I was thinking about it Çeviri Türkçe
667 parallel translation
I was thinking about it all.
Benim de düşündüğüm buydu. İyi uyuyamadım.
I said I was thinking about it.
- Düşünüyorum dedim.
I was thinking about it the whole night.
Bütün gece bunu düşündüm.
Harry, I said I was thinking about it!
Seni duyamıyorum. Sana düşündüğümü söyledim.
I was thinking about it.
Bunu çok düşündüm.
I was thinking about it and your teacher is right.
Hem düşünüyorum da hocanız çok haklı.
So I was thinking about it all when I should've been doing my exam.
Bu yüzden, sınavla uğraşmam gerekirken hep bunu düşündüm.
Little before I was thinking about it, and i not found any fault in entire plan.
az önce bunun hakkında düşünüyordum, ve planda hiçbir hata bulamadım.
I was thinking about it.
Ben de onu düşünüyordum.
I was thinking about it at work. We need a theme for the golf course.
Golf sahası için bir tema düşünmeliyiz.
- I was thinking about it.
- Bu konuyu düşündüm.
Yes. I really was thinking about it.
Evet, öyle düşünüyordum.
All the time I was thinking about that dark street on the way to the station... where I was to do it... and the three honks on the horn that were to be the signal.
Sürekli bu işi yapacağımız karanlık sokağı düşünüyordum. Ve parolamız olan üç kornayı.
- I suppose so. But I was thinking of it as early morning, along about daylight.
- Bence de, ama ben sabahın ilk saatlerinde, günün ilk ışıklarında olduğunu düşünüyordum.
I got to thinking about what you'd told me... and then it occurred to me that maybe Ruth was in more danger than you are.
İçimi kemirdi. Bana anlattıklarınızdan sonra Ruth'un sizden daha çok tehlike altında olabileceğini düşündüm.
I was just thinking. Don't be so serious about it.
- Hayır, sadece düşünüyordum.
It was long past his usual time and to my annoyance I found myself thinking about him
Her zamanki geliş saatinden epey geçmişti. Üstelik sıkkındım. Kendimi onu düşünürken buldum.
- I was thinking... it's probably about as far from New York to Wichita, where your kids were... as it is from Wichita to Los Angeles, where my folks are.
- Düşünüyordum da... muhtemelen, New York'la çocuklarının yaşadığı Wichita arasındaki mesafe... Wichita'yla, ailemin yaşadığı Los Angeles arasındaki mesafe kadardır.
children don't think about beauty... but I remember thinking it was much bigger.
Çocuklar güzellik üzerine düşünmüyorlar ama çok daha büyüktü diye düşündüğümü hatırlıyorum.
I laid awake all last night thinking about him... and I suddenly realised it was all sort of a fairy tale.
Bütün gece uyumadan onu düşündüm... birden, bunun bir peri masalı olduğunu anladım.
I got to thinking about you two and how cold it was.
İkinizi düşündüm ve havanın soğuk olduğunu fark ettim.
Well, I was just thinking about it. But he will never forgive you this.
O zaman sizi hiç affetmeyecektir.
I was thinking about that blind lieutenant and your young friend, charlie constable, with the blood on his hat, and... and then sometime during the night they stopped coming, and it got quiet on the road there, it got real quiet.
Kimse var mı?
You know, I was thinking it's been so long since we had a talk you know, a real talk about the future and everything.
Biliyorsun seninle konuşmayalı çok uzun zaman olduğunu düşünüyordum. Gelecek ve her şey hakkında gerçek bir konuşmayı kastediyorum.
I was just thinking about it.
Ben de tam onu düşünüyordum.
I was thinking about school just before... and your house at Harvard wasn't, by any chance, Adams, was it?
Biraz önce tam da okulu düşünüyordum ve sizin evin Harvard'a olma ihtimali var mı Adams?
I was thinking about it, if you think she's good enough.
Yeterince iyi.
I was thinking about it in English.
Ben konuyu İngilizce olarak düşünüyordum.
I was just thinking about it.
Sen bunu söylerken, ben de aynı şeyi düşünüyordum.
It was your advice I followed... about creative thinking.
Senin tavsiyene uydum.. ve yaratıcı oldum.
I didn't say nothing to your man,'cause I felt it was none of my business and none of his, but I been thinking about it, and how I could use the bread.
"Sizin adama bir şey demedim çünkü onu ilgilendirmeyeceğini düşündüm." "Ama bunu nasıl işime yarar hale getirebileceğimi düşündüm."
I was thinking about the pigeon... that hung around the garage, how it used to get on top of your car.
Garajdaki güvercini... düşünüyordum, arabanın üzerinde yürümeye nasıl alıştığını.
And then last winter, without, uh, thinking about it very much... I went to see this agent I know to tell him I was interested in directing plays again.
Ve geçtiğimiz kış üzerinde çok da düşünmeden tekrar oyun sahnelemek istediğimi söylemek üzere tanıdığım bir menajere gittim.
It was Christopher Street, and I was thinking about another street down there instead, until it came back that it was Christopher Street.
Christopher Caddesi'ndeydi aklımda bir başka cadde kalmış ama Christopher Caddesi olduğunu daha sonra hatırladım.
You know, I was thinking about what we should name it.
Adını ne koysak diye düşünüyordum.
It was actually more your hospitality... that I was thinking about, Mrs. Bland.
Ben daha ziyade sizin misafirperverliğinizi düşünüyordum Bayan Bland.
... they accuse him for crimes he didn't commit. some of it is true and I admit it but back than, I thought he's pure like Virgin Mary I was a young fool, I'd take a gun and fight, thinking that I fight for justice I needed sobbering up to stop and think about and to say to myself "The one who put you in jail wanted good for you"...
İşlemediği suçlardan onu suçluyorlar. Bazıları doğru, kabul ediyorum. Ama o sıralar, benim için O, Bakire Meryem kadar masumdu.
And I was thinking about life in generaI- - the origin of everything we see about us... the finality of death... and how almost magical it seems in the real world... as opposed to the world of celluloid... and flickering shadows.
Genel olarak yaşamı düşünüyordum. Yani hakkımızdaki her şeyin kökenini. Ölümün kesinliğini.
I was just thinking about it.
Az evvel aklıma geldi.
I was thinking it was about time to leave.
Ayrılmanın zamanı geldi diye düşünüyordum.
Though I was upset that I'd been fucked, violated and lost the money too... for a few moments, thinking about it, in the morning... of the Mexicans gloating over having fucked the gringo puto and got his money too... talking about it and laughing, my ass sore.
Umarım bulurlar. Sikilmiş, zarar görmüş ve para kaybetmiş olmaktan dolayı üzgün olmama rağmen sabah, birkaç dakikalığına, Meksikalıların, Amerikalı bir oropuyu hem sikip, hem de parasını almaktan şeytanca bir zevk duyduklarını ve bunun hakkında konuşup gülüştüklerini düşündüm.
I wasn't here in a classroom... hoping I was right, thinking about it.
Burada derste değildim. İyi ki de değilmişim.
You know, I was thinking about him the other day, and it's just very good to hear that he's pretty fine.
Geçen gün aklımdan geçiyordu. İyi olmasına sevindim.
I tried not thinking about it... but it was very hard to keep off my mind.
Onu düşünmemeye çalıştım. Ama aklımdan çıkarmam çok zordu.
I was thinking you hadn't thought about it. Clearly, you have.
Senin bunu düşünemeyeceğini sanmıştım Ama görünen o ki düşünmüşsün.
I was thinking about what a great solo it was and what this man has done to it.
Sadece bunun ne kadar harika bir solo olduğunu düşünüyordum ve bu adamın ona ne yaptığını.
Maybe it was because it was my birthday, maybe it was seeing CindyJo, I don't know, but I'd been thinking about what it would have been like... if my life had turned out differently.
Belki de doğum günüm olduğu içindi. Ama durmadan, hayatım farklı olsa nasıl olurdu diye düşünüyordum.
I've been thinking a lot about what you said, and, um... some of it was right on the money.
Söylediklerinle ilgili çok düşündüm ve, um... parayla ilgili kısmı doğruydu.
I was sitting here thinking about it, and...
Bunun hakkında düşünüyordum, ve...
Yeah, I was just thinking about doin'it myself.
Ben de tam bunu yapmayi düsünüyordum.
But I was thinking about that smoke. Do you think it could be... Hexxus?
Ama o dumanı düşünüyordum şey olabilir mi dersin, Hexxus.