If you're not sure Çeviri Türkçe
399 parallel translation
I'm not sure. I don't know if you're my true soul mate.
Bilmem ki, ruh eşim misin emin değilim.
- I'm not complaining... if you're sure you can find the burial ground again.
- Şikayet etmiyorum... fil mezarlığını yeniden bulabileceğinden eminsen.
Well, if you're not sure of him there's plenty of samples of his writing in the shelves over there.
Eğer ondan emin değilsen, raflarda onun yazdıklarından pek çok örnek var.
If it's a sure thing, no wasting time, cash down, and you're not greedy- -
Eğer iş garantiyse, para nakitse... Zamanımı boş yere harcamayacaksan, aç gözlülük yapmayacaksan...
If you're angry, it means you're not sure.
Bu kadar gergin olduğuna göre emin değilsin demek ki.
Before you feed him, if you're not sure whether he's hungry yet, bring your finger over to the baby's mouth like this.
Onu doyurmadan önce, aç olduğundan emin değilsen, parmağınla bebeğin yanağına bu şekilde dokunursun.
If you're not quite sure... about your ever having been christened... I must say, I think it rather dangerous... your venturing on it now.
Ama sen hiç vaftiz edilmediğine göre, şimdi bu teşebbüste bulunman oldukça tehlikeli olabilir.
If you're not sure by now, telling won't help.
Şimdiye dek emin olmadıysan söylesem ne fayda.
BUT THIS TIME, GEORGE, IF YOU'RE NOT SURE... IF YOU'RE NOT REALLY SURE, WE... WE DON'T HAVE A CHANCE.
Ama bu sefer gerçekten emin olmalısın emin değilsen, bu sefer başka fırsatımız olmayacak.
Well, if you're sure it's not too much trouble.
Şey, çok zahmet vermeyecekse.
Well, if you're so sure, why not give us the benefit of this idea?
Şey, ibu denli eminsen, bu fikrinden bizi de yararlandırsan ya?
We'll give it all back to you, If you're not sure of us we'll sign over the caravan, the shooting gallery, all we've got.
Kötü olursun! Sana yavaş yavaş öderiz!
If you're not sure now, you'll never be.
Eğer evlilikten şu an emin değilsen, hiçbir zaman...
If you're so sure that I'm Kodos, why not kill me now?
Kodos olduğumdan o kadar emin isen beni neden hemen öldürmüyorsun?
If she asks you, tell her you're not sure.
- Emin olmadığını söyle. - Tamam.
Look, if you're not interested... I'm sure there's thousands of others who'd jump at the opportunity.
İlgilenmiyorsanız bu fırsata balıklama atlayacak binlercesi var.
If you're not sure, ask. Understand?
Emin değilsen önceden söylesene?
You're so certain about everything, not one of your certainties is worth a strand of a woman's hair, you're not even sure if you're alive because you act like a dead man, and I, I look like I have nothing, but I'm sure of what I am, sure of everything,
Her şeyden çok eminsin ama emin olduğun şeylerden biri bile bir kadının saç teli kadar değerli değildir. Yaşayıp yaşamadığından bile emin değilsin çünkü ölü bir adam gibi davranıyorsun. Hiçbir şeyim yokmuş gibi görünüyorum ama ne olduğumdan eminim, her şeyin farkındayım hayatımdan eminim ve hatta şimdi ölümümden de.
I mean, if you're not sure.
Yani emin değilsen demek istedim.
I'm not gonna go cornball on ya or give ya any big speeches or anything like that... but I'll tell you right now, just as sure as God made little green apples... you play like that this coming Friday night... and you're gonna lose if you don't care.
Size aptalca şeyler anlatıp nutuk çekecek değilim... ama size şunu söylüyorum, Tanrı'nın küçük yeşil elmaları yaptığı... kadar eminim ki eğer gelecek Cuma akşamı... eğer umursamazsanız kaybedeceksiniz.
Well, if you're not interested, I'm sure I can find someone else who'd print it.
Peki, eğer ilgilenmiyorsan bunu basacak başka birilerini bulacağıma eminim.
If you're not sure that a mushroom is good, don't pick it.
Eğer bir mantardan emin değilsen, toplama.
Don't invite people over if you're not sure I'm gonna come. I mean it now.
Geleceğimden emin değilsen kimseyi davet etme.
If you're not interested in buying it, I'm sure that I can find someone who is.
Almak istemiyorsan, eminim isteyecek birini bulabilirim.
I'm not so goddamn sure that if the positions were reversed your partners wouldn't face reality better than you're doing.
Biliyor musun, tam tersi bir durumda, ortaklarının, gerçeklerle yüzleşmekten... senin kadar kaçacaklarını hiç sanmıyorum.
Now, you be sure to let me know if you're not completely satisfied.
Memnun kalmazsanız haberim olsun.
You're not even sure if your little whore is with me.
Küçük fahişen benimle mi ondan bile emin değilsin.
I'm just a human being, with all of the foibles and all of the traps. The show, the pressure, the groupies, the autograph hounds, the crew. The incompetents behind the scenes you think are your friends and you're not sure if you're gonna be there tomorrow because of them.
Ben de bir insanım bütün zaafları ve bütün zorluklarıyla şov, baskı hayran kızlar, imza isteyenler şov ekibi, beceriksizlikler sahne arkasındaki arkadaşlarını düşünürsün.
i was at your garage sale, and i found something i'd like to buy, but i'm not sure if you're selling it.
Garaj satışınıza bakıyordumda, Ve alacak birşeyler buldum, Ama sattığınızdan emin değilim.
Look, if you're not sure, you know, why not bring your nephew in?
Emin değilseniz neden yeğeninizi de alıp getirmiyorsunuz?
Then when they do it to you in the night and you're not sure if you're dreaming or if it's really happening.
Ve gece seni becerdiklerinde hayal mi gerçek mi olduğunu ayırt edememe hissini.
Sure. If you're ever on the USS Lexington, could you find out why nobody has ever called or dropped a note or sent a card?
USS Lexington gemisine binecek olursan neden hiçbirinin ne bir kart ne de bir not göndermediğini sorar mısın?
Even if you think he knows, even if you're not sure I want you to hang up, you understand?
Bildiğini düşünürsen, kesin emin olamazsan bile, - Telefonu kapat. Anladın mı?
And if you're not the Butcher then she is because somebody sure the fuck is lying to me!
Eğer Kasap sen değilsen o olmalı çünkü biriniz bana yalan söylüyor.
So he decided to wear this business suit... and I discussed it with him, and I said, "You know, Glenn... I'm not sure the public will understand what you're trying to convey... but if you want to do it, go ahead," which he did.
İş elbisesini giymeye karar verdiğinde ona "Glen, halkın aksettirmeye çalıştığın şeyi anlatacağını sanmıyorum ama madem öyle istiyorsun, giy" dedim.
I want to get married. But if you're not sure, tell me.
Ben evlenmek istiyorum ama senin şüphelerin varsa bana söylemelisin.
And remember, if you're not sure about something... rub it against a piece of paper.
Ve unutma, emin olmadığın bir şeyse kağıda sürt.
You're saying you're not sure if you're my father?
Yani gerçek babam olduğundan emin olmadığını mı demek istiyorsun?
- Because you're gonna help make sure... he understands what happens if he's not a good boy in Nice.
- Çünkü sen ona olayları... anlaması için yardım edeceksin. Eğer o Nice'te temiz birisi değilse.
I mean, if you're not sure...
- Eğer değilseniz...
You know, I think fancy parties are only fun if you're fancy on the inside, and I'm just not sure we are.
Ancak ruhunda süslülük varsa süslü partilerden zevk alabilirsin. Bizim öyle olduğumuzdan emin değilim.
If you're not sure of yourself, go away.
Kendinden emin değilsen, çek git.
well £ ¬ but I am not sure... if that's the kind of information you're looking for.
Ama bunun sizin aradığınız türden... Bir bilgi olduğuna emin değilim.
'Cause if you're not sure, I don't see... that there's any reason to disturb all this stuff just...
Çünkü emin değilsen o şeyleri ellemeyelim diyorum.
I'm not sure if you're familiar with him.
Onu duydunuz mu bilmem?
I'm not sure if this paper is what you wanted- - if I hit the social significance... or whatever you're looking for... but for what it's worth, thanks a lot.
Odevim istediginiz gibi oldu mu bilmiyorum. Toplumsal onem ya da istediginiz... diger noktalara degindim mi emin degilim. Ama sizin icin anlami varsa tesekkurler.
No, I mean, don't get my hopes up if you're not sure.
Hayır, yani emin değilsen beni boşuna ümitlendirme.
And if you're not sure if you're ready to make a commitment or not, you know, you don't wanna send the wrong signal.
Ve eğer ona bağlanmak için erken olduğunu düşünüyorsan, bilirsin, Yanlış anlaşılmak istemezsin.
The scene is, you're not sure if you still love Keith but you offer yourself to him in order to save the planet.
Bu sahnede, sen Keith'i hala sevdiğinden emin değilsin ama gezegeni kurtarmak uğruna ona kendini sunuyorsun.
- You're not sure if you love him but you want to save the planet, and, action.
- Onu sevdiğinden emin değilsin ama gezegeni kurtarmak istiyorsun, ve action.
Ever have that feeling where you're not sure if you're awake or dreaming?
Hiç uyanık mısın, uyuyor musun? Bundan emin olamadığın duygusuna kapıldığın oldu mu?
if you're happy and you know it 31
if you're hungry 89
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're not ready 23
if you're lying to me 20
if you're interested 214
if you're gonna kill me 28
if you're hungry 89
if you're 71
if you're reading this 32
if you're watching this 56
if you're not happy 19
if you're not ready 23
if you're lying to me 20
if you're interested 214
if you're gonna kill me 28