I wouldn't dare Çeviri Türkçe
210 parallel translation
I wouldn't dare
Ben cesaret edemezdim.
- Oh, I wouldn't dare.
- Neden denemiyorsun?
I wouldn't dare give a reason for anything you do.
Senin yapacağın hiçbir şey beni şaşırtmaz.
I wouldn't dare spend it, but I won't throw it away either.
Harcamaya cesaret edemem fakat, bir yere de atamam.
- He'll send it along. - I bet you £ 10 to a shilling... you wouldn't dare let your wife pick up the telephone and ask Melbeck... if he ever saw this American.
- Sana bir şilinge 10 sterlin bahse girerim ki... karının telefonu alıp Melbeck'e O Amerikalıyı görüp görmediğini... sormasına izin veremezsin.
Oh, no, I wouldn't dare.
Hayır, buna cesaret edemeyiz.
I wouldn't dare tell you the price, though.
Fiyatını sana söyleyemem.
I wouldn't dare speak ill of a colleague, but this morning we had a talk which left me feeling uneasy.
Bir meslektaşla keyifsizce konuşma cüreti göstermezdim ama bu sabah beni huzursuz eden bir konuşma oldu.
I'm sure they wouldn't dare talk.
Eminim konuşmayacaklar.
Yes, I'm drunk, I admit it. lf l wasn't, I wouldn't dare say a thing.
Evet, sarhoşum, kabul. Yoksa tek kelime söyleyemezdim.
If I went home to an empty flat, I wouldn't dare take my gun with me.
Eğer boş bir eve gidecek olsaydım, silahımı yanıma almaya korkardım.
If you weren't tied up, I wouldn't dare have told you how much I liked you.
Eğer bağlı olmasaydın, sana senden ne kadar hoşlandığımı söylemeye cesaret edemezdim.
- I wouldn't dare.
Jerome üzerinde denemeye cesaretim yok.
- I wouldn't dare go in there right now.
- Ben şimdi içeri girmeye cesaret edemem.
I wouldn't dare.
Cesaret edemezdim. Kötü şeyler aklına getirirdi.
I wouldn't dare answer that.
Buna cevap vermek istemem.
I will say in your presence what I wouldn't dare say in your absence.
Arkanızdan söylemeye cesaret edemediğim şeyi yüzünüze karşı söyleyeceğim.
I know you wouldn't dare.
Senin buna cüret etmeyeceğini biliyorum.
- Listen to me. I wouldn't dare go into court against them.
Onlara karşı, mahkemede yer almaya cesaret etmezdim.
And 20 years from now, if you dare to look at another woman I wouldn't be ashamed of making a scene.
20 yıl sonrasında, eğer gözün başka bir kadına kayarsa olay çıkarmaktan çekinmeyeceğim.
I wouldn't dare ask for more than 30, but go ahead.
Ben 30'dan fazlasına cüret etmezdim, ama sen et.
If you kept a diary, Frankie, which I'm sure you wouldn't dare, you'd read where it says that you have no right to ask me anything.
Bir günlük tutmuş olsaydın, Frankie, ki, eminim bana, doğru olmayan herhangi birşeyi sormamayı kavramış olup buna cesaret edemezdin.
I wouldn't dare.
Cesaret edemem.
I wouldn't dare pray for any more miracles, not in one day.
Başka bir mucize için dua etmeye cesaret edemem, bugün değil.
- Wouldn't I dare?
- Yapmaz mıyım?
I knew you wouldn't dare ask anybody.
- Kimseye soramayacağını biliyordum.
- You wouldn't dare. Wouldn't I?
Öyle mi?
If I could see, I probably wouldn't even dare come near you on account of being too embarrassed.
Eğer görebilseydim, muhtemelen yanınıza gelmeye bile cesaret edemezdim. Çok utangaç biri olduğum için.
I wouldn't dare, chief.
- Bunu yapamam Komiser.
I wouldn't dare.
Çok beklersin.
I wouldn't dare to.
Cüret edemem.
I wouldn't dare.
Ne haddime, efendim.
- I wouldn't dare.
- Size şaka yapmaya cesaret edemem.
I bet you wouldn't dare, " said Paul.
"Bence oturamazsın", dedi Paul.
- I wouldn't dare.
- Buna cüret edemem.
I wouldn't dare fool you!
Affet bizi lütfen!
I wouldn't dare.
Cesaret edemedim.
I wouldn't dare.
Bunu gözüm yemez.
How dare they? If they were certain I was a wicked woman, they wouldn't set foot in the shop.
Emin olsalar, asla bir daha gelmezlerdi.
I can say things to her I wouldn't dare say to you.
Onunla konuştuklarımızı sana anlatmayı aklımdan bile geçirmem.
You mean the 4th Division commander... I wouldn't dare say that. I think you'd better come, sir!
Siz tüfekleri 3. bölük için istemiştiniz ama tren güneye gidiyor orası 4. bölüğün merkezidir
- I wouldn't dare.
- Buna cesaret edemezdim zaten.
- I wouldn't dare say a word to him.
- Bir kelime söylemeye bile kalkışmadım.
I wouldn't dare bother you If anyone in my residence dares to be disrespectful just let me know
Sizi çok yoruyorum benim yerim de herhangi biri sana saygısızlık yaparsa bana söylemen yeterli
I wouldn't dare to
Buna cüret edemem
Don't think just because you're his fiancee that I wouldn't dare touch you.
Nişanlısı olduğun için sana dokunmaya cüret edemiyeceğimi mi düşünüyorsun?
I have the feeling he wouldn't dare come here
Sanırım buraya gelmek istemeyecektir.
I wouldn't dare tell your father.
Bunu babana anlatamam.
I wouldn't dare.
Buna cesaret edemem, efendim.
I know things. You wouldn't dare.
- Yapamazsın.
Wouldn't mind making a deposit in that one, I dare say.
Ona para yatırmayı aklından geçirme.
i wouldn't mind 79
i wouldn't have it any other way 49
i wouldn't do that if i were you 115
i wouldn't go that far 116
i wouldn't miss it for the world 62
i wouldn't know 484
i wouldn't 755
i wouldn't miss it 85
i wouldn't have 68
i wouldn't lie to you 37
i wouldn't have it any other way 49
i wouldn't do that if i were you 115
i wouldn't go that far 116
i wouldn't miss it for the world 62
i wouldn't know 484
i wouldn't 755
i wouldn't miss it 85
i wouldn't have 68
i wouldn't lie to you 37