If that's the case Çeviri Türkçe
1,017 parallel translation
If I get the case, that's the defense I'll use.
Eğer davayı ben alırsam bunu savunmada kesinlikle kullanacağım.
And I'm going to ask you that when the proof is all in, to see if you don't say to yourself that this is a tragic case of a mistaken identity.
Tüm kanıtlar sunulduktan sonra, bu davanın aslında trajik bir karışıklıktan ibaret olduğunu kendiniz de göreceksiniz.
If that's the case, sir, we'll be good enough.
- Peki efendim, yeteri kadar iyi olacağız.
If you look at the palm of your right hand, you will notice a tiny blister which proves that you've been carrying the cello case yourself.
Sağ avucuna bakarsan, orası biraz su toplamış. Bu demektir ki, çellonu tek başına taşıyorsun.
If that's the case there's no need to marry in haste.
Eğer olay buysa ayaküstü bir evlilik yapmaya hiç gerek yok.
Well, if that's the case I hope they will catch you.
Dert ettiğin buysa, inşallah yakalanırsın..
If that's the case, tell me and I'll pack my bag and go back to Chicago, where it's a nice cool 100 in the shade.
Dava böyle olacaksa, söyle bana valizimi toplayıp, Chicago'ya, gölgede 37 derece olan, temiz havalı yere döneyim.
Well, if that's the case, I'll volunteer!
Eğer durum buysa, ben gönüllüyüm.
If that's the case, you should know why I don't have any customers.
Eğer bilseydin durumu, hiç müşterimizin olmama nedenini.
If that's the case, you must make certain that the alien vessel never reaches its home base.
Uzaylı gemisinin üssüne dönmemesi için gerekeni yapmalısın.
If that's the case, maybe we should try to be friends.
Öyleyse, belki de arkadaş olmayı denemeliyiz.
Because if a case such as this is not the memory of a past life, then somehow knowledge is being acquired by a sense other than the five that we know about.
Çünkü böyle bir vaka geçmiş bir hayatın anısı değilse, o zaman bilgi her nasılsa bildiğimiz beş duyudan başka bir duygu ile alınıyor. Yani duyu ötesi.
The female's case is different in that she committed actions against the human race of a sort which, if committed today, would be called atrocities.
İnsanlara karşı, bugün yapılsa zulüm sayılacak şeyler yapmıştır.
If that's the case, you'll never prove it.
Böyle olmuş olsa bile bunu asla kanıtlayamazsın.
If that's the case...
Öyle olmuş olsaydı evet...
You see, if that's the case, then we got a whole different...
- Ve eğer böyle olduysa o zaman...
- The man up there, he said he'd like it better if he could go in to the judge and tell him... that you'd made one good case for Uncle and you were working on some others.
Savcı, yargıcın karşısına çıkıp senin, bir davada "Amca" ya yardım ettiğini ve başka davalar için de çalıştığını söyleyebilirse bunun çok iyi olacağını belirtti.
It's not that they're bad if only that was the case.
Kötü olduklarından değil..... ben de keşke kötü olsalardı diyecektim.
And if that is the case, whoever staged it... to make it look like an accident... he'd have to be strong enough to lift up a 180-pound barbell... and place it on Mr. Stafford's neck.
Fakat bu konunun dışında. Bu muhteşem bir kitap. Dün gece onu beş ya da altı kez baştan sona okudum.
Now, if that's the case, that's when your husband began to realize who really did kill your father.
Şimdi, eğer durum böyleyse, işte tam o zaman kocanız babanızı gerçekten kimin öldürdüğünü kavramağa başlamış.
You tell him from me that if he or any one of you let David down, he'll drop the case, all right?
Benden ona söyleyin o veya herhangibiriniz David'e yanlış yaparsa, davayı bırakır, tamam mı?
And if that's the case you're not going to get a regular signal past them.
Eğer öyleyse demirler yüzünden hiç sinyal alamazsın.
If that's the case you're probably not long for this world.
Hiç şüphe yok ki bu dünyada fazla uzun kalamayacaksın.
If that is the case, I'm afraid I must decline your offer regarding Daigaku's inheritance of the family name.
Bu durumda, korkarım Daigaku'nun aile adını tevarüs etmesi hakkındaki teklifinizi reddetmek zorundayım.
If that's the case, nothing can go wrong.
Madem öyle, ters giden bir şey olmaz.
If that is the case you are next in line for her departed father's fortune.
Eğer durum böyleyse müteveffa babasının bütün serveti sana kalır.
But why, if that's the case, are you unable to escape from this fortress?
Ama eğer durum buysa, neden bu kaleden kaçamıyorsunuz?
If that's the case, we must keep an eye on him.
O zaman, onu iyi gözlemek gerekecek!
Something important which I can't tell you If that's the case... why should I pay you?
Sana söyleyemeyeceğim kadar önemli o zaman neden... altınımı aldın?
And if that's the case, I'm wrong.
Eğer mesele buysa ben yanıldım.
If that's the case, - it would be the same if we let them go.
Bu açıdan bakarsak onları göndermemiz bir şeyi değiştirmeyecek.
If that's the case, why are you here?
Eğer öyleyse, neden buradasınız?
If that's the case
Eğer öyle ise...
Well, if that's the case, all you have to do is tell her.
Öyleyse, gerçeği anlat ona.
If that's the case, then why don't you just shut up?
- Madem öyle, neden çeneni kapatmıyorsun?
Well, if that's the case, I- - I think I'd better say good-bye over the phone.
Yani, durum buysa, ben... ben telefonda vedalaşsam daha iyi olur.
If that's all you know about the case, you may stand down.
Eğer bütün bildiklerin bunlarsa, aşağı inebilirsin.
And if that's the case, I gotta believe she's left me a clue.
Ve eğer bu doğruysa bana bir ipucu bırakmış olmalıydı.
Well, if that isn't a case of the orbit guard calling the cat rancher a hairball!
Yörünge koruma çağrısına gelen çiftçi kedinin bigudisi değilse tabi!
Well, if that's the case, I want the ten percent you were giving Hooker.
O halde, Hooker'a verdiğiniz ½ 10'u istiyorum.
If that's the case, it doesn't make sense!
Sevgi dolu, şefkatli, güven verici. - Sorun da burada işte, hiç bir anlamı yok.
If that's the case, I'll take it out of my next paycheck.
- Ew! Eğer sorun buysa, bir daha ki maaşımdan düşerim.
If that's the case, I definitely will get custody... and the $ 3 million, right?
Baksana, şayet durum böyleyse, vesayeti ve 3 milyon doları kesinlikle alırım, değil mi?
"If I get down there and perjure myself... " there's nothing that they can do because they've got the case. "
Çünkü "Eğer o kadar ileri gidip yalancı şahitlik yapsam bile bu bir şeyi değiştirmez çünkü olayı çözmüşler." demiştir.
She also told me that she had tried to call the D.A. During the trial... and give this evidence that this woman was not believable. If their case hinged on this testimony, this was not believable testimony.
Kadın ayrıca duruşma devam ederken Bölge Savcısı'na ulaşmaya ve bu kadının güvenilir olmadığını söylemeye çalıştığını, eğer bu davanın dayanak noktasını bu ifade oluşturacaksa, bu ifadenin güvenilir olmadığını söylemişti.
Because if that's the case I gotta step aside.
Eğer öyleyse ben çekilirim.
If that were the case, sir, I'd have to ask you what you were doing here in the victim's quarters.
Şayet durum öyle olsaydı efendim kurbanın odasında ne işiniz vardı diye sormam gerekirdi.
And if that's the case Well, suffice to say that the company would be spiraling into Chapter 11.
Ve eğer durum böyleyse şirketin 11. bölüm'e odaklanması yeterli olacaktır.
If I was investigating the case, I'd round up 100 of the world's best riflemen and find out which ones were in Dallas that day.
Kendi ailenden çok John Kennedy'yi önemsiyorsun. Bütün gün çocuklar sorup durdu : "Babam nerede?" Onlara ne cevap verseydim?
Well, if that was the case, then I just wish I was in on it, that's all.
Peki, dava buysa ona hakim olmak istedim, o kadar. WeII, if that was the case, then
If that's the case, his wickedness is incomparable to Piccolo's, what with him having splintered off from Kami.
Eğer durum buysa, onun kötülüğü, Kami'den sıyrılarak ayrılan Piccolo'nun kötülüğü ile karşılaştırılamaz.
if that's okay with you 90
if that's true 357
if that's okay 223
if that's what you want 359
if that's what you're asking 120
if that's ok with you 18
if that's alright 17
if that's how you feel 38
if that's what you mean 217
if that's so 32
if that's true 357
if that's okay 223
if that's what you want 359
if that's what you're asking 120
if that's ok with you 18
if that's alright 17
if that's how you feel 38
if that's what you mean 217
if that's so 32