Identifies Çeviri Türkçe
211 parallel translation
- The landlady identifies her as Mrs. Grover.
- Ev sahibesinin dediğine göre bu Bayan Grover.
She identifies her as Mrs. Grover.
En sahibesi bu hanımı Bayan Grover olarak tanımladı.
He identifies with them completely.
Kendisini onlarla bir tutuyor.
It identifies you as a war criminal.
Sizi bir savaş suçlusu olarak tanımlıyor.
" See, he identifies with all losers. He's getting ready to lose. We're going to help him.
# Görüyorsun ya, kendini kaybetmişlerle özdeşleştiriyor.
There is, however, one sign that identifies him as the Antichrist.
Ama onu Deccal olduğunu gösteren bir işaret daha var.
The ideal woman for me, is the one who identifies with this other person.
Benim için ideal kadın, işte bu insan gibi tanımlayacağım kişidir.
If a man who identifies himself as the King... "
"Eğer kendisini..." "Kral olarak adlandıran bir adam..."
"Leonard identifies with me... " and is convinced that he is a doctor.
" Leonard kendini bana adapte ediyor ve doktor olduğuna inanmış.
In the entry of July 8, 1942, not even two weeks before his death, he identifies himself to this captain of the sinking ship. Yes.
8 Temmuz 1942'de ölümünden iki hafta önce yazdığı yazıda kendini bu kaptan olarak görüyor.
These outward cultural activities, these festivals, uh, they're not simply morale-building devices, which is what Czerniakow identifies them to be.
Ama önemli olan, bunların birer sembol olması. Bu kültürel aktiviteler Czerniakow'un düşündüğünün aksine sadece moralleri yükseltmiyordu.
She identifies with him.
Kendini onunla özdeşleşir hale geldi.
He identifies amorous melancholia with lycanthropy a disease that induces wolflike behavior in its victims.
Melankolik aşkı, kurbanlarının kurt gibi hareket ettiği bir hastalık olan likantropi ile özdeşleştirir.
And this is a summation of the South African internal investigation which identifies the man as one Jan Marais.
Bu da, Güney Afrika iç soruşturmaya ait başka bir liste. Kimliği saptanan kişi, Jan Marais'den başkası değil.
" she identifies P.C. Brecken-Coolidge as her attacker.
" Polis şefi Brecken-Coolidge'i saldırganı olarak teşhir eder.
She could be in deep shit if she identifies him.
Onu teşhis ederse başı gerçekten belaya girer.
HE IDENTIFIES WITH HIM. I DO.
- Kendini onunla özdeşleştiriyor.
In other words, the world identifies itself with the Devil.
Başka bir deyişle, dünyada Şeytan ile tanımlanır.
Here's how this works. If no one claims it or identifies it in 30 days, it's yours.
30 gün içinde kimse sahip çıkmazsa, para senindir.
Something that identifies Al Bundy, the man.
Al Bundy'yi insan olarak tanımlayan bir şey.
On the contrary, Lt Worf, your clothing identifies you as Will Scarlet.
Tam aksine Yüzbaşı Worf, kıyafetiniz, sizin Will Scarlet olduğunuzu gösteriyor.
Geordi's mandolin identifies him as Alan-a-Dale.
Geordi'nin mandolini de onu Alan-a-Dale yapıyor.
This is a clapperboard, yes. This identifies on the visual camera the scene number and the take number. And also, as you heard, on the soundtrack, the editor back at the studio puts the two pieces of film together, matches where the lips of the clapper meet, and there you are in synch.
Kafama takılan, Sayın Chomsky'nin bu kısıtlamaları zihne ya da insan doğasına koymasıdır.
The computer identifies it as USS Bozeman, a Federation starship.
Bilgisayarın tanımlamasına göre gemi BES Bozman, bir Federasyon gemisi.
'... also identifies himself as The Captain.
- Kendini Yüzbaşı olarak tanıtıyor.
It identifies exactly the route my husband was taking on his way back from the capital to the front.
Tamamen başkentten cepheye geri dönüşünde kocamın izlediği yolu tanımlıyor.
She identifies with her patient, a bit.
Kendisini hastasıyla özdeşleştirir, biraz.
The body mistakenly identifies the embryo as an unwanted foreign substance and creates antibodies to fight and reject it.
Vücut yanlışlıkla embriyoyu istenmeyen, yabancı bir madde olarak belirler. Ve onunla mücadele edecek bir takım hücreler yaratır.
Well, who do you think he identifies with, Mrs. Lewin?
- Kendini kiminle özdeşleştiriyor sizce?
- Have to kill her before she identifies us.
- Onu öldürmezsek bizi yakalatır.
The evidence conclusively identifies that man as the killer.
Delil, kati bir suretle o adamın katil olduğunu ispatlıyor.
He identifies them as such, and knows crime scene details only available to the police.
Olayları ayrıntılarıyla anlatıyor. Ayrıca zanlı, suç mahallinin ayrıntılarını biliyor,... ki bu bilgiler, sadece polislerde mevcut.
The reason the law demands a police lineup, ladies and gentlemen is because it is an accepted truth that when a victim identifies a lone suspect in police custody he is more likely to automatically conclude it's the guy.
Kanun polis sıralaması gerektiriyor çünkü, baylar bayanlar kabul görmüş gerçek şu ki kurban, göz altındaki tek bir kişiyi teşhis ederse hemen O olduğuna karar vermeye daha yatkın oluyor.
He identifies himself as a magnet for foodstuffs.
Kendini yemek kirine bir mıknatıs olarak tanımlıyor.
First one identifies oneself and then asks for the person with whom one wishes to speak.
Önce kendini tanıtırsın sonra da görüşmek istediğin kişiyi sorarsın.
It identifies you in every province.
Her eyalette senin kimliğini ortaya çıkartır.
First one identifies oneself and then asks for the person with whom one wishes to speak.
Önce kendinizi tanıtır ve kiminle görüşmek istediğinizi sorarsınız.
Oh, I'm not criticizing you, I think there's something brave about a woman who identifies a fantasy and just... pursues it.
Bence bir kadının fantezisini kabul edip peşinden gitmesinde cesurca bir taraf var.
She has developed a new technique that identifies the chemical make-up of the planet, something previously thought impossible to measure.
Gezegenin etrafında döndüğü yıldızın kimyasal yapısını belirlemeye yarayan yeni bir teknik keşfetti. Daha önce, bu mesafeden ölçülmesinin imkânsız olduğu düşünülen bir şey.
Speak only to the man who identifies himself as interpreter.
Sadece, kendini tercüman olarak tanıtan kişiyle konuş.
He identifies with those people.
Kendini bu insanlarla özdeşleştiriyor.
The victim identifies her as his mugger.
Burada yaşayan adam, onu soyan kadını teşhis eder.
Maybe we can wear some kind of special ring that identifies us as members.
Belki gruptan olduğumuzu gösteren özel yüzükler yaptırabiliriz.
But one of her eight senses clearly identifies it as familiar and... compelling.
Ancak sekiz duyusundan biri, açıkça bildiği ve zorunlu olduğu bir çağrı olarak tanımlıyor.
You've made a solemn case for the certainty with which DNA identifies an individual.
Avukat Hanım, DNA'nın bir kimliği belirlemesine dayanarak sağlam bir iddiada bulunmuşsunuz.
Simple- - the Allocator identifies patients by reading blood factors.
Basit- Tebbis'te bulunan antijenleri enjekte ederek
" John identifies most problems within appropriate time frames.
" John çoğu problemi uygun anlarda teşhis eder.
Law enforcement officials now know the identifies of the Sleepover Bandits.
Uzmanlar nihayet soyguncuların kimliğini tespit etti.
He identifies with twisted minds and likes to rub against them.
Yanlış düşüncelerle kendini özdeştiriyor ve onlara sürtünmeyi seviyor.
I use the word "hacker" in its correct and original sense to describe someone who pursues computer programming as an artistic passion and who also is part of or identifies with the hacker culture -
"hacker" kelimesini bilgisayar programcılığını bir sanat gibi gören, bu kültürü benimsemiş, interneti kuran ve Linux'u geliştiren bir grupta yer alan programcı olarak kullanırım
Something peppy that identifies with the hurt...
Hareketli bir şarkı, acıyla özdeşleşir, fakat...