I tried to talk to him Çeviri Türkçe
151 parallel translation
I tried to talk to him, but she wouldn't let me near him.
Reg ile konuşmaya çalıştım ama kadın beni yanına yaklaştırmadı.
I tried to talk to him.
Onunla konuşmaya çalışmıştım.
"I tried to talk to him, cousin, as is my place and duty but suddenly, he threw a broom at my porter and ran out of the store, his eyes on fire."
"... ama birdenbire, süpürgeyi fırlattı... " "... dükkandan dışarı koştu, gözlerinden ateş fışkırıyordu. "
What if I tried to talk to him and asked him to take you back?
Seni geri alması için onunla konuşmayı denesem?
I tried to talk to him.
" Onunla konuşmayı denedim.
I tried to talk to him, but it's impossible.
Onunla konuşmaya çalıştım, ama bu imkansız.
I tried to talk to him.
Onunla konuşmaya çalıştım.
I don't know. I tried to talk to him.
Bilmiyorum. Onunla konuşmayı denedim.
You know, I tried to talk to him the other day, but you know Ben.
Geçen gün konuşmaya çalıştım ama Ben'i bilirsin.
And I tried to talk to him, but he just got up, sat at a table back there,
- Bir içki ısmarladı - Konuşmaya çalıştım ama, kalktı
I tried to talk to him, but he wouldn't listen to me.
Onunla konuşmaya çalıştım ama beni dinlemedi.
And I tried to talk to him about it after school, but....
Okuldan sonra bunun hakkında onunla konuşmak istedim ama...
I tried to talk to him, he just shut down.
Ama içine kapandı. - Sana öyle yapmıştır.
I tried to talk to him, but he wouldn't even admit what had happened.
Onunla konuşmayı denedim ama olanları kabul etmedi bile.
Yeah, I tried to talk to him.
Evet, konuşmaya çalıştım.
- I tried to talk to him about school,
- Okul hakkında konuşmayı denedim,
- I tried to talk to him about Jeremy...
- Jeremy hakkında konuşmayı denedim...
I tried to talk sense into him but he just wouldn't change his mind.
Onun aklını başına getirmeye çalıştım ama fikrini değiştirmedi.
I tried to talk him out of it before.
Daha önce onunla defalarca konuşmaya çalıştım.
You can't talk to him about it. I've tried.
Onu buna ikna edemezsin.
I tried to talk him into using squeeze.
Ben de ona bitiriciyi kullanmasını önerdim. İnsülin.
Now? Will you talk to Hawkeye for me? I tried to leave him a note.
Onun koca poposu yatakta hareketli miydi yoksa durgun muydu?
Capt. John Benedict, if Morgan was my son... I'd talk to him first before I tried to be so danged noble.
Yüzbaşı, Morgan benim oğlum olsaydı... böyle asil bir konuşma yapmak yerine önce onun fikrini alırdım.
I tried to talk Lane into letting them keep him.
Lane'i, Grady'yi onlarla bırakmaya ikna etmeye çalıştım.
I tried to see Geoffrey today, to talk to him.
Bugün Geoffrey'le konuşmak için, onu görmeye gittim.
I have tried to talk to him, impress upon him the urgency of our mission.
Onunla konuşmayı denedim, görevimizin aciliyetini ona vurguladım.
I tried to talk him out of it.
Ben onu vazgeçirmeye çalıştım.
I tried to get him to tell me what, but he said he only wants to talk with you.
Ağzından laf almaya çalıştım ama yalnızca seninle konuşmak istediğini söyledi.
I tried to talk him out of it.
Caydırmayı denedim.
Because the last time I tried to talk to you... you didn't have nothin'to say to me, I have nothin'to say to you. I have nothing to say to him. And you're gonna tell him that for me.
Çünkü son konuşmamızda ne senin bana söyleyecek bir şeyin vardı, ne de benim sana.
I tried getting him to talk to someone... even our minister.
Onu birileriyle konuşması için ikna etmeye çalışıyordum.
I tried to talk him out of it, but he was adamant.
Kendisi ile konuşmaya çalıştım, ama çok dik kafalı.
Talk to him. I tried.
Billy, sen papazla görüşür müsün?
I tried to talk to him earlier, I know.
Onunla konuşmayı denedim, biliyorum.
Let's wait till tomorrow,'and I tried to talk him into not sending it.
Göndermemesi için ikna etmeye çalıştım.
I tried to talk him out of it.
Ona anlatmaya çalıştım.
I tried to talk him out of it.
Onunla konuşmayı denedim.
I tried to talk him out of it, but I'd already promised and now he's excited about it.
Bundan vazgeçirmek için onunla konuşmaya çalıştım ama söz vermiştim ve bu konuda çok heyecanlı.
I tried to talk him out of it, I swear to God, I'm sitting there in the car, I'm saying...
Onları vazgeçirmeye çalıştım. Yemin ederim, arabada oturup dedim ki :
But for the person I tried to reach, he'II pick it up, and I'II be able to talk to him.
Ama benim ulaşmaya çalıştığım kişi, bunu seçecek ve ben onunla konuşabileceğim.
You know, I tried to talk him out of it,
Biliyorsunuz, adamı ikna etmeye çalıştım,
- Keras? - I tried to talk him out of it.
- Onu konuşarak vazgeçirmeye çalıştım.
And I tried to tell her what you told me. But, she say she wanna go down there and talk to him herself, I guess.
Ve bende ona senin söylediklerini söylemeye çalıştım ama yine de oraya gidip, yüz yüze kendisi konuşmak istiyor.
A good friend even tried to talk me out of it, and I wouldn't listen to him.
En iyi arkadaşım benimle konuşmaya çalıştı. Onu bile dinlemedim.
I'm guessing you tried to talk him out of it.
Tahmin edeyim, onu vazgeçirmeye mi çalıştın?
I tried to persuade him to talk to Neuville but... he just brushed me off.
Onu önce baba Neuville'le konuşacağıma ikna etmeye çalıştım ama... beni hiç dinlemedi bile.
I've tried to talk to him about it, but it just comes out wrong.
Ben, bu konuda ona konuşmaya çalıştık ama sadece yanlış geliyor.
I tried to talk him into
İnanılmaz.
I tried to talk him out of it, but you know Rod.
Vazgeçirmeye çalıştım onu, ama Rod'ı biliyorsun.
I tried to talk him out of it.
- Onu vazgeçirmeye uğraştım
I tried to comfort him, to talk to him...
Onu rahatlatmaya çalıştım, konuştum onunla.