I think it's time for you to go Çeviri Türkçe
58 parallel translation
I think it's time for you to come out to the world. Let's go to the studio.
Kardeşim, gerçek dünyaya adım atmanın zamanı geldi artık.
I think it's time for you to go to bed.
Artık gidip yatsana Teddy.
I think perhaps it's time for you to go home.
Artık evinize gitme zamanı geldi.
- I think it's time for you to go home now.
- Sanırım eve dönme vaktin geldi.
I think it's time for you to go.
Artık gitme vaktin geldi.
And I think, son it's time, once again, for one of our little chats about where you're supposed to and not supposed to go in this hotel.
Ve düşünüyoum ki, oğlum... ... sanırım, bu otelde nereye gidip... ... nereye gidemeyeceğini tekrar konuşsak iyi olacak.
Now I think it's time for you to go fishin'.
Şimdi sanırım balık tutmaya gitmenizin zamanı.
Sam, I think it's time for you to go.
Sam, gitme zamanın geldi.
I THINK IT'S TIME FOR YOU TO GO. [Chuckling]
Bence gitme vaktin geldi.
- I think it's time for you to go.
- Artık gitme zamanın geldi.
But, I mean, for your daughter's sake, wouldn't you rather be safe I think it's time to go inside.
- Ama kızınız için tedbirli davranmak daha iyi olmaz mı sizce?
I think it's time for you to go now.
- Artık gitseniz iyi olur.
Evie, I'm sorry, but I think it's time for you to go home.
Evie, üzgünüm, ama sanırım eve gitme zamanın geldi.
I think it's time for you to go home.
Geliyor musun?
- Barry, I think it's time for you and the milk maid to go home.
- Barry, sanırım senin ve sütçü kızın da eve gitme vakti geldi..
I think it's time for you to go, Jason.
Sanırım gitme vaktin geldi, Jason.
I'm sorry, but I think it's time for you to go.
Özür dilerim, ama gitme vaktin geldi sanırım.
I think it's time for you to go.
Sanırım gitme zamanın geldi.
I think it's time for you to go.
Sanırım gitsen iyi olacak.
- I think it's time... for you to go home for a while.
Bence bir süre için eve dönmenin zamanı geldi.
I think it's time for both of you to go.
Sanırım ikiniz için de gitme vakti.
- Yeah, princess, I think it's time for you two to go home.
Bence artık gitme vaktiniz geldi
I think it's time for you to go home now, Mr. Salmon.
Artık evinize gitseniz iyi olacak, Bay Somon.
Listen, lady, I think it's time for you to go.
Bakın bayan, sanırım gitseniz iyi olacak.
I think it's time for you to go home, babe.
Bence artık eve dönmelisin bebeğim.
I think it's time for you to go home, Mary. Yes.
Bence eve gitme zamanın geldi, Mary.
I think it's time for you to go.
Bence senin gitme vaktin geldi.
I think it's time for them to face their fear of confrontation and go for it, steal home, take the chance, inspire the team, because sometimes, when you go for it, the payoff can be huge.
Bence yüzleşme korkularıyla yüzleşip riski alarak bunu denemeleri takımlarına ilham olmaları gerekiyor çünkü bazen bunu yapınca sonuçları inanıImaz olabiliyor.
I think it's time for you to go.
Bence artık git sen.
I think it's time for you to go.
Sanırım gitme vaktiniz geldi.
I think it's time for you to go to bed, huh?
Bence yatağa gitme vaktin geldi, değil mi?
Well, this obviously isn't working. So I think it's time for you to go now.
Bu olmayacak bişey.. bence sizin gitme vaktiniz
And I think it's time for you and your friend to go.
Sanırım senin ve arkadaşının gitme vakti geldi.
I think it's time for you and your associates to go.
Sanırım senin ve ortaklarının gitme zamanı geldi.
All right. Now I think it's time for you to go.
Sanırım artık gitme zamanın geldi.
OK, I think it's time for you to go.
Pekâlâ, sanırım gitme zamanınız geldi.
I think it's time for you to go.
Sanırım artık gitsen iyi olur.
So here we are, at the end of it all I've done what I can for you, now you have to go out and think on your own time to fly or die.
İşte buradayız ve nihayet sizin için elimden geleni yaptım, artık dışarıya çıkıp kendi başınıza uçmak ve ölmek arasında seçim yapmalısınız.
I think it's time for you to go.
Artık gitsen iyi olacak.
I think it's time for you to go.
Bence senin gitme vaktin.
I think it's time for you to go.
Sanırım artık gitme vaktin geldi.
Oh, honey, I think it's time for you to go work your magic with the platinum table.
Canım, sanırım özel konuklarımıza gidip sihirli işler yapmanın zamanı geldi.
I think it's time for you, Agent Hurst, to go into the hole.
Sanırım o çukura gitme vaktiniz geldi ajan Hurst.
Hank, I think it's time for you to maybe go.
Hank, bence senin gitme zamanın geldi.
I think it's time for you to go.
Sanırım, hemen gitseniz, iyi olacak.
I think it's time for you to go home now, grandma.
Eve gitme zamanın geldi galiba nine.
Yeah, I think it's time for you to go now.
- Bence artık gitme vaktin geldi.
I think it's time that you let it go... that you got to do what's right for you, Son.
Bence bırakmanın zamanı gelmiş. Senin için doğru olanı yapman gerek, oğlum.
I think it's time for you to go.
Sanırım gitme vaktin geldi.
I think it's time for you to go.
Bence gitme vaktiniz geldi.
You know what? Um, I think we're done here, and I think it's time for Hewitt and I to go on our honeymoon, so...
Sanırım burada işimiz bitti ve zannedersem Hewitt ile beraber balayına gitmemiz lazım.