I went to see him Çeviri Türkçe
299 parallel translation
- I went to see him.
- Onu görmeye gittim.
The other day I went to see him and it frightened him out of his wits because he thought I was from the police.
Geçen gün onu görmeye gittiğimde ödü patladı, çünkü polis olduğumu sandı.
So it is all for you that I went to see him
Bu yüzden onu görmeye gittim.
That's why I went to see him today...
Bu yüzden bugün onunla görüşmeye gittim.
I went to see him at the hospital a couple of times.
Hastaneye onu görmeye gittim birkaç kez.
It happened on the day that Mr. Hagiwara and I went to see him.
Bay Hagiwara ile O'nu görmeye gittiğimiz gün oldu.
I went to see him this morning... and he assured me that I'd get the legal separation quickly.
Bu sabah onu görmeye gittim ve yasal boşanmanın çabucak olacağını garanti etti.
I went to see him a few days later.
Birkaç gün sonra dedektifle görüşmeye gittim.
I went to see him.
Onu görmeye gittim.
That's why I went to see him.
Bu yüzden onunla görüşmek istedim.
We were both suffering from it, even before he asked for me, and I went to see him.
Beni çağırttığında ve onu görmeye gitmemden önce bile ikimiz de bundan muzdariptik.
Now I'm vulnerable. - I went to see him.
- Onu gördüm.
I went to see him, but only stayed for one day.
Onu görmeye gittim ama sadece bir gün kaldım.
As often as I could, I went to see him at his villa near Naples.
Fırsat buldukça Napoli yakınlarındaki villasında onu görmeye gittim.
I went to see him yesterday.
Dün onu görmeye gittim. - Evet?
I went to see him.
Çok iyi değil. Geçen ziyarete gittim.
When I went to see him this morning, he was dead.
Bu sabah onu görmeye gittiğimde ölmüştü.
A month after I went to see him and said : "Ivancito I'll put the cartridges in and take them out in a flash."
Bir ay sonra onu görmeye gittim ve fişekleri göz açıp kapayıncaya kadar doldurup boşalttığımı söyledim.
One day I went to see him at the youth hall. The next day he was gone.
Bir gün onu islah evinde ziyarete gittim ertesi gün yok oldu.
I went to see him, whenever I could.
Müsait olduğum her an onu görmeye gittim.
I really wanted to see him again, so I went to visit him.
Gerçekten görmek istiyordum, o yüzden ziyaretine gittim.
I went to the hospital, but they refused to let me see him.
Hastaneye gittim ama görüştürmediler.
I went to his apartment, but I didn't see him.
Dairesine gittim ama onu göremedim.
I kept away as long as I could. And then, finally, one Sunday afternoon, I got the courage and went up to see him.
Elimden geldiğince uzak durdum sonrasında bir pazar günü cesaretimi topladım ve onu görmeye gittim.
I went up to see him that day... wanting him to keep up hope, wanting to cheer him up.
O gün onu görmeğe gittim, umutlarını yüksek tutmasını, onu neşelendirmeyi istiyordum.
And I went up to see him and his wife.
Onu ve karısını ziyarete gittim.
I went to Mrs. Montgomery's to see him.
Onu görmek için Bayan Montgomery'ye gittim.
I think you went to see him because you're as sick of the circus and me as I am of the circus and you.
Sanırım onu görmeye gittin çünkü benim senden ve sirkten bezdiğim kadar sen de benden ve sirkten bezmiştin.
I went back in to see him.
Onu görmek için geri döndüm.
He just went in to see her. I'll give him some time.
Kontes'i görmeye gitti.
Alice West and Harrington went down to see West together, to see if they couldn't get him to change his mind after all.
Alice West ve Harrington birlikte West'i görmeğe aşağı indiler. Amaçları sonunda fikrini değiştirtip değiştirtemeyeceklerini anlamaktı.
I went closer to see who it was. And I recognised him.
Kim olduğunu görmek için yaklaştım ve onu hemen tanıdım.
What if I went to the pet shop to see him.
Onu görmek için evcil hayvan dükkanına gitsem ne dersin?
I went to him, I couldn't see the way.
Onun peşinden gittim. Yolu göremedim bile.
Joe, if Jake comes in, tell him I went down to the store to see the mayor.
Joe, Jake gelirse, ona belediye başkanını görmeğe gittiğimi söyler misin?
The next day, I went for my daily visit with him, to see if he had escaped or not.
Ertesi gün kaçıp kaçmadığını görmek için rutin ziyarete gittim.
Anyway, when I went to Aschenbach and I told him, I said you wanted to see him, he wouldn't believe that.
Her neyse Aschenbach'a gittim ve senin onu görmek istediğini söyledim. Buna inanmadı tabii.
- Do you know if my husband already went to the castle? - No, I didn't see him.
Görmedim.
Did you tell him where I went to see Pearson?
Peki ona, Pearson'ı nerede göreceğimi söyledin mi?
I got this call from Coyle, so I went out to see him.
Bana telefon açtı, ben de görmeye gittim.
.. and Louis asked me to drop in and see him the door was open, I went in.
Louis, gidip ona bakmamı istemişti. Kapı açıktı, içeriye girdim.
And then last winter, without, uh, thinking about it very much... I went to see this agent I know to tell him I was interested in directing plays again.
Ve geçtiğimiz kış üzerinde çok da düşünmeden tekrar oyun sahnelemek istediğimi söylemek üzere tanıdığım bir menajere gittim.
One night I got away from the bakery and went to see him in the barricades...
Bir gece fırından kaçtım ve barikatların oraya onu görmeye gittim...
Because you're much older than the boys I date,'cause you're drunk, and because when I went there tonight to see a United States astronaut give a lecture, I didn't expect him to prowl after us all night long.
Çünkü çıktığım erkeklerden daha yaşlısınız ve sarhoşsunuz ve de sadece bir Amerikan astronotunun dersini izlemeye gittim, tüm gece boyunca peşimize takılacağını ise tahmin edemezdim.
If you see Flap, you tell him that his wife and his baby went to the doctor's to get their flu shots, all right?
Flap'i görecek olursan karısının ve bebeğinin grip aşısı olmaya gittiğini söyle, tamam mı?
Then I went to see Simon and told him the story.
- Paris'e dönünce Simon'u görmeye gittim ve ona işten bahsettim.
He went out to work, and I didn't see much of him.
Çalışmaya giderdi ve onu çok fazla görmezdim.
Do you think he'd mind if I went up to see him before dinner?
Yemekten önce kendisiyle konuşmaya çıksam rahatsız olur mu?
You see Goody and I, we went to Captain Thomas and we reasoned with him and...
Aslında Goody ve ben, Yüzbaşı Thomas'la konuştuk ve dedik ki...
I never wanna see that guy again get him outta here and then we couldn't find Seth Cohen so our casting director Patrick Rush said well what about this guy Adam Brody w-I went back in to see Josh an I read for Seth NCIS it was total improv and he finished I was like what was that
Sonra Seth Cohen'i bulamadık.
I went back to see him, and....
Onu görmeye gittim, ve...