I thought you'd never ask Çeviri Türkçe
249 parallel translation
I thought you'd never ask me.
Hiç istemiyeceksin sanmıştım!
I thought you'd never ask. I'm not kidding.
Hiç sormayacaksın sanmıştım.
Commissioner, I thought you'd never ask.
Komiserim, hiç sormayacaksınız sanmıştım.
- I thought you'd never ask me.
- Hiç sormayacaksın sandım.
- I thought you'd never ask.
- Hiç sormayacaksın sanmıştım.
Oh, darling, I thought you'd never ask me.
Oh, hayatım, hiç sormayacaksın sanmıştım.
Gee, I thought you'd never ask me.
Vay be, hiç sormayacaksın zannettim.
I thought you'd never ask.
Hiç sormayacaksın zannetmiştim.
I thought you'd never ask.
Hiç sormayacaksın sanmıştım.
I thought you'd never ask.
Hiç sormuyacaksın sandım.
Oh, I thought you'd never ask.
- Hiç sormayacaksın sandım.
I thought you'd never ask.
Hiç sormayacağını sandım.
- I thought you'd never ask.
- Hiç sormayacaksın sandım.
I thought you'd never ask.
Hiç sormayacaksın sandım.
I never thought you'd ask.
Hiç sormayacaksın sanmıştım.
I thought you'd never ask.
Sanırım hiçbir zaman...
I thought you'd never ask.
Hiç bir zaman sormayacaksın sanmıştım.
I thought you'd never ask.
Hiç sormayacağını sanmıştım.
I thought you'd never ask!
Hiç sormayacağını düşünmüştüm!
I thought you'd never ask.
Sormayacağını sanmıştım.
- I thought you'd never ask.
- Hiç söylemeyeceksin sanmıştım.
I thought you'd never ask.
Asla sormayacağını düşünmüştüm.
- Why, Michael, I thought you'd never ask.
Hiç sormayacaksın sanmıştım.
Never thought I'd ask, but do you have an opinion on this? Sure.
Hiç soracağımı sanmazdım, ama bu konu hakkında bir fikrin var mı?
Oh, I thought you'd never ask,
Hiç sormayacaksın sanmıştım.
I thought you'd never ask.
Hiç sormayacaksın sanıyordum.
I thought you'd never ask.
Hiç söylemeyeceksin sandım.
- I thought you'd never ask.
- Hiç sormayacaksın sandım?
YOU NEVER EVEN ASKED ME IF LIVING TOGETHER WAS SOMETHING I'D EVER THOUGHT ABOUT. I DID ASK YOU.
Beraber yaşamayı hiç düşündüm mü diye bana sormadın bile.
Oh, Kelso, I thought you'd never ask.
- Hiç sormayacaksın sanmıştım.
I thought you'd never ask.
- Sormayacaksın sandım.
Abbey, and I thought you'd never ask.
Abbey ve hiç sormayacaksın sanmıştım.
Man, I thought you'd never ask!
Adamım, hiç sormıyacaksın sandım.
I... thought you'd never ask.
Hiç sormayacaksınız sandım.
WHY, DOC. I THOUGHT YOU'D NEVER ASK.
- Hiç sormayacağını sanmıştım.
I thought you'd never ask.
Sormayacaksın sanmıştım.
I thought you'd never ask.
Hiç sormuycaksın sandım.
I know. You thought I'd never ask.
Biliyorum, hiç gelmeyecek sanmıştınız.
I know you thought I'd never ask.
Biliyorum, bunu soracağımı hiç beklemiyordunuz.
I thought you'd never ask.
- Hiç sormayacaksın sandım.
I thought you'd never ask.
Sormayacaksın sandım.
No, I just thought I'd ask the blunt question in case it was the right one and you needed someone to talk to about it and no one had ever asked you, so you've never been able to talk about it though you might've wanted to. No. No.
Soruyu sordum, çünkü konuşacak birine ihtiyacın olduğunu, konuşmak istesen bile kimsenin sana bunu sormadığını düşündüm.
Oh, I thought you'd never ask.
Oh, hiç sormayacağını sanıyordum.
I thought I'd ask you, since it never happened to me - if it hurt when the bullet hit your forehead.
Benim başıma hiç gelmediğinden, sana sormayı düşünmüştüm... mermi alnına çarptığında canın yandı mı diye.
I thought you'd never ask.
Hiç teklif etmeyeceksin sandım.
( clears throat ) Well, I thought you'd never ask.
Şey, hiç sormayacaksın sanmıştım.
- I thought you'd never ask.
Hiç sormayacaksın sanmıştım.
I thought you'd never ask.
Hiç sormayacaksınız sanmıştım.
- I thought you'd never ask.
Hiç sormayacaksın sandım.
I'd thought you'd never ask.
Hiç sormayacaksın sanmıştım.
- I thought you'd never ask. Come on.
Hiç sormayacaksın sanmıştım.