If'n Çeviri Türkçe
239,335 parallel translation
I want to ask if you've had any dealings with the Monks before.
Keşişlerle daha önce hiç iletişimin olup olmadığını soracaktım.
No. If you were just to die, everyone's false memories would have to fade, and that could take ages.
- Hayır, öylece ölüp gidersen herkesin sahte anılarının yok olması gerekir ki bu da yıllar alabilir.
Even if that was the truth, the fact that you're suggesting it shows there's been no change, no hope, no point.
Dediklerin gerçek olsa bile, bunu öneriyor olman hiçbir değişiklik, umut ya da amacının olmadığını gösteriyor.
And I don't need your answer now, but I'm asking all my clients if they'd be willing to donate their brains for research.
Ve hemen şimdi yanıtlaman gerekmez. Hastalarımdan beyinlerini araştırma için bağışlamasını istiyorum.
If they're being watched, that means they've got CCTV cameras, with feeds to UNIT HQ.
Eğer izleniyorsalar, kapalı devre kameraları var demektir. Yani UNIT Merkezi'ne yayın sağlanıyor.
What if you didn't step on the floor at all?
Ya yere hiç basmasaydın?
If you put him back in jail, you're liable to start a zombie apocalypse.
Onu hapse gönderirsen bir zombi kıyameti başlatırsın.
If you have not received an aleutian flu shot, do not get one.
Aleutian gribi aşısı olmayanınız varsa olmayın.
- Imagine if he'd been sober.
- Bir de sarhoş olmadığını düşün.
How're you gonna know if it works?
İşe yarayıp yaramadığını nereden bileceksin?
Go and see if he's all right.
İyi mi gidip bir bakın hemen. İkiniz de.
And I'm just wondering... what happens if we move outside the light of the projector?
Ve düşünmeden edemiyorum yansıtıcının ışığından dışarı çıkarsak tam olarak ne oluyor?
If you're in doubt whether you're real or not, the Veritas invites you to write down as many numbers as you like, of any size, in any order, and then turn the page.
Gerçek olup olmadığın konusunda şüpheye düşersen Veritas bir yere istediğin kadar sayı yazmanı teklif ediyor büyüklüğü, sırası hiç fark etmez sonra sayfayı çevirmeni istiyor.
And if all the simulated people are part of the same computer program, then, they'll all generate the same string.
Simülasyonda yer alan tüm insanlar aynı bilgisayar programının parçası olduğundan hepsi aynı sayı dizisini üretecektir.
There's always one thing you can do from inside a computer, even if you're a jumped up little subroutine, you can do it.
Bir bilgisayarın içerisinden yapabileceğin bir şey mutlaka vardır. Ufacık bir alt program olsan bile yapabileceğin bir şey.
If it comes down to it, if you're all I've got left and I need your help... you said you were my friend.
İşler o raddeye gelirse tek seçeneğim sen kalırsan ve yardımın gerekirse arkadaşım olduğunu söylemiştin.
I was wondering if I could ask for your help?
Yardımınızı isteyebilir miyim acaba?
You must cooperate if you are to survive.
Hayatta kalmak istiyorsanız işbirliği yapmak zorundasınız.
If you're standing in your garden, your head is travelling faster through time than your feet.
Bahçede yürürken kafanız ayaklarınıza kıyasla zamada daha hızlı ilerler.
Would it help you focus if I extracted some of your vital organs and made a lovely soup?
Hayati organlarının bazılarını çıkartıp leziz bir çorba yapsam nasıl olur?
Well, if we told you that, I'm afraid you'd be really, really upset.
Sana bunu söylemiş olsak gerçekten çok canın sıkılırdı.
We could evacuate the Waltons back there, if you're feeling ridiculous.
Acayip şeyler yapasın varsa hatta Waltonları bile tahlie edebiliriz.
But I'll still feel better if I know you're focused on what we're doing here, instead of... Playing candy crush.
Ama yine de Candy Crush oynamaktansa buradaki işine odaklandığını bilirsem daha iyi hissederim.
If I had to eat the brains of a guy who sees ghosts, you can try to trigger a vision for me by pretending to be a dominatrix.
Ben hayalet gören bir adamın beynini yemek zorundaysam bir sadomazoşist gibi davranarak bir imge tetiklemeye çalışabilirsin.
Let's track weckler's daughter down, see if she can shed some light.
Weckler'ın kızını takip edelim, bakalım konuyu aydınlatacak mı?
You asked him if they made him kill Roxanne greer.
Roxanne Greer'i onların mı öldürttüğünü sordun.
If that thing gets loose... Blow its head off.
O şey kurutulacak olursa kafasını uçurun.
I'll make it worth your while if you just show me - where the goddamn moss grows. - I told you,
Bana şu lanet yosunların nerede yetiştiğini gösterirsen sana para verebilirim.
You're right, this would only really be equivalent if Ess was a girl, and you found pussy, you know, interesting in a sometimes - you-like-Thai-food kinda way, and now it's all Thai food forever till you die.
Haklısın, Ess kız olsaydı sana da amcık düşseydi eşit olurdu. Tayland yemeklerini seversin Çin yemekleri sonsuza kadar yok olmuş olur.
Kady, they may be able to help your friend with her problem, but listen, I would never ever do business with them if I had a choice.
Kady, arkadaşının sorununa yardımcı olabilirler belki. Ama tercih hakkım olsaydı onlarla asla çalışmazdım.
If she sees it, she'll know that you stole it from her.
Kitabı görürse kendisinden çaldığını anlar.
If there's anyone who can undo your work, it's you.
Senin yaptığını geri alabilecek tek kişi sensin.
If you want a favor in return, I'd be happy to oblige.
İyiliğinin karşılığını istersen, memnuniyetle veririm.
So if you want to claim your winnings, you're gonna have to give me that bean and let me use it.
Yani kazancını almak istiyorsan... o fasulyeyi kullanmama izin vereceksin.
So, if you want to earn your way back, maybe you can start by telling us what this means.
Buradan çıkmayı hak etmek istiyorsan... bunun anlamını söyleyerek başlayabilirsin.
Oh. And if you want to take care of your son, I'd follow along right behind me.
Ve oğluna bir şey olmasını istemiyorsan... yerinde olsam beni takip ederdim.
Well, if you leave now, no hassle at the border.
Şimdi oradan ayrılırsan sınırda sıkıntı çıkmaz.
Text me if you wanna.
İstersen bana mesaj atarsın.
I mean, it's even... it's on me if some asshole gets drunk and gets in his car, so...
Dangalağın biri sarhoş olup arabasına binerse bile ben sorumluyum, o yüzden...
Could move a lot more if I could fence some of the bigger pieces to your contacts up north.
Eğer kuzeydeki aracılarına çalıntı malların bazı büyük parçalarını satabilirsem daha fazla hareket edebilirim. Bir işe girmek üzereyim, Marco.
How long does it usually take... to know if it's gonna get up?
Kalkıp kalkamayacağını anlamak ne kadar sürüyor?
If I wasn't there, you'd be dead.
Ben orada olmasaydım ölmüş olacaktın.
If I didn't get rid of the drugs, you'd be in jail.
Uyuşturuculardan kurtulmasam haipste olacaktın.
I know how close you are with Lena, so I understand if you can't see past it.
Lena'yla ne kadar yakın olduğunu biliyorum o yüzden bunu görmezden gelemezsen anlarım.
If you're here, it means that we can tell from what you've posted on the message boards you're ready to do more than hunker down and try to merely survive a zombie outbreak.
Buraya geldiyseniz bu mesaj panolarında yazdıklarınızdan daha fazlasını yapmaya hazır olduğunuz ve bir zombi salgınından kurtulabileceğiniz anlamına geliyor.
Why would Jimmy care if that's how you felt about Dan?
Jimmy Dan hakkındaki duygularını neden umursasın?
If we had been left alone to initiate the Seattle Protocol, none of this would have happened.
Eğer Seattle Protokol'ünü başlatmak için rahat bırakılsaydık bunların hiç biri olmazdı.
We don't know if it's safe.
Güvenli olup olmadığını bilmiyoruz.
Well, yes, it would be easier if you did.
Evet, yapsaydın çok daha kolay olurdu.
What happens if you win this cause you're so quick to kill for?
ÖIdürecek kadar kendini adadığın, bu davanı kazandığında ne olacak?
If you think that scares me, then you don't know me very well.
Bunun beni korkuttuğunu düşünüyorsan o zaman beni hiç tanımamışsın.