I wanted to surprise you Çeviri Türkçe
266 parallel translation
A terrific experiment, one that I wanted to surprise you with... one that would establish me and my work.
Olağanüstü bir deney, sana süpriz yapmak istememin yanında... ben ve çalışmamı kabul ettirmek istedim.
- I wanted to surprise you.
- Sana sürpriz yapmak istedim.
- I wanted to surprise you.
Sana sürpriz yapmak istedim.
I wanted to surprise you.
Sana sürpriz yapmak için.
I wanted to surprise you.
Sana sürpriz yapmak istedim.
I know, I wanted to surprise you.
Biliyorum, sana sürpriz yapmak istedim.
We won that money together. And I wanted to surprise you.
Birlikte para kazandık ve sana sürpriz yapmak istedim.
I wanted to surprise you somewhat.
Sana bir sürpriz yapayım dedim.
I wanted to surprise you.
- Size sürpriz yapmak istemiştim.
I wanted to surprise you, Lord.
- Size sürpriz yapmak istedim, efendim.
I wanted to surprise you for the feast of St. Anthony.
Aziz Antoinne günü için, sürpriz yapmak istedim. Hoşuna gitmedi galiba.
I wanted to surprise you.
- Sürpriz yapmak istedim.
I wanted to surprise you, baby.
Sürpriz yapmak istedim, bebeğim.
But I wanted to surprise you and walk into your arms tonight when you came home.
Ama sana sürpriz yapmak ve eve geldiğinde kollarına atılmak istedim.
Last night while you were asleep, I wanted to surprise you.
Dün gece sen uyurken, sana bir sürpriz yapmak istedim.
I wanted to surprise you.
Sürpriz yapayım dedim.
i wanted to surprise you guys by... serving catfish in bed.
Kahvaltıda kedibalığı ikram ederek size sürpriz yapmak istemiştim.
I wanted to surprise you. Oh! Thanks very much indeed.
Harika bir sürpriz.
You should get Leo to let you sit in on one of his master classes. WOMAN : Oh, I wanted to surprise you.
Leo'nun master derslerinden birine katılman çok iyi olur.
Alvaro, I... I wanted to surprise you.
Alvaro, ben sana sürpriz yapmak istemiştim.
I wanted to surprise you.
Sana sürpriz yapmak istedim. - Ne oldu?
I wanted to surprise you.
- Sana sürpriz yapacaktım.
I wanted to surprise you.
- Sana sürpriz yapmak istedim.
- I wanted to surprise you.
- Seni şaşırtmak istedim.
I wanted to surprise you.
Bir telefon, bir mektup akıllıca olabilirdi.
I wanted to surprise you for Christmas.
Noel için sürpriz yapmak istemiştim.
I wanted to surprise you with a kicky summer'do.
Sana bir vurucu bir yaz saçıyla sürpriz yapmak istedim.
- I wanted to surprise you with it.
- Meşguul. Lütfen!
- I wanted to surprise you.
Sürpriz yapmak istedim.
I wanted to surprise you.
Sana sürpriz yapmak istedim. Sürpriz!
I wanted to surprise you.
Sana sürpriz yapacaktım.
Well, I wanted to surprise you.
- Sana sürpriz yapmak istedim.
I got a job and I wanted to surprise you.
Bir iş buldum ve sizi şaşırtmak istedim.
- I wanted to surprise you.
- Süpriz yapmak istedim.
I wanted to surprise you
Sana sürpriz yapmak istedim.
I wanted to surprise you for lunch.
Öğle yemeği için sürpriz yapmak istedim.
- Oh, I wanted to surprise you.
- Sana sürpriz yapmak istemiştim.
I guess she just wanted to surprise you, Bruce.
Herhalde sürpriz yapmak istedi.
I can see why you wanted to save the surprise.
Sürprizi neden bekletmek istediğini anladım.
I wanted to surprise you.
Sana sürpriz yapmak istiyordum.
I'm sorry, my darling. I just wanted to surprise you. That's all.
Seni şaşırtmak istedim sadece.
Your uncle wanted to surprise you, but I just couldn't help but tell you.
Amcan sana sürpriz yapmak istiyordu ama ben dayanamadım söyleyiverdim.
I wanted it to be, like, a big surprise for you and Pee.
Sen ve babam için büyük bir sürpriz gibi olmasını istedim.
I just wanted to surprise you.
Sadece sana sürpriz yapmak istedim.
No, I just wanted to let you know that I've sent a little surprise over for you.
Hayır, bilmeni istediğim bir şey var sana küçük bir sürpriz gönderdim.
I arranged a birthday dinner for you tonight but I wanted it to be a surprise.
Senin için bu gece doğum günü yemeği düzenlemiştim ama sürpriz olmasını istiyordum.
- I wanted to... to surprise you, but you see, I can also make predictions.
Sürpriz olsun istemiştim ama... Görüyorsun ki ben de gelecek için kehanette bulunabiliyorum.
I wasn't, but then I felt bad, I wanted to come surprise you.
Gelmeyecektim ama sonra kötü hissettim ve gelip, sana sürpriz yapmak istedim!
- I wanted to give you a surprise!
- Sana süpriz yapmak istedim!
Well, when I called... -... you never mentioned- - - l wanted it to be a surprise.
Aradığımda hiç bahsetmedin.
I mean, I wanted to keep it a surprise but that's exactly where we're going You're getting what you want so, let's go!
Will, beni buraya getirdiğin için teşekkür ederim. Her şeyi kaçırdığımı biliyorum ama en azından gelinliğime sığabileceğim.