If it's me Çeviri Türkçe
9,170 parallel translation
Which makes me wonder if I've been coming at it from the wrong direction.
Ona yanlış açıdan yaklaştığımdan endişe duyuyorum.
Well, it's just that if today weren't today, if it was any other day, like, you know, a regular day, I'd ask you if you'd like to have dinner with me.
Eğer bugün yaşanmasaydı bugün de diğer günler gibi sıradan bir gün olsaydı benimle yemeğe çıkar mısın diye sorardım.
Yeah, what I wanna know is if it's possible to tell me what numbers were called from this payphone from midday on the 23rd to approximately midnight.
İstediğim şey, mümkünse ayın 23'ünde öğle vaktinden gece yarısına kadar bu telefondan hangi numaraların arandığını söylemeniz.
Because to me, never mind that it was 40 years ago, or who or what he is now, or that he's our dad, if he did it... he has to be punished.
Bana göre, 40 sene önce olmuş olmasını boşver. Kim veya ne olduğunu. Babamız olduğunu da.
It would mean a lot to me if you'd come to Dad's burial.
Babamın cenazesine gelirsen, buna gerçekten çok sevinirim.
I'm not here to pass judgment, but, uh... if it's okay, I'd love it if you could help me understand, because the Christopher Herrmann I know is not a violent person.
Hüküm vereyim diye gelmedim buraya ama senin için de bir sorun olmazsa, anlamama yardımcı olman çok iyi olur. Benim tanıdığım Christopher Herrmann böyle saldırgan biri değil çünkü.
If I learned two things, it's that the camera makes me look guilty.
Öğrendiğim ikinci şey de, o da kameranın beni suçlu gösterdiği.
It would be... less confusing if you call me...
Aslında daha az karışık olması için bana...
And my mother told me that the way you know if pasta's done - is you throw it against the wall...
Annem, makarnanın piştiğini anlamak için duvara fırlatmak gerektiğini...
But if there's just even the slightest little chance that you could go back with her and make her happy, well, then it doesn't matter, because all that matters to me is that you make her happy and that she be happy.
Ama eğer onunla barışıp onu mutlu etmen için en ufak bir ihtimal varsa bile fark etmez, çünkü benim tek derdim senin onu mutlu etmen ve onun mutlu olması.
Excuse me... If it's not rude of me to do so, may I say one thing as Cha Do Hyun's former physician?
Affedersiniz, kusuruma bakmazsanız Cha Do Hyun'un doktoru olarak bir şey daha söyleyebilir miyim?
If it's a child that doesn't need to be explained, then you would not demand an explanation from me.
Aksi takdirde benden bir açıklama istemezdiniz.
I called my friend Anna to see if she could babysit for me and she said she would and I've been texting to see how it's been going but Anna hasn't gotten back to me which is weird'cause she's like the most...
Ben de arkadaşım Anna'yı arayıp yerime bakıcılık yapabilir mi diye sordum ve o da yaparım dedi ve işlerin nasıl gidiyor diye ona mesaj atıyordum ama Anna bana cevap vermedi ki bu garip çünkü Anne en hızlı cevap yazan insan gibidir...
If it weren't for me, it would've remained a riddle forever.
Ben olmasaydım sonsuza kadar bir sır olarak kalırdı.
If anyone can nail this guy, it's me.
Bu adamı çivileyecek biri varsa, benim.
But it's legit, you know? Anyway, as you're president, I just wanted you all to know that you can always come to me if you need anything, okay?
Neyse, başkanınız olarak bir şey lazım olursa her zaman bana gelebilirsiniz.
If anyone's gonna be angry, it ought to be me.
Eğer biri sinirli olacaksa o ben olmalıyım.
Well, if we stop the train, there will be a major delay and I will miss my appointment - an appointment that it's taken me 18 months to arrange.
Tren durursa büyük bir gecikme olur ve randuvumu kaçırırım. Bu randevuyu 18 ayda aldım.
If you think you can handle it, free a bunch of people who will want to kill me and anyone else who tries to stand in their way, and then you can spend the next 70 years watching Elena grow old and die.
Katlanırım diyorsan karşısına çıkan herkesi öldürmek isteyecek olan bu insanları kurtarıp, önündeki 70 yılı Elena'nın yaşlanıp ölmesini izleyerek geçirebilirsin.
It isn't fair for me to even ask, but if we find Condé... let's allow him to leave the country.
Benim haddime değil ama, eğer Condé'yi bulursak... bırakalım da ülkeden çıksın.
Listen, when I come to visit you, would it be all right if brought my sister's baby with me?
Dinle, seni ziyarete geldiğimde, kızkardeşimin bebeğini yanımda getirmem sorun olur mu?
Thank you. If it buys me a place to live, it's all good.
Bana kalacak bir yer verecekse hiç sorun yok.
If it's safe enough for you, it's safe enough for me. Okay.
- Sana bir şey olmazsa bana da olmaz.
If you give me the wrong blood type, it'll kill me.
Yanlış kan grubunu verirsen öldürür.
Besides, if you care anything about your son, it's a risk you'll want to take... trust me.
Ayrıca, oğlunu biraz umursuyorsan,... bu riski göze alırsın. İnan bana.
If it weren't for women like me, bitches like you would spend a lifetime on their knees.
Benim gibi kadınlar olmasaydı senin gibi şırfıntılar hayat boyu dizlerinin üzerinde olurdu.
If there's something in that house that points to me, it needs to be cleaned up.
O evde beni hedef haline getirecek herhangi bir şey varsa temizlenmesi gerek.
You're gonna have to shoot me in the back if you're gonna do it.
Eğer bunu yapacaksan beni sırtımdan vurman gerek.
You know, if it wasn't for that deal you gave me, I'd probably be someone's prison bitch right now.
Bana o anlaşmayı sunmasaydınız muhtemelen şu an birinin hapishane kaltağı olurdum.
But if Eric has taught me one thing, it's that origin stories tend to disappoint.
Ama Eric bana bir şey öğrettiyse o da köken hikâyelerinin hayal kırıklığı yarattığıdır.
We know that Barrow sought to undo a blackmailer at Zooss, but it occurred to me, what if he'd stumbled across some other secret along the way?
Barrow'un Zooss'daki şantajcıyı aradığını biliyoruz. Aklıma şu geldi, ya eğer araştırması sırasında başka bir sır ile karşılaşmışsa?
Just watch, and if it's too much, just tell me, I'll stop it.
Sadece izle eğer çok fazla gelirse, sadece söyle. Durdururum.
Figure out who leaked that document, and if you can, it would be nice if you found the son of a bitch who shot me, too.
Belgeyi sızdıranı bulun ve bulabilirseniz beni vuran şerefsizi de bulsanız iyi olurdu.
So if you guys could help me welcome our speaker tonight. It's charlie.
Öyleyse bu akşamki konuşmacımıza hoş geldin dememe yardımcı olabilirsiniz, Charlie'ye.
Well, if it's an act, it scared me.
Pekala, eğer rolse beni korkuttu.
But it's never gonna happen if people look at me and they see "victim."
Beni bir kurban gibi gördüklerinde bu asla gerçekleşmeyecek.
'OK.' Now, you can tell me your name, if you'd like. 'It's...
- Şimdi istersen bana adını söyleyebilirsin. -'Chloe.'
Making sure Pernell's where he supposed to be when he's supposed to be, even if it's only me that's propping him up.
Pernell'in olması gereken yere olması gereken zamanda gitmesini sağlıyorum. Onu tek destekleyen ben olsam bile.
I'm not your buddy, and if anybody's gonna be condescended to, it'll be you by me.
Bir kere senin dostun değilim ve birisi birini küçümseyecekse küçümseyen ben olurum.
It's the first thing I'm going to cut off if you lie to me again.
Bana bir daha yalan söylersen keseceğim ilk şey olacak.
You know, if you're trying to convince me you're A good influence on my stepdaughter, it's not working.
Kızı yanlış kişiyi seçtiğiniz olmadığını, onu ikna etmeye çalışıyorum ı'm?
If there's something you want to tell me, whatever it is, I can handle it.
Bana söylemek istediğin bir şey varsa, ne olursa olsun kaldırabilirim.
And if I'm supposed to be a living reminder, it's not enough for me to stand outside of their fucking houses staring at them until they start screaming in my face.
Eğer ben hayatta kalan hatırlatıcı kişiysem, onlar suratıma bakıp bağırıncaya kadar onların evinin dışında durmak ve bana bağırmaları bana göre değil.
It was as if he recognised me.
Beni tanımış gibiydi.
Tell me if it's important.
Önemliyse söyleyin.
It's no use talking as if you can force me.
Konuşmak yersiz. Beni zorlayamazsınız.
If you're talking about immortality, it's always struck me as wildly overrated.
Eğer ölümsüzlükten bahsediyorsan, ÖIümsüzlüğe kesinlikle inanmıyorum.
And if it's taught me anything, it's that there's always something.
Şu ana kadar öğrendiğim bir tek şey oldu. Beyin her zaman farklıdır.
If you will indulge me a moment. I have a-a question to put to miss Hale, and, um, I ask it in the sight of god and all of Salem's finest.
Bana bir saniye müsade ederseniz Bayan Hale'e sormam gereken bir soru var Tanrının ve Salem'in güzel insanlarının... huzurunda soruyorum.
And anyway, even if I did buy the stuff of a life, there's nowhere for me to put it because I'm not sure this dude really wanted me to move in because I'm an irresponsible monster who burned down her apartment with her vibrator!
Her neyse, hayatımı yaşayacak kadar eşya alsam bile koyacak yerim yok çünkü sevgilimin gerçekten ona taşınmamı isteyip istemediğinden emin değilim sebebi de dairesini vibratörüyle yakan sorumsuz canavarın teki olmam!
Look, if this company's gonna survive, it needs me 100 % focused.
Dinle, şirketin ayakta kalması için bu işe kendimi tamamen vermeliyim.
if it's meant to be 16
if it's not too much trouble 48
if it's a girl 43
if it's any consolation 226
if it's the last thing i do 21
if it's okay with you 83
if it's all right 48
if it's a boy 49
if it's ok 18
if it's not 54
if it's not too much trouble 48
if it's a girl 43
if it's any consolation 226
if it's the last thing i do 21
if it's okay with you 83
if it's all right 48
if it's a boy 49
if it's ok 18
if it's not 54