English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I need to go out

I need to go out Çeviri Türkçe

394 parallel translation
I need to go out for dinner tomorrow and I would enjoy seeing a friendly face across the table.
Benim yarın mutlaka yemeğe gitmem gerekiyor, yemekte karşımda sevimli bir yüz görmek isterdim.
I need to go out.
Dışarı çıkmam gerekiyor.
I need to go out. I'm already late.
Makyajımı bozacaksın.
I need to go out and engage in some incredibly appropriate teenage behavior.
Dışarı çıkmaya ve gençlerin yaptığı türden şeyler yapmaya ihtiyacım var.
Well, Claudy, I need to go out there, can I borrow your mother's car?
Claudy, biri beni oraya götürmeli. Annenin arabasını alabilir misin?
Just once is enough. I need to go out...
Sadece bir kez yeter.
Oh, gee whiz! Well, if you two will excuse me I need to go out and buy a certain special lady her anniversary present.
Eğer izin verirseniz çok özel bir bayana yıldönümü hediyesini alacağım.
I think I need to go out tonight, man.
Bu gece dışarı çıkacağız.
I can't hole up in the inn, I need to go out, alone.
Gecelerimi bir handa geçiremem ; dışarı çıkmak isterim.
I need to go out and work the road now.
Dışarıya çıkıp yollara düşmeliyim.
I need to go out and do an hour every night.
Dışarı çıkıp her akşam bir saat anlatmalıyım.
I need to go out.
- Dışarıya çıkmalıyım.
Fritz, I think tomorrow, if the ship's still there, you and I and maybe Ernst ought to go out and try and bring in the animals if we can, anything else we might need.
Fritz, düşünüyorum da yarın... tabii gemi hala oradaysa... Sen ve ben belki Ernst ile gidip... Hayvanları getirmeyi deneyebiliriz...
Just because I go out once, there's no need to start sulking.
Sadece bir kez yemeğe çıkıyorum diye somurtman gerekmez.
I reckon we've got to go further out, and we'll need more gas for that.
Tahminimce o kadar dışarı gitmeliyiz. Bunun için daha çok yakıta ihtiyacımız olacak.
I don't need to go out.
Dışarı çıkmama lüzum yok.
I need to go, or I'll be thrown out of the Blue Bar for good.
Gitmeliyim, yoksa Blue Bar'daki işimden olacağım.
You don't need my permission for that. Oh, I know. But I thought I'd go out and get some new clothes to go with the new me.
Kısa bir not alabilir misiniz lütfen?
I can't go out, I need to change.
Ben dışarı gidemem, Değiştirmem gerekiyor.
I need to rest before I go out.
Dışarı çıkmadan önce dinlenmem lazım.
I need you to go out there, find this man and bring him in alive.
Sizden gidip o adamı bulmanızı ve bana sağ getirmenizi istiyorum.
I need you to go out and do what you're paid to do.
Senden aldığın paranın hakkını vermeni istiyorum.
Shelly, I didn't need to go out there and kill anything.
Oraya gidip can almaya ihtiyacım yokmuş.
I'm gonna need you be on top of your game,'cause we got to go out here... and do what we got to do, all right?
Bu oyunda en tepede olmalısın ve biz birlikte bunu başarabiliriz, tamam mı?
Now I need you to go clean out my toilet.
Şimdi tuvaletimi temizlemeye gidebilirsin.
I just need to go out of town for a little while'cause I got into some trouble, and I need some help.
Sadece bir süre şehirden kaçmam gerek çünkü başım belaya girdi. Yardımına ihtiyacım var.
I need to go out.
- Benim çıkmam gerekiyor.
You need to go. I'm not leaving, Garrett, unless you promise to screw my brains out tonight.
Sence belki, ne bileyim, işten sonra bir ara bir şeyler içmeye gidebilir miyiz?
I need to go straighten things out. Until then I can't do anything. How does it end?
"Yapabileceğim tek şey bu"
What I think you need to do, is you need to hire a guy who'll go out with her.
Senin yapman gereken şey onunla çıkacak birini tutmak.
I'll go out, John, but we need to leave the building.
Seninle çıkarım ama binadan ayrılmamız gerekiyor.
You need to get inside something, get out, tunnel under, go around or through, I'm it.
içeriden bir şeye mi ihtiyacın oldu veya dışarıya, tünellere altına üstüne v.s. o kişi benim.
You have this weird need to prove that i'll go out with you.
Sadece seninle çıkarım diye kendine kanıtlaman gereken garip bir ihtiyacın var.
- Look, if we're gonna go out, the first thing you need to know about me is that I don't play games.
- Bak, eğer çıkacaksak benim hakkımda bilmen gereken ilk şey oyun oynamam.
I need you to know... that I'd rather go through this with you than without you. Know that I love you. And that I want this to work out.
Bil ki, seni seviyorum ve ilişkimizin yürümesini istiyorum.
I DON'T NEED HER TO KNOW EVERY TIME I GO OUT. "EVERY TIME YOU GO OUT" IS ONCE A YEAR.
Orta düzeyde bir yemek, yıllık vergi miktarının üstünde.
I really need to go to the bathroom, but if I do, it will pop again and the pain will make me pass out.
Tuvalete gitmem gerekli... ama gidersem tekrar patlayacak ve acı beni öldürecek.
Now, if you'll excuse me, I need to go find out what it means to be black like me.
Şimdi izninle, benim gibi zenci olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışmam gerek.
Guys, I need to go check something out.
Çok kafa karıştırıcı. Bir şeyler alacağım ben.
Some nights I didn't need to go out.
Bazı geceler dışarı çıkmama gerek yoktu.
I need you to go to the hospital and find out as much as you can about Anna.
Hastaneye gidip Anna hakkında olabildiğince çok şey bulmanı istiyorum,
- I mean, they need to go back wherever the hell they came from and stay out of our neighborhood.
- Hangi cehennemden geldiyseler oraya dönüp bu civardan uzak durmalarını istiyoruz.
I need to make a clear statement, one I can't go back on or chicken out on, one that everyone can see.
İşte vakti geldi. Tavrımı açıkça ortaya koymalıyım. Geriye dönemeyeceğim bir şey olmalı.
Al, get out there. I need you to go tell Dru about our deal.
Alvin. Hemen ayağa kalk. Dru'ya anlaşmamızdan bahset.
- Fine. I just need to go out.
Sadece dışarı çıkmam gerek.
I'm gonna go ahead and worry about how we do things around here, but if I ever do need to find out how to make a top-notch rum and coke, by gum, mister, you had better be by the phone, cos I might give you a jingle.
Barmenim. Sana bir şey söyleyeyim Dan, Ben burada olanlar konusunda endişeleneceğim.
I just need someone to go out and get a beer with me.
Benimle bira içmeye çıkacak birini bulmalıyım.
He says, "I want you to go out to Afghanistan, I want you to go next month and I will give you whatever you need to win." Yeah.
Dedi ki : Afganistan'a gitmeni istiyorum, önümüzdeki ay gitmeni istiyorum kazanman için ihtiyacın olan her şeyi vereceğim. Evet.
I need to find out who let go first.
İlk önce kimin bıraktığını öğrenmem gerek.
We need to parcel out Aksel's election meetings and I suggest we go ahead with Ole's anniversary celebrations now that the press has been invited.
Aksel'in seçim mitinglerini bölüşmemiz laızm. Ole'nin yıldönümü kutlamalarıyla devam etmeyi öneriyorum. Ne de olsa basın da davetli.
Marcos needs to know if he can't give me what I need... i'll go out and find someone who can.
Marcos istediğimi vermezse ne yapacağımı bilmeli. Dışarı çıkıp birini bulurum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]