I really don't want to Çeviri Türkçe
2,185 parallel translation
I really don't want him to be mad at me anymore.
Artık onu kızdırmak istemiyorum.
If you ever want to bounce anything off me. I don't know, case work, anything, really.
Bir şeyler sormak istersen ne bileyim, davalarla ilgili olabilir, başka bir şeyle ilgili olabilir...
I don't really want to talk about that, Sookie.
Bu konuyu konuşmak istemiyorum, Sook.
Yeah, but I don't... I don't really want to see it again.
Evet fakat, gerçekten tekrar görmek istemiyorum.
I don't really know how else to explain it, but he didn't want his wife to find out, and I guess they started this thing on the side, and then it got too serious.
Gerçekten nasıl açıklayacağımı bilmiyorum fakat karısının öğrenmesini istemiyordu ve sanırım bu şekilde başladı sonra da çok ciddileşti.
I don't want to get your hopes up, but there's definitely been an improvement in the last couple of days, and to be honest, this is very unexpected... it's quite a turnaround really.
Sizi umutlandırmak istemem ama... kesinlikle son bir kaç günde iyileşme olmuş ve dürüst olmak gerekirse bu gerçekten oldukça beklenmedik hızlı bir dönüşüm.
So now I get to explain to the family that we violated their right to be informed, and I really hope, for your sake, that they don't want to file a formal complaint.
Umarım senin iyiliğin için tazminat davası açmaya kalkmazlar.
You don't really... think that I would want to miss out on heaven, do you?
Gerçekten cennete gitme fırsatını kaçıracağımı düşünmüyorsunuz, değil mi?
Now, I really don't want us to fall out about this.
Şu anda bu konu hakkında seninle tartışmak da istemiyorum.
I started selling dope for a living. I knew more about it, so... So I can't pay this guy and I don't even really want to.
geçinmek için esrar satmaya başladım, ne de olsa biliyordum ve sonra şu adama ödeyemedim, aslında ödemek istemiyorum da.
Don't say that Really I don't want to go back
Öyle söyleme, zaten hiç dönmek istemiyorum.
I don't know it, and I really don't want to know it.
Ben de bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum.
The thing is, I don't know if I really want to go.
Asıl mesele ben gerçekten gitmek isteyip istemediğimi bilmiyorum.
Mom, I really don't want to disappoint you.
Anne, seni hayal kırıklığına uğratmak istemem.
I don't really want to talk about it.
Bu konu hakkında pek konuşmak istemiyorum.
I really don't want to know the answer, but I've gotta ask -
Cevabı bilmek istemiyorum ama yine de soracağım.
Actually, I don't really want to get into it, Kenzi.
Aslına bakarsan, bu konu hakkında konuşmak istemiyorum, Kenzi.
I don't really want to think about it.
- Bunu hiç düşünmek istemiyorum.
I don't really want to talk about work.
- İş konuşmak istemiyorum.
I'm really nervous about getting this surgery... but I don't want to go totally blind... so...
Bu ameliyat beni gerçekten geriyor... ama kör de olmak istemiyorum... yani...
I really don't want the same situation to happen... that happened the last time.
Ben gerçekten sorun çıksın istemiyorum... Son seferinde bu olmuştu.
I heard there's a high turnover rate in this lab and I really don't want to get fired.
Laboratuarda çalışanların sürekli değiştiğini duydum. İşten atılmak istemiyorum.
I mean, I don't really have a problem telling people what I do, but we try to be as discreet as possible, just because I don't want people to think that they're eating in an area that's full of rats. JEFF : But East Village is full of them, so you can't hide that.
Lakin bunları saklayamayız çünkü doğu yakası bunlarla dolu,
Please, no. I really don't want to.
Hayır, gerçekten istemiyorum.
Really, I don't want to backseat drive or anything, but you might want to consider shooting back.
Gerçekten, işinize karışıyormuş görünmek filan istemiyorum, ama karşılık vermeyi düşünmek isteyebilirsiniz.
It's not really official business so I don't want anyone else to know about it.
Resmi bir iş değil, bu yüzden başkasının bilmesini istemiyorum.
I really don't want this to be a disaster.
Bunun bir felakete dönüşmesini gerçekten istemiyorum.
He really has to try,'cause... I don't want him to be alone.
Gerçekten bulmalı, çünkü onun yanlız olmasını istemiyorum.
I mean, I don't really have a problem telling people what I do, but we try to be as discreet as possible, just because I don't want people to think that they're eating in an area that's full of rats.
Demek istediğim insanlara ne yapması gerektiğini söylemekle ilgili sorunlarım yok, ama olabildiğimiz kadar katı olmalıyız, çünkü insanların sıçanlarla dolu bir yerde yediğini düşünmelerini istemiyorum.
I think they would fit. Mm, I don't think that works because then the bowls don't really get clean, and then we'll have to wash'em again, which I know you don't want, so it's better down here.
Bence daha iyi olur. ve sonra hepsini tekrar yıkamamız gerekir. o yüzden böyle iyi.
Look, I know you don't want to give up the bear, Kelly, but this rock star really wants her.
Bak, ayıdan vazgeçmek istemediğini biliyorum, Kelly, ama bu rock yıldızı gerçekten onu istiyor.
I'm sorry, but I never got your actual names, and I really don't want to keep calling you Greta.
Affedersiniz ama isimlerinizi bilmiyorum şahsen. Size Greta demeyi de pek istemiyorum.
I really don't want to go home until she goes, you know?
O gicene kadar eve gitmek istemiyorum, biliyor musun?
I really want someone to tell me. Cause I don't know anymore.
Birinin bana gerçekten anlatmasını istiyorum çünkü artık bilmiyorum.
I'd have to do things that I shouldn't don't do, but, if I'm gonna do it, then I really, really need to know you want this to be different.
Yapmamam gereken şeyler yapmam gerekecek. Ama yapacaksam farklı bir hayat istediğine ciddi anlamda emin olmalıyım.
I-I don't really know what you want to know...
Gerçekten ne bilmek istediğinizi bilmiyorum... Çok iyi gidiyorsunuz.
You know what, Nat, uh... On second thought, I really don't want to go to any more clubs or strip bars or model parties.
İkinci bir kez düşündü de Nat club'a, strip bara falan gitmek istemiyorum ya da model partilerine.
Well, it's just that I don't really want to play.
Ben oynamak istemiyorum.
I just really don't want to talk.
Gerçekten konuşmak istemiyorum.
Okay, I don't want to miss the ending. So, I'm going to go back in. Really?
Tamam, sonu kaçırmak istemiyorum, içeri gidiyorum.
Sweetheart, I really don't want to torture you.
Tatlım ben gerçekten sana işkence etmek istemiyorum.
I mean, I... don't really want to see anyone.
- Hayır! Yani, ben kimseyi görmek istemiyorum.
"I don't really know if I want anyone to hear this."
"... istediğimden emin değilim. " diye düşünmüştüm.
I don't really want to look at any of you right now.
Şu anda yüzünüzü bile görmek istemiyorum sizin.
Well, I really don't want to do this to you.
Bunu gerçekten sana yapmak istemiyorum.
Now, I know you don't want to hear this, but finding a 12-step meeting and a sponsor... Really the best favor you can do yourself right now.
Şimdi, bunu duymak istemediğini biliyorum ama... 12 adım toplantıları yapan bir yer bulmak... şu an kendine yapabileceğin en büyük iyilik.
Well, I-I know I'm just an intern here, and I really don't want to get anyone in trouble, but I think your translator mistranslated it.
Sadece bir stajyer olduğumun farkındayım ve kimsenin başının belaya girmesini de istemem ama bence tercüman yanlış tercüme etmiş.
Look I'm a little busy with this case right now, so I don't really want to...
Dinle, şu anda bu davayla biraz meşgulüm ben gerçekten.
I really don't want to do this, but, come on, you just need me to sail the boat.
Bunu gerçekten yapmak istemiyorum ama senin de bana sadece tekneyi denize açarken ihtiyacın var.
Like it's a really... Boring movie That I don't want to watch.
İzlemek istemediğim sıkıcı bir film akıyor önümde.
Look, I really don't want him to go to jail over this, but if he's trying to steal $ 40 million...
Bak, bunun için gerçekten hapse girmesini istemiyorum ama 40 milyon doları çalmaya çalışıyorsa- -