English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I say go for it

I say go for it Çeviri Türkçe

176 parallel translation
I say go for it.
Onun uğrunda ilerle derim.
- I say go for it.
- Denemeye değer.
I say go for it.
Kafana göre takıl diyorum.
You're single, you're responsible, you're way overdue in the sex department, I say go for it.
Bekârsın, sorumluluk sahibisin, seks bölümünü geciktiren birisin, ben devam et derim.
I say go for it.
Yap derim.
I say go for it.
- Bu fırsatı kullan.
I say go for it.
Derim ki bir dene.
I'd... I say go for it.
Bence... peşinden gitmelisin.
So, yeah, I say go for it.
Yani, evet, devam et derim.
Well, it's a new style, courting a pretty girl, I must say for a fellow to go out of his way to try and make an enemy of her father by attacking his business.
İşine saldırarak, babasının düşmanlığını kazanmak güzel bir kıza kur yapmanın yeni bir tarzı olmalı!
Oh, I'd say "how ya been?" "how did it go today?" "what's for supper?".
Nasılsın, derdim. Günün nasıl geçti? Yemekte ne var?
I've come to say it's time for us to go.
Buraya gitme zamanımızın geldiğini söylemeye geldim.
And when I say go, I want you all to run for it. Get in it and lie flat.
Ben söylediğim zaman koşun ve içine atlayın.
I say go and we are waiting for Corbett. It's ok.
Ben gidip Corbett'i bekleyeyim, tamam mı?
I'm trying to say it's time for you to go.
Yani, artık gitme vaktin geldi.
You've all been a really terrific bunch of CITs, and we've had... All had a terrific summer, except for a few minor incidents that I don't wanna go into right now. But, through it all, we share things, and we become closer, and that even makes it harder to say goodbye, but I hope you've learned a lot of things,
Harika iş yaptınız ve müthiş bir yaz oldu....... şu anda konuşmak istemediğim bir iki ufak tefek şey haricinde ama her şeyin ötesinde bir şeyler paylaşıp yakınlaştık ve bu, veda etmeyi daha da zorlaştırıyor....... ama umarım bir iki şey öğrenmişsinizdir.
Choose a muscle. When I say "Go", flex it for 60 seconds.
Öyleyse bir kasını seç ve "Başla!" dediğimde 60 saniye boyunca onu gevşet.
I took four days off, so it's about time for me to go back.
Dört gün izin almıştım, dönme zamanım geldi sayılır.
here's what i'm trying to say- - go for it.
- Bak, şunu söylemeye çalışıyorum : - Söyle bakalım.
- I say let's go for it.
Bence deneyelim.
Well, I mean, if I go to Littlewoods and say that I'm not happy with a cardigan, for example, well, they'll change it for me, and gladly.
Yani eğer Littlewoods'a gidip hırkamdan memnun değilim dersem... Eh, değiştiriverirler.
Madeline's always telling me to go for it... easy for her to say, I always end up feeling like a geek.
Annem "Her zaman şartları zorla." Derdi. Onun için söylemesi kolay. Sonunda kendini berbat hisseden benim.
I'd say it'd be bad for a nice guy like you to have to go on like he's been going.
Senin gibi iyi birinin hayatını böyle sürdürmesine kötü şey diyebiliriz.
I say we go down there for the summer and make a vacation out of it.
Dinle. Yaz için oraya gidelim, hem tatil de yapmış oluruz.
The agent gives me my script, and I go through it... looking for Margaret, the part that they say I have.
Ajans bana senaryoyu verdi ve ben benim rolüm olduğunu söyledikleri Margaret'i aramaya başladım.
Oh, why don't you go ahead and say what you're thinking, Niles? That I'm falling for her again. "Well, you did bounce in here as though you were on top of the world, and babbling about her smile" — I just don't want to hear it, Niles!
Ona vurulduğumu söyle. "Buraya dünyanın en mutlu insanı olarak gelip gülümseyişi hakkında geveliyorsun."
You know, I could let it go for say a hundred and twenty-five.
Yüz yirmibeşe olur.
I would say, " Go to the Grand Canyon, take a river trip down it for a couple days.
" birkaç günlük bir nehir turu yap.
The first charge supports the death penalty, and I say we go for it.
Ona yüklenelim derim.
Eventually I just say, "I'm gonna go for it."
Ve şöyle dedim ; "Tamam bunu yapacağım"
When I get dressed for a party, and I know you're gonna be there, let's just say I don't go strapless because my husband likes it.
Askısız elbise giymiyorum çünkü kocam izin vermiyor.
I say "go for it," but I never taught you anything. Your order?
Sana "ha gayret" dedim ama sana hiçbir şey öğretmedim siparişiniz?
I want to look at her and I want to say, "Go for it."
Ona bakmak ve "haydi yap" demek istiyorum.
Hal, if a set of hairy boys was your biggest hurdle here, I'd say go for it.
Hal, sorunun kıllı bir çift top olsa sana bunu yap derdim.
As long as we're not smooching on the job or being sucked underground by a plant demon I say, why not go for it?
İşyerinde öpüşmediğimiz sürece ya da bir iblis-bitki tarafından yer altına çekilmediğimiz sürece....... bence neden denemiyoruz?
Okay, if you must do this, then I say that you go for it. You know, be gooey, and be embarrassing but most of all, just be real, Joey.
- Bunu yapmak zorundaysan kollarını sıva ve bunu aşırı duygusal, utanç verici bir tavırla yap.
For instance if you wanted to go to a chemist and say look I want to have a chemical say a pesticide which will persist throughout the food chain and I don't want to have to renew it very very often I'd like it to be relatively non-destructible and then he'd put two benzene molecules on the blackboard and add a chlorine here and a chlorine there, that was DDT!
Örneğin bir kimyagere gidip deseniz ki bak bir kimyasal istiyorum örneğin bir böcek öldürücü yiyecek zincirinde süregitsin ve onu çok sık yenileme gereğim olmasın ve onun nisbeten yokedilemez olmasını istiyorum ve o, iki benzen molekülünü karatahtaya yerleştirip bir klor oraya
I SAY WE GO FOR IT.
Alalım derim.
I been letting it go, but if the idea is for you to drink more and more till i say something, i am hereby officially saying i wish you would stop fucking drinking.
Buna göz yumuyordum... ama mesele, ben bir şey diyene dek... daha çok içmeye devam etmense, bir doktor olarak söylüyorum... keşke şu lanet içkiyi bıraksan artık.
I say we go up, uproot the whole goddamn garden, bring it in for questioning.
Ben derim ki ; yukarı çıkalım tüm bahçeyi kökünden söküp sorgulama için getirelim.
You haven't decided on a date yet, so I'd say go for it.
Henüz tarihi kararlaştırmadınız, bu yüzden dene derim.
I say we go back up and run for it.
Geri dönüp sıvışalım derim.
You got to go over there and say, "Yo, I am Tim Avery and I've been slugging away in this costume for six months now and I got an idea for a show and you need to hear it."
Oraya gidip'Hey ben Tim Avery, 6 aydır bu kostümle dolaşıyorum ve bir gösteri fikrim var bunu dinlemelisiniz.'demelisin.
I say go for it.
Bence bunu yap.
That'd be hard, I think he'd say, "Go for it," I really do,
Bence "Haydi, git.", der.
I could say, "Hey, Del, it's time for you to go home now,"
Çünkü küçükken ona "Del, eve gitme vaktin geldi" diyebilirdim.
I say "go for it", but I never taught you anything Your order?
Sana "ha gayret" dedim ama sana hiçbirşey öğretmedim siparişiniz?
I just wanted to come down and say thank you for going to Baltimore yesterday, looking into this for us, but now that it's pretty obviously an Organized Crime case, we're going to go ahead and take over for you.
Sadece bir uğrayıp dün Baltimore geldiğiniz ve bizim için yaptıklarınız için teşekkür etmek istedim ama bunun bir organize suç olduğu açıkça belli olduğuna göre dosyayı sizden alıp biz devam edeceğiz.
Now i can let it go for say $ 2,800.
$ 2,800 desek.
Is it completely hypocritical of me to be scared to death of the possibility of your mother living near us... while at the same time calling you at work to say do you think it would be okay if I left her with the kids for a little while... while I go and meet with somebody in about a half an hour?
Sence annenin bize yakın yaşama ihtimalinden ödüm koparken aynı zamanda seni işten arayıp "Çocuklarla anneni bir süreliğine bıraksam sorun olur mu" demek iki yüzlülük olur mu? Gidip yarım saatliğine biriyle buluşmak için?
I just wanted you to know that if it makes you happy being a Stepford fag, that if it makes you happy being a Stepford fag, then I say... go for it. then I say... go for it.
Bir banliyö ibnesi olmak seni mutlu ediyorsa, diyeceğim şu ki, devam et.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]