I wasn't doing anything Çeviri Türkçe
134 parallel translation
He said he'd kill me and I wasn't doing anything.
Beni öldüreceğini söyledi ama ben bir şey yapmamıştım.
I wasn't doing anything.
Bir şey yapmıyordum.
I wasn't doing anything.
Hiçbir şey yapmadım.
I wasn't doing anything!
Ben Hiçbirşey yapmadım!
Well, I figured I wasn't doing anything else real important, so here I am.
Nasıl olsa önemli bir iş yaptığım yoktu.
- No, I wasn't doing anything.
- Yok, hiçbir şey yapmıyordum.
I wasn't doing anything.
Hiçbir şey yapmıyordum.
I swear, no. I wasn't doing anything.
Yemin ederim bir şey yapmıyordum.
I wasn't doing anything to her.
Hiçbir şey yapmıyordum.
But I wasn't doing anything.
- Ama bir şey yapmadım.
But I thought that her admiration wasn't worth anything... unless I could prove myself absolutely incapable of doing anything evil.
Ama düşündüm ki, kesinlikle kötü bir şey yapamayacağımı... kanıtlayamadığım sürece... hayranlığının hiçbir anlamı yoktu.
I wasn't doing anything.
Bir şey yapmıyordum ki.
Oh, please, I wasn't doing anything.
Ben bir şey yapmıyordum. Bırakın, ben bakarım.
I wasn't doing anything.
Hiçbir şey de yapmıyordum.
- I wasn't doing anything.
- Hiç bir şey yapmıyordum.
I wasn't really doing anything.
Gerçekten birşey yapmıyordum.
- I wasn't doing anything.
- Hiçbir şey yapmıyordum.
I wasn't doing anything.
Hiçbirşey yapmıyordum.
The old man told me to come if I wasn't doing anything.
İhtiyar işin yoksa git bir bak dedi.
I wasn't doing anything.
Ben hiçbir şey yapmıyordum.
I wasn't doing anything.
Ben hiçbir şey yapmıyorum.
Hey, Pelé, could you please stop kicking the back of my seat? - I wasn't doing anything.
Pele, koltuğumun arkasına tekme atmayı keser misin?
I wasn't doing anything.
Hiç bir şey yapmıyorum.
I wasn't doing anything.
Ben hiçbir şey yapmadım ki.
I tell you I wasn't doing anything.
Hiçbir şey yapmadım diyorum sana.
There is something about absorbing the words one by one, the way they were written. But you have more important things to do than listen to me wax poetic. I wasn't doing anything special.
Birer birer sözcükleri içine çekmenin hakkında bir şey vardır, onların, yazıIdığı ama senin daha önemli yapman gerekenler var balmumundan şiirler dinlemekten başka ben herhangi bir özel şey yapmıyorum
I wasn't doing anything.
Yanlış bir şey yapmadım ki.
I wasn't doing anything.
Ben birşey yapmıyordum.
Get off my land! I wasn't doing anything! Stay where you are, fella!
Peki Karen, servis önde sen bizi takip etmek ister misin yoksa...
I wasn't doing anything special.
Özel bir şey yapmayacaktım.
Um, my husband's a photographer, so he's here working and, uh, I wasn't doing anything, so I came along. And we have some friends that live here.
Kocam fotoğrafçı, burada çalışıyor ve... aslında bir şey yapmıyorum.
- I wasn't doing anything wrong.
- Yanlış birşey yapmıyordum.
I wasn't doing anything!
Bir şey yapmıyordum!
By the time I saw Clive Morin you know, he wasn't doing anything.
Bu sırada Clive Moran'ı gördüm biliyorsun, hiçbirşey yapmıyordu
I wasn't doing anything.
Ben hiçbir şey yapmadım.
I wasn't doing anything. He insulted you, and then, for no reason, keyed your car in the parking lot?
Size hakaret etti ve durup dururken arabanızı çizdi, öyle mi?
Back then, I wasn't doing anything, really.
O zamanlar pek bir şey yapmıyordum.
I wasn't doing anything.
Ben bir şey yapmadım.
Meg, I wasn't doing anything.
Meg, ben birşey yapmıyordum.
I'm not ashamed cos I wasn't doing anything.
Utanmıyorum! Hiçbir şey yapmıyorum.
- No, I wasn't doing anything.
- Hayır, bir şey yapmıyordum.
Tom, I wasn't doing anything, I was just going for it.
Tom, ben bir şey yapmıyordum. Kendimi kaptırmıştım.
I wasn't doing anything wrong.
Yanlış birşey yapmıyordum.
Well, I wasn't doing anything, so...
- Yapacak birşeyim yoktu, ben de...
No, you know, it's fine. I wasn't doing anything.
Hayır, biliyor musun iyi oldu aslında hiçbir şey yaptığım yoktu.
I wasn't doing anything!
Hiçbir şey yapmıyordum.
No, I just wasn't really doing anything else.
Hayır, aslında hiç bir şey yapmıyordum.
You thought I wasn ´ t doing anything, anything at all.
- Demek bir şey yapmadığımı sandın. - Bir şey yapmıyorum öyle mi?
- I wasn't doing anything.
- Bir şey yapmıyordum.
I wasn't doing anything!
Ben birşey yapmadım ki..
You don't feel like doing anything just because I wasn't Kira... and because your deduction was wrong?
Hiç motivasyonun yok ; çünkü benim Kira olduğum teorisi yanlış, değil mi?
i wasn't listening 61
i wasn't paying attention 53
i wasn't born yesterday 35
i wasn't 1177
i wasn't thinking straight 33
i wasn't expecting that 35
i wasn't thinking 181
i wasn't invited 33
i wasn't talking to you 127
i wasn't looking 38
i wasn't paying attention 53
i wasn't born yesterday 35
i wasn't 1177
i wasn't thinking straight 33
i wasn't expecting that 35
i wasn't thinking 181
i wasn't invited 33
i wasn't talking to you 127
i wasn't looking 38