I wanted to see you Çeviri Türkçe
3,299 parallel translation
I wanted to see you again, to offer a collaboration.
İşbirliği teklif etmek için seni tekrardan görmek istiyordum.
I wanted to see you.
Seni görmek istedim.
- I wanted to see you.
- Seni görmek istedim.
I wanted to see you smile so I made them for him.
Ben de gülümsemesini istediğim için ona hep bundan yapardım.
Well, I wanted to see you first.
Seni görmek istedim.
Well I wanted to see you, spend some time.
- Seni görüp biraz zaman geçirmek istedim.
Because I wanted to see you And, um, tell you how sorry I felt about how things ended up.
İşlerin o şekilde bitmesinden dolayı ne kadar üzgün olduğumu söylemek istedim.
That's why I wanted to see you.
Bu yüzden seni görmek istedim.
For a long time I wanted to see you.
* Uzun zamandır seni görmek istiyordum. *
I got on a plane. I wanted to see you.
- Uçağa binmedim.
Because I wanted to see you. Because I wanted to see what was happening with my old friend.
Eski arkadaşım nasıl diye merak ettim.
I wanted to see what you saw in him that makes him so special.
Senin gözünde onu bu kadar özel yapan şeyin ne olduğunu görmek istedim.
We figured you'd feel that way, but I wanted to meet you anyway just to see the two guys who pulled this off.
Böyle hissedeceğinizi düşündüm, fakat yine de bu işi beceren iki adamla tanışmayı istedim.
I just wanted to see my mom, you know?
Yalnızca annemi görmek istedim, biliyor musun?
And I wanted you to see this.
Ve bunu görmeni istedim.
I wanted to see if you fancied doing Robin next week?
Herkes bunu söyleyeceğimi biliyordu!
I wanted to thank you for what you did for me and to see how you were.
Yaptığın şey için sana teşekkür etmeye geldim bir de nasıl olduğunu görmek için.
I don't get why you wanted to see me.
Beni neden görmek istediğini anlamadım.
It's just that, uh, Sara's going a little bit farther off the grid than I thought, so I just wanted to show this to you and see what you think.
Şey aslında, Sara tahminimden daha da ileri gitti diyebilirim. Şunu bir izlemeni ve ne düşündüğünü öğrenmek istiyorum.
I've always struggled with me weight and, well, I wanted to see if this was the one, you know, the one diet product that actually worked.
Her zaman kilolarımla boğuşmuşumdur ve... şey, görmek istedim, bilirsiniz, yoksa bu o mu, gerçekten işe yarayan bir diyet ürün mü?
I was relieved to hear that the girl was unharmed, but I wanted to see how you were faring.
Çocuğun zarar görmediğini duyunca rahatladım.
If I'd have known you wanted to meet, I could have came down to see you.
Görüşmek istediğini bilseydim seni görmeye gelebilirdim.
And, maybe if she was still alive, she would have wanted you to see it. I don't know.
Belki de hayatta olsa o da sizin izlemenizi isterdi.
I just wanted to see you.
Seni görmeye geldim.
The movie we wanted to see was sold out, and I just looked at her and said, "I love you."
İzlemek istediğimiz filmin biletleri tükenmişti ve ona bakıp "seni seviyorum" demiştim.
I just wanted you to know so you don't freak out if you see them.
Onları görürseniz paniğe kapılmayın diye haber vermek istedim.
I just wanted you to see me as I really am.
Beni gerçek halimle görmenizi istedim.
I'm gonna have to tell Dalton about this at some point, but I wanted you to see this first.
Bunu Dalton'a söyleyecektim. Ama ilk senin görmeni istedim.
I just wanted him to see me and be proud, you know?
Bana bakıp gurur duymasını istedim.
No, I wanted you to see it first.
Hayır, ilk önce seni görmek istedim.
I never wanted to see you crying or suffering.
Hiçbir zaman seni ağlarken, acı içinde görmek istemedim.
And I just wanted to see if you were prettier than me.
ve benden daha güzel olup olmadığını görmek istedim.
But you wanted to see if I could figure it out on my own.
Ama onu kendim bulmamı görmeyi istedin.
I wanted you to see it right away, so I decided to use one of those photo-sharing sites.
Senin de görmeni istediğimden fotoğrafları internete yükledim.
But the main thing I wanted you to see was this.
Ama görmeni istediğim asıl şey bu.
I wanted to thank everyone for coming. Good to see you.
Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim!
I was just in the area, and I thought I might stop by and see if you wanted to have a drink.
Buralardaydım. Bir uğrayığ bir şeyler içmek ister misin diye sormak istedim.
I just wanted to see what you're really made of.
Senin gerçekte neyden ibaret olduğunu görmek istedim.
I told you Mr. Simon was going to be a witness for me because I wanted to see what you would do.
Sana Bay Simon'un benim için tanık olacağını söyledim çünkü neler yapabileceğini görmek istedim.
I wanted to see if you were okay.
İyi misin diye bir bakayım dedim.
! I wanted you to see it in the daylight.
Gündüz gözüyle gör istedim.
I know. I just... Really wanted you to see my costume.
Ben sadece... gerçekten beni kostümüm içinde gör istemiştim.
I wanted you to see it with your own eyes.
Kendi gözlerinle gör işte...
You know it's not in theaters anymore, and I'm pretty sure it didn't come out on DVD because I wanted to see that.
Artık sinemada gösterilmiyor ve DVD'sinin de henüz çıkmadığına eminim çünkü takip ediyordum.
I thought you wanted to see Grachevka.
Sanırım Gracevka'yı görmek istiyordun.
I just left work and wanted to see how you were doing.
- İşten şimdi çıktım ve nasılsın diye merak ettim.
Well, I wanted to see where you work, and also mark and I have all these doubles of things now that we moved in together.
Şey, çalıştığın yeri görmek istedim, ayrıca birlikte yaşadığımız için Mark'la benim fazladan çift eşyalarımız oldu.
If I'd wanted to see you, I...
Eğer seni görmek isteseydim...
thinking about you, and I wanted to see if I could help.
Sen aklıma geldin ve ben de yardımım dokunur mu diye merak ettim.
I wanted you to see this.
Bunu görmenizi istedim.
I mean, we, Nick and I... we wanted to see if you, you know, how you're doing?
Yani Nick'le ben dedik. Nasılsın acaba diye merak ettik işte.