English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I wasn't scared

I wasn't scared Çeviri Türkçe

245 parallel translation
Why, I wasn't scared in the courtroom when Injun Joe threw his... knife at me.
Çünkü mahkeme salonunda Kızılderili Joe, bıçağını bana fırlattığı zaman da korkmadım.
- I wasn't scared,
- Ben korkmuyorum,
I wasn't so scared I had to stop for a martini. Martini?
- Martini için endişelenen de ben değildim.
- I wasn't scared, Mr. Starbuck, I was mad.
- Korkmamıştım, Mr. Starbuck, öfkelenmiştim.
I'd been playing with scared money and there still wasn't enough to buck Clinker's bankroll.
Başkasının parasıyla oynamıştım ve Clinker'in bankadaki parasını karşılayacak para kalmamıştı.
I wasn't scared either
Sonuç, bana atmadılar. Baya büyük bir havai fişek gösterisiydi!
I mean you'll tell her that I wasn't scared at all.
Yani ona hiç korkmadığımı söyle.
- I wasn't scared.
- Korkmadım.
- That wasn't cos I was scared.
- Korktuğumdan değil.
I wasn't scared anymore.
Korkmamın yersiz olduğunu anladım.
Anyway, I wasn't scared about it.
Olanlardan sonra korkum azaldı zaten.
No, I wasn't scared of their threats.
Hayır, onların tehditlerinden korkmadım.
I tried, because I wasn't scared anymore.
Ama kardeşimi boğulurken görünce denedim çünkü artık korkmuyordum.
I told myself it was because I scared them, but I know it wasn't really that simple.
Kendi kendime bunun onları korkuttuğum için olduğunu söyleyip durdum. Fakat bunun gerçekten bu kadar basit olmadığını biliyordum.
My entire body felt weak and even though I knew what was about to happen, I wasn't scared.
Bedenimin zayıf düştüğünü hissediyordum onun hakkında hiç bir şey bilmiyor olmama rağmen yine de korkmuyordum.
You were scared, I wasn't.
Sen korktun, ben değil.
Well, sometimes, but I wasn't scared then, you know?
Belki bazen, ama korkmuyordum.
- I wasn't a damned bit scared.
- Hiç bile korkunç değildi.
I wasn't scared
Korkmadım ben.
All of a sudden, I wasn't that scared... and while both of them forced me to suck their cocks... the third one fucked me like a fierce beast.
Artık korkmuyordum, birden....... diğer ikisi üzerime çulladı ve siklerini zorla ağzıma soktular o da hayvanca ırzıma geçmeye başladı.
I wasn't that scared.
O kadar da korkmadım.
I'm scared of getting pushed under the subway, or being blown up, or finding out I've got cancer. At 15, I wasn't scared.
Metronun altından geçmeye korkuyorum, öfkeye kapılmaktan da veya kanser olduğumu öğrenmekten... 15 yaşımdayken, hiçbir şeyden korkmuyordum.
I just... I wish I wasn't so scared.
Sadece korkmuyor olmayı isterdim.
but my dad told me the secret and then i wasn't scared anymore.
Ama babam bana bir sır verdi ve ben bir daha hiç korkmadım.
I wasn't that scared.
O kadar da korkmamıştım.
I wasn't scared.
Korkmadım.
When I wasn't shit-scared, I was waiting to be.
Korkudan altıma sıçmadıysam da soğukta dikilmiş beklerken az daha sıçacaktım.
But my mom told me I wasn't scared a bit.
Ama annem hiç korkmadığımı söylemişti.
- I wasn't scared.
- Ben korkmamıştım.
He... he didn't seem scared at all, and... and... when they brought him back four months later... I wasn't sure it was him.
O... o hiç de korkmuş gözükmüyordu ve... ve dört ay sonra onu geri getirdiklerinde onu tanıyamadım.
I wasn't scared.
Ben korkmadım.
I tell ya, I wasn't scared of being killed, but I was terrified of getting wounded... and having the medics discover my secret.
Öldürülmekten korkmuyordum, ama yaralanacağım ve... sıhhiye sırrımı öğrenecek diye ödüm kopuyordu.
But I wasn't scared of the river.
Nehir beni hiç korkutmadı.
When I first saw you, I wasn ´ t scared.
Seni ilk gördüğümde korkmamıştım.
I wish I wasn't so scared of them, Rosetta.
Keşke onlardan bu kadar korkmasaydım, Rosetta.
At that point I wasn't scared.
Başlangıçta korku duymamıştım.
I wasn't scared.
Hiç korkmadım.
See, I wasn't scared!
Bak, korkmadım!
I wasn't even scared.
Korkmadım bile.
It was raining so hard we couldn't see the road... but I wasn't scared because as long as Daddy was driving... nothing could happen to us.
Yağmur o kadar şiddetliydi ki önümüzü bile göremiyorduk ama korkmuyordum çünkü Babam kullandığı sürece başımıza bir şey gelmeyeceğini biliyordum.
Would have scared her lots more if I'd pulled his head off while she wasn't looking, then put my hand up through his throat and wiggled my fingers about.
Bakmadığı bir anda kafasını kopartsaydım, sonra da elimi boğazına sokup parmaklarımı oynatsaydım, daha çok korkacaktı.
For the first time in my life I wasn't scared of nothing not even dying.
Hayatımda ilk kez hiçbir şeyden korkmuyordum ölmekten bile.
I'm just saying she wasn't scared, that's all.
Kadın hiç korkmamıştı diyorum.
- Yeah, but not as bad as I scared you. - I wasn't scared.
- Ama ben seni daha çok korkuttum.
I wasn't even that scared at first.
İlk başta o kadar korkmamıştım.
That I wasn't scared.
Korkmadiğimi.
Well, I think it'd be strange... if a first-time mother wasn't scared, honey.
Evet, ilk kez anne olan biri... korkmasaydı tuhaf olurdu, tatlım.
I saw the danger, but I wasn't scared.
Tehlikenin farkındaydım, ama hiç çığlık atmadım.
I wasn't scared.
Havaya girdiğimden.
I wasn't remotely scared the girl was irritating, and I had to run to the snack bar in need of Dramamine.
Korkmadım diyebilirim kız sinir bozucuydu, ben de büfeye gidip Dramamine ihtiyacımı giderdim.
I snuck in here to show you that I wasn't scared of your punk brothers.
Kardeşlerinden korkmadığımı göstermek için gizlice buraya geldim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]