If you can't Çeviri Türkçe
19,316 parallel translation
You have been for weeks. I can't help you if you won't tell me the truth.
Bana doğruyu söylemezsen sana yardım edemem.
Look, we can't arrest Turner and we don't have time to make fakes, so if you wish to capture Ahktar, we need to steal the Gardner paintings.
Turner'ı tutuklayamayız ve eserlerin sahtelerini yapmaya da zamanımız yok. Ahktar'ı yakalamak istiyorsanız Gardner resimlerini çalmamız gerekiyor.
If you can't get to safety, shelter in place.
Güvenli yere ulaşamıyorsanız olduğunuz yere sığının.
If you can't get to safety, shelter in place. Come on.
Güvenli yere ulaşamıyorsanız olduğunuz yere sığının.
I don't remember, but if you get me to the field house I can take you to him.
Hatırlamıyorum ama beni idman alanına götürürsen seni oraya götürebilirim.
Even if you find the nuke, you can't disarm it in time.
Bombayı bulsanız bile zamanında durduramazsınız.
So if I'm with you, this plane can't go down.
Demek ki yanında olursam bu uçak düşemez.
He can't kill you if you get him first.
Onu önce sen öldürürsen, seni öldüremez.
If we're finding relics from his reign, then we can't be in the right spot, you see.
Saltanatından kalıntılar buluyorsak doğru yeri kazmıyoruz demektir, anladın mı?
We can't. If you keep it, and they find it, someone dies.
- Sende kalirsa ve bunu ogrenirlerse biri olur.
If you can't dig and talk at the same time, then you dig and shut up.
Eğer aynı anda hem kazıp, hem konuşamıyorsanız kazmaya devam edin ve çenenizi kapayın.
You can stay there if you don't talk, but I'm gonna need the couch.
Konuşmayacaksan orada kalabilirsin ama kanepeye oturmam lazım.
I think you can only claim discrimination, you know, if your issue isn't your own choice.
Sorun senin seçimlerin yüzünden oluşmadıysa ayrımcılık olur.
I mean, why even have kids if you can't stick by them when shit falls apart, or like...
Yani, işler boka sardığında yanlarında olmayacaksan niye çocuk yaparsın ki?
Now honestly, I don't know what gives you the balls to stand out here anyway, because if that pinche manager wants to call the cops on you, you can't even run.
Açıkçası burada böyle durma cesaretini nereden buluyorsun anlamıyorum çünkü şu sıska yönetici seni polislere ihbar ederse, kaçamazsın bile.
Well, if you can't give any you sure as hell don't deserve it.
Verecek hiçbir şeyin yoksa almayı da hak etmiyorsundur.
I don't know if you can stop him.
Onu durdurabileceğini sanmıyorum.
But if you can't see that, then you're the biggest, dumbest piece of shit in the world.
Ama bunu göremiyorsan... Dünyanın en büyük, en beyinsiz bok parçasısın demektir.
If you can't come back for me, don't. - No.
Benim için dönmen mümkün olmazsa gelme.
I can't help him if you don't talk to me.
Benimle konuşmazsan ona yardımcı olamam.
I am in a PC pretzel here because if I say they can't protest even though you protested, and the only difference is their protest included physical gestures, then I'm body-shaming!
Ben burda arada kalıyorum, çünkü onlara protesto edemeyeceklerini söylesem siz karşı çıksanız dahi, onların protestosunun sizinkinden tek farkı fiziksel şeyler kullanmaları oldu, sonra benim vücuda saygım olmamış oluyor!
If you're lucky enough to find someone you can halfway tolerate, sink your nails in and don't let go, no matter what.
Yok öyle bir şey. Tahammül edebileceğin birini bulacak kadar şanslıysan tırnaklarını geçir ve sakın bırakma.
Listen, I can't help you if you won't tell me what's going on.
Dinle, bana neler olduğunu söylemezsen sana yardım edemem.
How can you possibly be certain if you don't know- -
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
If you don't like it, you can say it.
Hoşuna gitmediyse söyleyebilirsin.
But you don't need it to be on the phone if you can see it on the phone, even though there's nothing there at all.
Orada hiçbir şey olmasa bile telefonda görebiliyorsan telefonunda olmasına gerek yok.
If you build an airplane and people are afraid of anything that flies, you can't just take the wings off of it, because, at that point, all you're left with is a really slow, super expensive shitty bus.
Bir uçak inşa edersen ve insanlar uçan şeylerden korkuyorlarsa öylece kanatlarını söküp atamazsın. Çünkü eğer yaparsan elinde müthiş yavaş, bok gibi pahalı sikko bir minibüs kalır.
If the cops can't touch me, what are you guys going to do?
Polisler bile bana dokunamazken siz ne yapabilirsiniz?
God, if you hate Julian so much, - can't you just go kill him yourself?
Tanrım, eğer Julian'dan bu kadar nefret ediyorsan...
How can you learn from your mistakes if you can't remember them?
Hatalarını anımsayamazsan onlardan nasıl ders çıkarabilirsin?
If you get cold, we've got a spare fan heater we can...
Üşürsen yedek ısıtıcı bir fanımız var...
I can't help you if you don't tell...
Söylemezsen sana yardım edemem...
- Oh. It's like, if you can't even type out a word, I'm not gonna take my clothes off.
Eğer bir kelimeyi bile yazmaya üşeniyorsan ben de üzerimdekileri çıkarmıyorum.
But if we do this again, you can't be an idiot this time.
Ama bunu bir daha yapacaksak bu sefer aptal olamazsın.
Why did you give me this power if I can't use it to save them?
Onları kurtarmak için kullanamıyorsam bu gücü bana neden verdin?
Well... If you came here for me to tell you that everything is going to be okay, I can't do that.
Her şeyin yoluna gireceğini söylemem için geldiysen bunu yapamam.
I can show you, if you need proof, but I don't think you do.
Kanıta ihtiyacın varsa gösterebilirim ama ihtiyacın olduğunu sanmıyorum.
If we're gonna be friends, you can't lie to me.
Eğer arkadaş olursak bana yalan söylemezsin.
She can't follow if you talk too fast.
Çok hızlı konuşursanız takip edemiyor.
Happen if you don't want to talk to me I can walk a little way in front.
- Önemli değil, hanımefendi. Yol boyunca konuşmak istemezseniz biraz önden gidebilirim.
But if you can't prove it's yours, we're no longer free to raise the money on it.
Eğer senin olduğunu kanıtlayamazsan, parayı kullanmaya hakkımız olmaz.
That's real nice of you, Max, but if there's anything that I learned from Caroline's story, it's that you can't give up, even if you should.
Gerçekten bu senin için güzel, Max, Ama Caroline'nın hikayesinden öğrendiğim bir şey varsa şudur : vazgeçemezsin, eğer vazgeçmen gerekse bile
You can't be a member of the European Union if you practise capital punishment, of course.
Ölüm cezası uygularsan, AB üyesi olamazsın tabii ki.
If I can't have you, then I guess nobody can.
Benim olmazsan, o zaman kimsenin olamazsın.
We can't tell if there's any internal bleeding or head trauma unless we take you into the hospital.
Seni hastaneye götürene kadar kafa travması ya da bir iç kanama olup olmadığını söyleyemeyiz.
We can give you a ride, if you don't mind us asking you a few questions on the way.
Eğer birkaç soru sormamızın sakıncası olmazsa sizi bırakabiliriz.
We can't help you if you don't help us find Coco's killer. - _
Coco'nun katilini bulmada yardım etmezsen bizde sana yardım etmeyiz.
If you don't mind, I'm going to get dressed, and you can take a gander at the case board.
Eğer mahzuru yoksa, ben giyinmeye gidiyorum ve sen de bu sırada dava panosuna bakabilirsin.
Oh no! I won't be happy if you prais- -
Yok canım beni översen mutlu...
Even if the mission to collect the Heavenly Tribute is in danger...! You can't just start firing like that!
Kutsal Vergi toplama görevi tehlikede olsa da öylece ateş edemezsiniz!
Look, you're the only one anyone can see in that job, Dr. Rorish, but if you can't do it for whatever reason, - it should really go to Neal.
Bakın, bu işi layıkıyla yapabilecek tek kişi sizsiniz, Dr. Rorish ama herhangi bir sebeple yapmak istemiyorsanız kesinlikle Neal yapmalı.
if you can't beat' em 19
if you can't handle it 20
if you can't do it 31
if you can't afford one 19
if you can't afford an attorney 19
if you want 1750
if you're happy and you know it 31
if you don't mind me asking 146
if you don't mind 1583
if you 535
if you can't handle it 20
if you can't do it 31
if you can't afford one 19
if you can't afford an attorney 19
if you want 1750
if you're happy and you know it 31
if you don't mind me asking 146
if you don't mind 1583
if you 535
if you want to talk to me 22
if you're hungry 89
if you don't 701
if you like 1152
if you don't eat 20
if you please 567
if you don't talk 19
if you need anything 442
if you ask me 829
if you're 71
if you're hungry 89
if you don't 701
if you like 1152
if you don't eat 20
if you please 567
if you don't talk 19
if you need anything 442
if you ask me 829
if you're 71