If you're bored Çeviri Türkçe
77 parallel translation
Well, if you're bored, why not try hitting something?
Madem sıkıldın, neden bir şeye vurmuyorsun?
I'll be very bored if you're not with me
Yanımda olmadığın zaman canım çok sıkılıyor.
If you're bored, join the National Front.
Eğer sıkıIdıysan National Front'a katıI.
If you're bored, why don't you walk in the garden? Why pounce into my room at odd hours?
yinemi ağrıların tuttu yürümeyemi çıktın neden böyle gari saatlerde odama geliyorsun
If you're so bored, why didn't you go to Utah with Alan?
Eğer sıkıldıysan, neden Alan'la Utah'a gitmedin?
If you're bored, I can think of plenty of stuff for you to do.
- Sıkıldıysanız, yapacak bir sürü şey bulabilirsiniz. - Ne gibi?
If you're bored with your pie, can i have it?
Pastanı yemeyeceksen ben alabilir miyim?
If you're bored, talk with us!
Sıkıldıysanız, bizimle konuşun.
Talk if you're bored, sing if you're tired.
Sıkıldıysanız konuşun, yorulduysanız şarkı söyleyin.
Tell me about your wife, if you're bored.
Bana karından bahset sıkılıyorsan.
I've got a regular table at the South Seas Club if you're not too bored with the South Seas club.
Kulüpte bir masam var. - Elbette artık oradan sıkılmadıysanız..
If you're bored, why not read?
Sıkılmış olmalısın, niye okumuyorsun?
If you're bored, you can help Mom in the kitchen.
Canınız sıkılıyorsa, mutfakta anneme yardım edin.
If you're bored, Mr. Paris, I'm sure I can find something else for you to do.
Bay Paris, eğer sıkıldıysanız, sizin için başka bir şey bulabileceğime eminim.
If you're bored, I stop.
Eğer sıkıldıysan, durdurayım.
If you're bored, study for your National In-Service Exam.
Sıkıldıysan, Milli Kadro sınavına çalış.
If you're bored, you should go see Star Wars.
Canın sıkılıyorsa, Yıldız Savaşlarını seyretmeye gitmelisin.
If you're bored, take up crocheting, say!
Eğer sıkıldıysan, dantel işle!
So if you're cautious and you're quiet, you watch yourself, stay away from Lassiter, maybe I'll think about keeping you on here after he gets bored with you.
Aklın varsa çeneni kaparsın. Bizden uzak dursan iyi olur. Belki o senden bıkana kadar burada rahat etmeni sağlarım.
I mean, if you're bored.
Yani, eğer sıkıldıysan.
If you're bored, play with your binoculars.
Hadi şu dürbünle bak.
We can go, if you're bored.
Hayır, hayır... Sıkıldıysanız çıkabiliriz.
Oh, if you're bored, you can listen to cassettes.
Oh, sıkılırsan, kaset dinleyebilirsin.
If you're bored or curious.
Sıkılmış ya da meraklıysan.
Well, if you're ever bored, God knows we need the staff.
Eğer sıkıldıysan, Tanrı biliyor ki personel ihtiyacımız var.
Drop by if you're bored.
Eğer sıkılırsan uğrarsın.
If you're in a good relationship, chances are you're bored out of your fucking mind. All good relationships are boring.
Kötü bir ilişkide, sabah ne ile karşılaşacağını asla bilemezsin.
Read it yourself, if you're bored!
Eğer sıkıldıysan bir şeyler okuyabilirsin!
I'm gonna go take pictures of the dolls... wanna come along if you're bored?
Bebeklerin resimlerini çekeceğim, gelmek ister misin?
If you're bored, catch the movie playing up there!
Sıkılırsan, üst kata çıkıp film izle.
You know because I do that some times. And if you're bored listening and I just keep going on and on, you just tell me, OK?
Eğer dinlemekten sıkılırsan, devam eder dururum, sen sadece tamam de.
If you're so bored at home with her and you're so crazy about me, which is all you ever tell me...
Madem ondan bu kadar sıkıldın ve benim için bu kadar deli oluyorsun, ki bana hep böyle söylemiyor muydun?
Yeah, but you can call me if you're bored or whatever.
Evet ama canın falan sıkılırsa beni istediğin zaman arayabilirsin.
If you're bored, Mom, you know, that's your fault, not his.
Eğer sıkıldıysan anne, işte bu senin hatan, onun değil.
If you're so bored, get another job or a hobby.
Madem bu kadar sıkılıyorsun, başka bir iş ya da hobi bul kendine.
But if you don't like what you're seeing... if it's making you feel bored or angry... or uncomfortable in some way, then turn it down a little.
Ama izlediğiniz şey hoşunuza gitmezse sıkılırsanız, kızarsanız ya da rahatsız olursanız kısın.
- Watch a DVD if you're bored.
- Sıkılırsan, DVD izlersin.
And call me if you're bored or anything.
Hayırdır?
Or if you're bored, you could just make up a name.
Ya da canınız sıkılırsa, kafadan isim uydurun.
If We're Barefoot And Pregnant, Then You're Bored.
Çıplak ayaklı ve hamileysek, sıkılıyorsunuz.
- If you're bored, leave.
- Canın sıkkınsa, gidebilirsin.
So I'm so sorry if I'm not more appreciative of that and I'm so sorry that you're bored.
Bu yüzden çok üzgünüm, eğer bunları takdir edemediysem ve sıkıldıysan çok üzgünüm.
I mean, if you're bored, I guess it's okay.
Yani, sıkıldıysan sorun yok.
Bell me sometime, yeah, if you're bored or whatever.
Arada bir ara beni, sıkılırsan falan.
Too bad... If you're bored we could chat on MSN.
Ne kötü... sıkılınca MSN'de konuşabilirdik.
If you're that bored, then go to sleep.
Eğer sıkılıyorsan git de uyu.
If you're so bored, why aren't you down at the party?
Bu kadar sıkılıyorsan neden partiye inmiyorsun?
If you're bored, go to your room.
Canın sıkıldıysa da odana git.
If you're bored in jail, this is the latest in DNA research.
Eğer hapiste sıkılırsan, bu kitap en son DNA araştırmaları hakkında.
If you're just bored, then go.
Sıkıldıysan, gidebilirsin.
- But, hey, if you're bored, the Eldo's still in impound, so...
Yardıma ihtiyacım yok. Ama madem canın o kadar sıkılmış Eldo'ma el koydular, bu yüzden -
if you're happy and you know it 31
if you're hungry 89
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're not ready 23
if you're interested 214
if you're lying to me 20
if you're gonna kill me 28
if you're hungry 89
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're not ready 23
if you're interested 214
if you're lying to me 20
if you're gonna kill me 28