I tell you what Çeviri Türkçe
25,718 parallel translation
I don't know what to tell you, brother.
Sana ne söyleyeceğimi bilmiyorum, kardeşim.
Regarding matters of business, you will do exactly what I tell you.
Şirketle ilgili meselelerde sana söylediğim şeyi yapacaksın.
I'll tell you what, I'll just send you a four.
Bak ne diyeceğim, ben sana bir dörtlük göndereyim.
You'll do what I tell you to do.
Sana ne dersem yapacaksın.
I can do that, but I can tell you right now you're not going to like what you find.
Bunu yapabilirim ama şu anda sana, bulacağın şeyin hoşuna gitmeyeceğini söyleyebilirim.
This is what I've been trying to tell you.
Size söylemeye çalıştığım şey de bu.
I don't know the details of what happened on this ship before I got here, and I sure as hell ain't gonna tell you how you should feel, but I will say this.
Bu gemide, ben gelmeden önceki işleyiş nasıldı bilmiyorum. Bu yüzden, sana nasıl hissetmen gerektiğini söyleyecek değilim, ama şunu söyleyeceğim.
I wouldn't even begin to tell you what to do with your wine list. Just...
Şarap listenle ne yapacağını sana söyleyemem.
oh, well, what can i tell you?
Ne diyebilirim ki?
I'll tell you what - - when this murder is done, We'll all run by the house together
Bak ne diyeceğim, şu cinayet bir çözülsün hep birlikte evi görmeye gidelim.
I'll tell you what i think.
Sana düşüncemi söyleyeyim.
I'll tell you what, Flynn.
Bak ne diyeceğim, Flynn.
What did I tell you about stealing from the others?
Sana ne demiştim? ! Başkalarından çalma konusunda sana ne demiştim?
Now what did I tell you to do with this money?
Bu parayla ne yapacakmışsın?
You have a carrier in the Gulf and a drone base in Djibouti, so tell me what I'm missing, General.
Körfezde bir gemi ve Cibuti'de insansız hava aracı üssün var. Neyi anladığımı söyler misin General?
I want to tell you what I did and why.
Neden ve nasıl yaptığımı anlatmalıyım.
Tell you what... I've got an older brother, too.
Benim de bir ağabeyim var.
Look, Marlene, I got to tell you, I'm a little confused about what's going on here.
Bak Marlene, burada neler döndüğüyle ilgili biraz kafamın karıştığını söylemem gerek.
Lady, I don't know what to tell you.
Size ne söyleyeceğimi bilmiyorum, hanımefendi.
Tell you what, help me put this wheel on this bike, hit up the IHOP. I'll buy you a pile of pancakes.
Bak ne diyorum, motora tekeri takmama yardım et ben de seni bir kafeye götürüp krep ile ödüllendireyim.
- So I will tell you what we know.
Ama anladım. Rahatça konuşamıyorsun.
What can I tell you about Edward Dunn?
Size, Edward Dunn hakkında ne söyleyebilirim?
I'll tell you what you're gonna do.
Sana, ne yapacağını söyleyeyim.
I could tell you were lonely, so I wished our family would be complete, and do you know what happened a few days later?
Yalnızlık çektiğini hissediyordum, ben de ailemizin tamamlanmasını diledim ve birkaç gün sonra ne oldu biliyor musun?
And I know it's not your style to tell your partners what to do, but if you don't make it your style, I'm dead in the water.
Ortaklarına ne yapmaları gerektiğini söylemek senin tarzın değil, biliyorum ama stilini bu şekilde değiştirmezsen, sonum gelecek.
- I'm not giving you anything until you tell me what's going on. - No.
- Hayır.
I'll tell you, I'll tell you what happens.
Ne olacağını ben anlatayım.
- What did I tell you?
- Sana ne demiştim?
I just can't tell you how proud we all are of what you... For every American, this has to be the proudest day of our lives.
Sizinle hepimizin adına ne kadar gurur duyduğumu anlatamam bütün Amerikalılar için, bugün, hayatlarının en gururlu günü, eminim.
I was wondering if you could tell me exactly what it is you are designed for.
Bana tam olarak ne için tasarlandığını söyleyebilir misin acaba?
I don't know what to tell them because you didn't keep me in the loop.
Onlara ne söyleyeceğimi bilmiyorum çünkü beni işin dışında tutuyorsun.
You know, the thing where you... you try to get me to tell you more about what the residents are thinking, and then I can say that maybe I shouldn't'cause you're the chief, and then you can say, "But you're my husband,"
Hani ikimiz konuşurken asistanların ne düşündüğünü söyletmeye çalıştığın kısma. Ben de şef olduğun için daha fazlasını söylemeyeceğimi söylerim. Sen de bana "Sen benim kocamsın" dersin.
So, you can either tell me what you know... or I'll walk out of here, and I will not come back with wine.
Yani, ya bana ne bildiğini anlatırsın ya da buradan çıkar giderim ve şarapla falan dönmem.
Uh, no, what I wanted to tell you was I loved us.
Hayır, söylemek istediğim şey, bizi sevmiştim.
I'll tell you what Gwen said about you.
Sana Gwen'in senin hakkında ne dediğini söylerim.
Ralph, I don't need you to tell me what to work on.
Ralph, bana ne üstünde çalışacağımı söylemene gerek yok.
I did. Tell me what you uncovered.
- Ne bulduğunu söyle bana.
Because I'm done waiting for all of you to tell me what my future is.
Geleceğimin nasıl olacağını söylemenizden bıktım artık.
Firstly, answer my question, and I will tell you what I know.
Öncelikle, soruma cevap ver ; ben de sana bildiklerimi anlatayım.
Look, what I'm trying to tell you is that I love you!
Size sizi sevdiğimi söylemeye çalışıyorum.
I would call 911 and tell you what I was about to do?
911'i arayıp ne yapacağımı anlatacağım öyle mi?
I'm asking you to tell me if T.J. indicates he knows anything else about what happened.
Sizden, eğer T.J. olanlara dair başka bir şey bildiğini ima ederse bana söylemenizi rica ediyorum.
I'll tell you what. I'll make it even easier for you.
Senin için daha kolay yapacağım.
That's what I came here to tell you.
Buraya bunu söylemek için gelmiştim.
So can you take a break tell me what I missed while I was away?
Yani ara verip bana neler kaçırdığımı anlatır mısın?
- Where is it? You tell me what it is you're after I can help you find it.
Neyin peşinde olduğunu söyle ki bulmana yardımcı olabileyim.
Just tell me what it is that you want me to do, and I'll do it.
Bana ne istediğini söyle ben de istediğin şeyi yapayım.
I just don't understand why you won't tell me what happened.
Bana neler olduğunu neden... anlatmadığını, anlamıyorum.
Okay, how about we skip the part where I try and figure out what's going on and you just tell me.
Peki... Neler olduğunu tahmin etmeye çalışma faslını atlasak da... sen bana anlatsan nasıl olur?
Okay, I'll tell you what.
Tamam sana ne diyeceğim.
I don't have to tell you people what a mess mankind is.
İnsanlığın ne kadar berbat olduğunu size söylememe gerek yok.