If that's what you're wondering Çeviri Türkçe
40 parallel translation
We both know she would never do that, and I'm sure you're probably wondering... how the exam got in her bag,'cause I know that's what I'd be wondering if I were you,
Tabi sınav kağıdının onun çantasına nasıl girdiğini merak ettiğinize eminim. Çünkü yerinizde olsam ben de bunu merak ederdim ve şey...
she never remarried if that's what you're wondering.
Eğer merak ettiğiniz buysa hiç evlenmedi.
Nor have I, if that's what you're wondering.
Ben de, eğer merak ettiğin buysa.
Yup, it's working great, if that's what you're wondering.
- Onu biliyorum.
I didn't tell her about us, if that's what you're wondering.
Merak ediyorsan söyleyeyim, ona bizden bahsetmedim.
Well, I didn't kill them if that's what you're wondering.
Bu merak ne ise Eh, ben onları öldürmedim.
We're both going to kill you, if that's what you're wondering.
İkimiz de seni öldüreceğiz, merak ediyorsan.
So if you're wondering what he's doing up here on the ice... well, that's part of our story.
Burada buzun üstünde ne yaptığını merak ediyorsanız işte bu, hikayenin bir parçası.
I didn't steal it, if that's what you're wondering.
Merak ettiğin buysa çalmadım.
Well, Simon, I feel like I'm losing you right now, because if you think that it's easier to project your feelings onto a thing rather than a person, then I'm wondering what your response is to what you're looking at right now.
Simon, seni kaybediyormuşum gibi hissediyorum çünkü eğer duygularını, bir insandan çok bir nesneye yansıtabileceğini düşünüyorsan şu anda baktığın şeye karşı tepkinin ne olduğunu merak ediyorum.
We haven't shot your stepdaughter, if that's what you're wondering.
Üvey kızını vurmadık, eğer merak ettiğin buysa.
We get along just fine, if that's what you're wondering.
Merak ettiğiniz buysa, oradan rahat ayrıldık.
You know it wasn't Derek who told me, If that's what you're wondering.
Eğer merak ediyorsan, bunu söyleyen Derek değildi.
I didn't fuck anyone, if that's what you're wondering.
Kimseyi sikmedim, eğer merak ettiğin buysa.
I still have my sources, if that's what you're wondering.
Merak ediyorsanız hâlâ bağlantılarım var.
Yeah, uh, we didn't get a new mission, if that's what you're wondering.
Yeni bir görev almadık, eğer merak ettiğin buysa.
- No, it's just that. After you go to your room now, and what if... I was wondering if you're back to your mean old-self tomorrow morning.
Böyle uyumaya gidersen ve sabah olunca tekrar soğuk Baek Seung Jo olursan ne olur diye düşünüyordum.
Some people have a problem with, you know, calling this terrorism, but when you're basically making the threat where people go home at night... wondering if they're gonna be a target, um, that's what terrorism is.
Bazı insanların buna terörizm demekle ilgili sorunları var ama eğer siz, insanlar geceleri evlerinde oturuyorken onlar için bir tehdit iseniz ve o insanlar hedef olup olmayacaklarını merak ediyolarsa bu terörizmdir.
I've eaten venison, if that's what you're wondering.
Geyik eti yemiştim eğer merak ettiğin buysa.
I have no future claim on his estate, if that's what you're wondering.
Eğer merak ettiğiniz buysa ilerisi için onun işiyle ilgili bir hak talebim yok.
I'm not married, if that's what you're wondering.
- Eğer merak ediyorsan, evli değilim.
They didn't look like Cheyenne to me, if that's what you're wondering.
Bana Şayenler'denmiş gibi gelmediler. Sorduğunuz şey buysa tabii.
I ain't drunk out of it if that's what you're wondering.
Merak ettiğiniz buysa söyleyeyim, o bardakla içmedim.
And if you're wondering what the moaning is some mornings, that's Boomer and her Fevola poster.
Asıl inleme nereden gelir biliyor musun? Boomer ile Fevola posterinden.
Well, I ain't Drew, if that's what you're wondering about.
Merak ediyorsan, ben Drew değilim.
She's devastated, my daughter, wondering what she did wrong, how she failed you, tearing herself up as if this is her fault when the truth is, you're the one that can't find his own ass with both hands.
Kızım mahvolmuş durumda. Neyi yanlış yaptığını merak ediyor, nasıl yetemediğini. Kendi suçuymuş gibi kendini paralıyor ama aslında iki eliyle bir siki doğrultamayan asıl sensin.
He didn't stay the night, if that's what you're wondering.
Gece burada kalmadı, eğer bunu merak ediyorsan.
What's up? Well, we're in the market for a QB, and now that you have number one, I was wondering if Brian Drew's available.
- Bir oyun kurucu için pazar araştırması yapıyorduk ve bir numara seçimi sizde, Brian Drew'un uygunluğunu merak etmiştim.
If that's what you're wondering, Mr. Edwards.
Eğer merak ettiğiniz buysa Bay Edwards.
And, no, Jodi didn't tell me, if that's what you're wondering, although I do get why she wants you to do it.
Eğer merak ediyorsan söyleyeyim : Hayır, Jodi söylemedi gerçi neden senden bunu istediğini anlıyorum.
Not your dead wife if that's what you're wondering.
Eğer merak ediyorsan ölen eşin değilim.
You're not gonna get her in bed, if that's what you're wondering.
Merak ediyorsan söyleyeyim, onu yatağa atamazsın.
They're fake, if that's what you're wondering.
Silikonlular eğer merak ettiğin şey buysa.
You're not dead, if that's what you're wondering.
Ölmedin, merak ettiğin şey buysa.
Well, I don't know why Chris lied about that, but he wouldn't cheat on me, if that's what you're wondering.
Chris'in neden yalan söylediğini bilmiyorum beni asla aldatmazdı. Eğer merak ettiğiniz buysa.
I don't have a boyfriend if that's what you're wondering.
Eğer merak ettiğin buysa erkek arkadaşım yok.
And I'm not a hooker if that's what you're wondering.
Ayrıca fahişe değilim eğer merak ettiğin buysa.
She doesn't have a cell phone, if that's what you're wondering.
Cep telefonu yok, merak ettiğin eğer buysa.
He was already dead, if that's what you're wondering.
Eğer merak ettiysen, adam çoktan ölmüştü.