I promised myself Çeviri Türkçe
410 parallel translation
I promised myself I'd come back here one day ever since the cattlemen drove my father off the range.
Sığırcılar babamı çiftliğinden çıkardığından beri bir gün buraya döneceğime dair kendime söz verdim.
I promised myself I'd be kinder and nicer to everyone around.
Çevremdeki herkese karşı daha kibar olmak için kendime söz verdim.
When I was a kid, I promised myself that when I grew up, I'd have plenty of dough.
Ben çocukken, büyüdüğümde hesabını tutamayacağım kadar param olacak diye, kendi kendime söz verirdim.
I promised myself I'd never see the day when my young'uns would want.
Kendi çocuklarımı da aynı hâlde görmeyeceğime söz verdim.
I promised myself I wouldn't bring the subject up again, but then when I realized you'd be gone a whole week, I...
Konuyu yeniden açmayacağıma söz verdim, fakat sonra hafta boyu burada olmayacağını düşününce, ben...
And I promised myself I'd sleep in it on my 17 th birthday... but I never have, not once.
17. doğum günümde uyuyacağıma dair kendime söz vermiştim... ama bir kere bile uyuyamadım.
The day I met you, I promised myself that I'd spend the rest of my life with you.
Seni tanıdığım gün, hayatımın geri kalanını seninle geçirmeye söz verdim.
Well, it's one of the several experiences I promised myself before I die.
- Kendime ölmeden önce... yapacağıma söz verdiğim birkaç şeyden biri.
I promised myself if I had to come back here I'd have the best room in the house.
Buraya dönersem, en güzel odada kalacağıma dair kendime söz vermiştim.
- I promised myself I would not run...
- Kaçmayacağım diye kendime söz verdim... - Pekâlâ.
I promised myself I wouldn't beg but I am.
Yalvarmamaya yemin etmiştim ama yalvarıyorum.
Except I promised myself I'd go to Wichita first.
Ama önce Ben'le Wichtown'a gitmem gerekiyor.
I promised myself I would do this the first time I saw you again.
Seni bir daha görür görmez bunu yapmaya söz vermiştim.
Gentlemen, I promised myself this trip I would not talk politics, and look here, that's about all I've been doing.
Beyler, kendime bu gezide politika konuşmamaya söz vermiştim ve baksanıza, neredeyse tek yaptığım şey bu.
I promised myself I wouldn't ask.
- Sormayacağıma söz vermiştim.
Never. I promised myself when I was ten years old.
Hiç. 10 yaşındayken kendime söz verdim.
I promised myself I'd never fall in love again.
Bir daha asla aşık olmayacağıma söz vermiştim.
You know, I promised myself and Anteo.
Anlayacağın, Kendime ve Anteo'ya söz verdim.
Look, I promised myself I wouldn't go back to that slave life.
Bak, kendime söz verdim, o sefil hayata geri dönmeyeceğim.
I promised myself, and this action...
Kendime söz verdim, ve bu eylem...
- I promised myself that if I ever saw you again, I'd make a full confession.
Ben... kendime söz verdim ki seni bir daha görürsem, Herşeyi itiraf edeceğim. Hayır.
I promised myself to come in the winter here to repair a very cute magnificent chapel outside of this small town.
Kışın buraya gelip kasabanın dışındaki muhteşem kiliseyi onaracağıma kendi kendime söz vermiştim.
Before I die, I promised myself I'm gonna see the Seven Wonders of the World.
Ölmeden önce dünyanın Yedi Harikası'nı görmek için kendime söz verdim.
I promised myself I wouldn't cry.
Ağlamayacağıma söz verdim kendime.
There are two things I promised myself I'd never do :
Asla yapmayacağıma söz verdiğim iki şey var.
I promised myself an afternoon of laziness.
Kendime hareketsiz bir öğleden sonra için söz verdim.
When your mother died, I promised myself... that I would raise you in a way that would make her proud.
Annen öldüğünde, kendi kendime söz vermiştim... seni annenin gurur duyacağı bir şekilde yetiştirmek için.
I promised myself I'd never do it again.
Bir daha yapmayacağıma kendime söz verdim.
I promised myself I'd wipe my ass with this hand.
Söz veriyorum bu elle kıçımı silerim.
Years ago I promised myself a Iong vacation.
Yıllar önce kendime uzun bir tatil sözü vermiştim.
I promised myself I wouldn't let this happen till you were living alone.
Kendi kendime söz vermiştim, sen ayrıIıncaya kadar bunun olmasına izin vermeyecektim.
I promised myself.
Kendime söz verdim.
I promised myself I wasn't gonna cry...
Ağlamayacağıma söz vermiştim.
I promised myself I was never going to tell you.
Bunu size asla söylemeyeceğime yemin etmiştim.
No, but I promised myself that, when I saw you, I would get to know you.
Hayır ama seni gördüğüm zaman kendime seninle tanışacağıma söz verdim.
I promised myself that when we met we'd drink tequila.
Kendime, tanıştığımız zaman tekila içeceğimize söz vermiştim.
I promised myself I would not do this and look at me.
Bunu yapmayacağıma dair kendime söz vermiştim ama şu halime bak.
Now, I promised myself I would never get married, never go through what they had.
Ben de kendi kendime bir söz verdim ; asla evlenmeyecektim, asla onların yaşadıklarını yaşamayacaktım.
I promised myself I wasn't gonna do this.
Kendime bunu yapmayacağım konusunda söz vermiştim.
See, I promised myself I'd be married to Belle
Biliyorsun ki, Belle ile evleneceğime dair kendime söz verdim.
It's our last family dinner for six weeks... but I promised myself I wouldn't cry.
Bu, 6 hafta sonraya kadar bizim ailecek son akşam yemeğimiz ama ağlamayacağıma kendime söz verdim.
I promised myself never to forget.
Asla unutmamak için kendi kendime söz verdim.
I promised myself that I could handle it.
Altından kalkacağıma kendi kendime söz verdim.
I promised myself I wouldn't cry.
Ağlamayacağıma söz vermiştim.
I'm only going in myself because I promised the old man.
Ben de zaten sadece ihtiyara söz verdiğim için gidiyorum.
I do not wish to defend myself I promised to defend you, if you're ever arraigned.
Kendimi savunmak istemiyorum. Bir daha mahkemeye çıkarsan seni savunacağıma söz vermiştim.
I could hardly permit him to fall into the hands of the law... having promised myself the pleasure of killing him personally.
Kişisel olarak onu öldürme zevkini kendime söz verdiğim için, onun yasanın kollarına... düşmesine izin vermem mümkün değil....
And I'd promised myself eight quiet days on my way to Anchorage. And here I am.
Bari Anchorage yolunda sekiz gün rahat edeyim dedim.
I promised my husband... but I can't help myself.
Kocama söz verdim ama kendime hakim olamıyorum.
always promised myself I'd live here someday.
Bir gün burada yaşayacağıma dair kendime hep söz verdim.
When Jeff came in, he promised that if I'd stop feeling sorry for myself and fight within the rules he'd make sure I got promoted.
Jeff geldiğinde, kendime acımayı bırakıp kitabına göre mücadele edersem mutlaka terfi edeceğime söz verdi.
i promised him 36
i promised her 30
i promised you 42
i promised 121
myself 698
myself included 69
i promise 7712
i promise you 1932
i promise i won't 23
i promise you that 196
i promised her 30
i promised you 42
i promised 121
myself 698
myself included 69
i promise 7712
i promise you 1932
i promise i won't 23
i promise you that 196