If it's okay Çeviri Türkçe
2,657 parallel translation
Okay, let's say it at the same time and see if they're the same.
Dur, aynı anda söyleyip aynı şey mi diye bakalım.
Since Andre Dawson's gonna be signing until 6 : 00, would it be okay if we swung by Healchicago first?
Andre Dawson saat 6'ya kadar imza dağıtacağına göre, önce bir Chicago Sağlık'a uğramamızın mahsuru var mı? - Chicago ne?
You know, it's okay for you to move on, if that's what you want.
Eğer istediğin buysa hayatına devam etmende sorun yok.
If she says something to your stepdad, it could ruin my dad's retirement, okay?
Üvey babana bir şey söylerse, babamın emekliliği yanar, anladın mı?
If you don't want to talk about it, that's okay, too.
Bu konuda konuşmak istemiyorsan tamam, bana uyar.
If it's okay with you, I'd like to tell the judge that you and Marco live with me.
Senin için de uygunsa, hakime Marco'yla senin benimle yaşadığınızı söyleyeceğim.
IF IT'S NOT TOO LATE, OKAY?
Çok geç olmazsa tabii, tamam mı?
IF IT'S NOT TOO LATE, OKAY?
Beni bir ara olur mu?
I just know I have to see if they're okay. I think it's the only way I'm ever getting back to normal.
Sadece iyi durumda olup olmadıklarını görmem lazım.
Okay. If it's that important to you.
Tamam madem bu kadar önemli
Actually, um, if it's okay,
Aslında, umm, iyiyim,
Okay, if it's all a joke, great.
Bu bir şakaysa, harika.
Okay, Sam, it's way less than they'd have to pay you if they were lying, and way more than they'd have to pay you if they're not lying.
Pekala, Sam. Eğer yalan söylüyorlarsa bu rakam alabileceğin rakamın yanına yaklaşamaz ama yalan söylemiyorlarsa bu rakam fazla iyi.
If it turns out to be the wrong guy, we'll sort it out, okay?
Eğer yanlış adam çıkarsa daha sonra hallederiz, tamam mı?
Okay, if I hear what you were saying, I'm sure that it's great, but can you see that I am trying my best?
Dediklerini anlayabilseydim süper olurdu kesin. Elimden geleni yapıyorum, görmüyor musun?
It's okay if you're feeling sensitive and I'll drop it.
Eğer kendini hassas hissediyorsan yapmam bir daha.
If it's still okay?
Uygun da laf mı?
I'm gonna head home if it's okay.
Eve gidiyorum.
We'll be okay... if it's just the two of us... if that's what you want.
İdare ederiz. Sadece ikimiz de olsak eğer istediğin buysa...
Don't mean to kick you out, but I gotta go see if David's in some kind of trouble out there. It's okay.
Seni kovmak istemezdim ama derhal gidip David'in başının belada olup olmadığını anlamalıyım.
If it's okay.
Senin için bir mahsuru yoksa.
Yes, it`s Miss Lulu Kitty`s ashes. She needed to be here if she`s gonna help create life. Oh, okay.
Evet bayan Lulu Kitty`nin külleri Hayat yaratmaya çalışırken burda olmalı
- It's okay if you do.
- Edebilirsin.
Look, I'm sorry, okay, but if it's any consolation, my dad is doing everything he can to make sure Ezra's out of my life and Rosewood for good.
Bak, üzgünüm tamam mı, ama eğer teselli edecekse babam Ezra'nın hayatımdan ve Rosewood'dan sonsuza kadar çıkması için elinden geleni yapıyor.
Then go down to the crime lab, and if there's anything to find on that laptop, you find it, okay?
Daha sonra labratuara in, Bilgisayardan başka şeyler çıktımı diye bak. Bulmalısın, tamam?
A lot of times if, like, we're out doing something, you know, Mitch will be, like, checking in, like, " oh, it's okay, Trina.
Çoğu zaman dışarıda bir şeyler yaparken Mitch sürekli bir koruma güdüsüyle hareket ediyor. Çoğu zaman "Önemli değil Trina, geçti." sözlerini duyuyorum.
If I were to exonerate him, condone his completely reckless, immature, almost misanthropic behavior, I would essentially be sending a message to all the other doctors in this hospital that it's okay to act that way, and...
Eğer onu suçsuz bulur tamamıyla pervasız, çocukça neredeyse insanlık dışı tavırlarına göz yumarsam bu hastanedeki diğer tüm doktorlara bu tür davranışların kabul edilebilir olduğu yönünde bir mesaj vermiş olacağım ve- -
If it's okay with your mother, it's okay with me.
Annen için uygunsa, benim için sorun değil.
Okay, you're putting too much pressure on yourself, and if you really like this guy, you should take it slow.
Tamam, kendine çok yükleniyorsun, Ve bu adamdan gerçekten hoşlanıyorsan, ağırdan almalısın.
Okay, no, fine, if that's the way you want it.
Tamam, sorun değil. Öyle istiyorsan öyle olsun.
- Okay, I won't, I promise. But Sid, even if this is overwhelming, it's still amazing.
Ama Sid, boğucu da olsa, bu inanılmaz bir şey.
Okay, I need to talk to someone, because if it's not medical or mental, then I saw Lemon kissing Lavon last night.
Tamam, birilerine anlatmam lazım. Çünkü psikolojik veya tıbbi bir şey değilse, Lemon'u Lavon'u öperken gördüm.
- Okay, well, let's see if it fits better than this knife through your fucking skull, bastard!
Kafana bu bıçağı geçirince daha iyi olacak mı bakalım, piç kurusu!
Okay, if Jesus rose from the dead with the help of drugs. That's fine, but he went on to say it was a miracle, and that is where it became dangerous.
Eğer İsa uyuşturucu sayesinde dirilseydi olurdu ama o daha da ileri gidip bunun bir mucize olduğunu söyledi.
Okay, if I had it to do all over again,
Peki, yeniden o noktada olsa yine polislik sınavına girerdim.
But it's probably okay if it's you, Mom.
Ama belki sana görünebilir.
- It's okay if I go?
- Gitmemde sorun yok değil mi?
Okay, but if I don't, it's no big deal, right?
Tamam ama yapamazsam çok önemli değil, değil mi?
If we're gonna do it, let's do it right, okay?
Yapacaksak doğru düzgün yapalım.
Stuart, only way you can get this right is if you do it on your own, okay?
Stuart, bu gece kız tavlamak istiyorsan bunu tek başına yapmalısın.
It's okay if you throw up in front of me.
Benim önümde kusabilirsin. Sorun değil.
Don't tell me you don't remember all those times you were telling me it's okay - for me to go out... - If I say something, it's true.
Sakın bana evden gitmemin benim için sorun olmadığını söylediğin zamanları hatırlamadığını söyleme.
Okay, Mrs. Jeevan, if Mukesh wants to quit, it's not because of something I've said.
Peki Bayan Jeevan. Mukesh bırakmak istiyorsa bu benim dediğim bir şeyden kaynaklanmıyor.
Well, if that's as bad as it gets, we might be okay.
Daha fazla sapıtmazsa idare edebiliriz gibi.
You know, you think, you know, if you move all my things around, that I won't be able to handle it, and I'll freak out, okay...
Sence eşyalarımı oradan oraya taşıyınca bunu kaldıramayacağım ve kayışı koparacağım öyle -
It's okay if you think of Anna as still being with you, but you should realize that- - Oh, no, I don't think that.
Anna'yı hâlâ yanındaymış gibi düşünüyorsan sorun değil ama farkına varmalısın ki... Hayır, öyle düşünmüyorum.
If it's okay.
Tabii sizin için de uygunsa.
Okay, I'm sorry, kid, but a split toenail is not gonna cut it. If it were infected, then we could talk.
Üzgünüm ama ikiye ayrılmış bir tırnak yeterli olmaz.
Is it okay if I go?
Gittiğimde iyi olacak mısın?
Okay, so what about if it's the... the opposite?
Peki ya bunun tam tersiyse?
Right now, I think it's best if we just let him rest, okay?
Şu an, bence en iyisi onu bırakmamız ve dinlenmesi.
if it's okay with you 83
if it's meant to be 16
if it's not too much trouble 48
if it's a girl 43
if it's any consolation 226
if it's the last thing i do 21
if it's all right 48
if it's a boy 49
if it's me 22
if it's ok 18
if it's meant to be 16
if it's not too much trouble 48
if it's a girl 43
if it's any consolation 226
if it's the last thing i do 21
if it's all right 48
if it's a boy 49
if it's me 22
if it's ok 18