek oğlum, onu çok seviyorum.
When I see Fabio, I love him so much, I can't help sweating.
Öyle çok seviyorum ki, onu gördüğümde, terlememe engel olamıyorum.
I love him so much.'
Onu çok seviyorum.
" Oh, my, I love him so much.
" Ben onu çok seviyorum.
I love him so much!
Onu çok seviyorum!
- I love him so much!
- Onu çok seviyorum!
[Sobbing] I love him so much!
Onu çok seviyorum!
Oh, I love him so much!
Onu çok seviyorum!
- I love him so much...
Babamı çok seviyorum.
She gave me Hilly and for that I'm eternally grateful...'cause I love him so much.
Bana Hilly'i verdi, bunun için ona her zaman minnettarım... çünkü oğlumu çok seviyorum.
Tell Sam I love him so much.
Sam'e onu çok sevdiğimi söyle.
And the truth is he's my best friend, and I love him so much.
Açıkçası en iyi arkadaşımdır ve onu çok seviyorum.
- I love him so much, I just can't...
- Onu çok seviyorum, hiç...
I love him so much.
Onu öyle çok seviyorum ki.
( TEARFULLY ) I love him so much.
Onu o kadar çok seviyorum ki.
You know, I think that's why I love him so much.
Sanırım onu bu kadar çok sevmemin nedeni bu.
I love him so much and I think he's the greatest dad in the world.
- Onu çok sevdiğimi ekle... ve bence o dünyanın en iyi babası.
I love him so much and I'm so wicked to him.
Onu çok seviyorum ama onun için çok tehlikeliyim.
I love him so much I'm in the closet.
O kadar seviyorum ki, kimliğimi gizliyorum.
If you love him so much, I know what I'II do
Eğer onu çok seviyorsan, ne yapacağımı biliyorum.
Am I so much in love with him that all others seem ridiculous?
Ötekilerini aptal bulacak kadar ona aşık mıyım?
I understand why you, a man-hater, love him so much
Senin gibi erkek düşmanı birinin onu neden bu kadar sevdiğini anlıyorum.
And you know, Marie, I'm going to love him so much.
Biliyor musun Maria, onu o kadar seveceğim ki.
"I love him very much. " And so do almost all of the people who work on his land.
Onu çok seviyorum ve topraklarında çalışanların tamamına yakını kiracılar deniyor onlara.
But to have him kill me when I still love him so much.
Ama onu bu kadar çok severken beni öldüreceğini bilmeliydim.
"I love James so much." I'll be damned if I'll help him.
"James'i çok seviyorum." Ona yardım edeceğime, lanetlenirim.
If you love him so much, I know I'll love him too.
Onu bu kadar seviyorsan, ben de seveceğimden eminim.
I want so much to love him.
Onu o kadar sevmek istiyorum.
Of course, he taught me so much, and I can never repay my debt to him... or the love I feel even now.
Bana çok şey öğretti. Ona olan borcumu asla ödeyemem. Ona karşı hissettiğim aşkı da.
He seemed so much in love, I'd have followed him to China.
Çok aşık olmuş gibiydi, Onun peşinden Çin'e gittim.
I don't want it, because I love him so much now.
Bunu ve alacağım parayı biliyorum, çünkü yazılırken hep birlikteydik.
I love you so much, I thought I could make him understand.
Seni öyle seviyordum ki, anlamasını sağlayabilirim sandım.
I love my father very much, so I came to Earth to save him.
Babamı çok seviyorum, ben de onu kurtarmak için Dünya'ya geldim.
Yes, I am the same Ra ] Malhotra... who had dared to fall in love with your daughter... the same Ra ] Malhotra whom your daughter loved very much... the same Ra ] Malhotra whom you hated so much that you threw him out of Gurukul.
Evet, ben aynı Raj Aryan Malhotra'yım. Kızınıza aşık olmaya cüret eden. Kızınızın da çok sevdiği aynı Raj Malhotra.
But now I love him so damn much.
Ama şimdi onu çok seviyorum.
He loved you so much, and I know you love him.He needs you to help him now.
Biliyorum. Sen de onu çok seviyorsun. Şu anda yardımına ihtiyacı var.
Javier sees the best version of life... and I think that's why we all love him so much.
Javier hayata en güzel tarafından bakar ve bence bu yüzden hepimiz onu çok seviyoruz.
How could you tell the one person in the world... That I love... That I care about so much, how could you tell him to stay away from me?
Dünyada sevdiğim, değer verdiğim tek insana nasıI olur da benden uzak durmasını söylersin?
I love him so much.
Onu çok sevdim.
So much I didn't care that love meant something different to him.
Hem de sevgiyi farklı şekillerde algılıyor olmamıza rağmen.
If you love Riley so much, you should marry him.
Riley Finn'i bu kadar çok seviyorsan onunla evlenmelisin.
I just love him so much.
Onu gerçekten çok seviyorum.
And you contaminated him so much, I ended up with Steven... who I love being with.
Ayrıca o kadar kirlettin ki çocuğu, ben de ayrılıp daha çok sevdiğim Steven ile çıkmaya başladım.
I just love him so much.
Onu çok seviyorum.
We love Michael so much, we let the first kid slide. Hey, man, the man made Billie Jean, leave him alone.
Şimdi siz bana bunların, Saddam Hüseyin'i izbe bi'mağarada bulabildiğini ama...