Ignite Çeviri Türkçe
406 parallel translation
Ignite!
Ateşleme!
Ready on scramjet. Ignite.
Jet hazır, ateşle!
The electricity would ignite any ordinary fabric.
Elektrik sıradan kumaşları tutuşturur.
I bet that no one in this headquarters even knows it happened. Or would care if it did. Allow me to ignite your cigarette.
Bu karargahta hiç kimsenin olayı duymadığına duysa da umursamadığına eminim.
The minute you see those rockets ignite on the scope... you fire our missiles and guide them for maximum elevation straight up.
Roketlerin geldiğini ekranda gördüğün anda... füzelerimizi ateşleyerek mümkün olduğunca yükseğe çıkmalarını sağla.
I'm about to ignite the last half of the last cigar in Moscow.
Moskova'daki son puronun son yarısını yakıyorum.
You can't ignite gunpowder with all this gas in the air.
Hava gaz dolu iken barutu tutuşturamazsın.
Men like José Dolores and Toussaint L'Ouverture... are perhaps necessary to ignite a situation... but then after that, they become very dangerous as in Haiti, for example.
José Dolores ve Toussaint L'Ouverture gibi insanlar belki bir durumu ateşlemek için gereklidirler ; ama sonra, örneğin Haiti'de olduğu gibi, çok tehlikeli olurlar.
Needs more gel ignite.
Biraz daha yanıcı jöle lazım.
Ignite in your eyes the internal fire of desire.
İhtirasın ateşini gözlerinde tutuştur.
I shoot the flares, they ignite the tank.
Fitile ateş edeceğim, o da tankı yakacak.
¤ From you will be born the torch to ignite the world on fire,... ¤ enflaming the hearts of men seeking the revolution. ¤
¤ Dünyayı ateşe verecek bir meşaleden doğacaksınız,... ¤ Devrimi isteyen insanların gönlünde büyüyerek. ¤
He's created his own desperate ceremony... just to ignite one flame of original ecstasy in the spiritless waste around him.
Kendi dehşetli ayinini yaratmış... çevresindeki maneviyattan yoksun çöplerin içinde, hakiki esrimenin fitilini ateşlemek için.
Come on, baby, ignite.
Haydi bebek, ateşle.
Ignite the flame with Fallon.
Fallon'la ateşi tutuşturun.
" We do not want to ignite the fear or hatred of anyone.
" Niyetimiz korku ya da nefreti tutuşturmak değil.
[Laughs] You want me to ride with you, or are you afraid we might ignite some sparks?
Seninle sürmemi ister misin, yoksa alev alacağımızdan mı korkuyorsun?
It's best that I step aside and allow it to either ignite or extinguish itself.
En iyisi kenara çekilmem ve ateşlenmesine ya da kendisini söndürmesine müsaade etmeliyim.
This capsule hits the water and dissolves, the sodium'll give off hydrogen, and there'll enough of a reaction to ignite it.
Bu kapsül suya değince çözünecek, sodyum, bir tepkime başlatmaya yetecek kadar hidrojen açığa çıkaracak.
And a single random spark can ignite the fires of rebellion.
Küçücük bir kıvılcım isyan yangınlarını ateşleyebilir.
For all we know, that stuff could ignite.
Tüm bildiğimiz bu şeyin yanıcı olduğu.
If we're lucky, we only wipe out New Mexico. If we can ignite the air, we finish off the planet.
Şanslıysak haritadan sadece New Mexico'yu sildik demektir, gezegen kaldı.
These three in the furnace will ignite sequentially, make the fire burn hotter, kick up the boiler pressure, and make the train go faster.
Bu üçü de peşpeşe ateşlenip ateşi kızdıracak, basıncı artıracak ve trenin hızlı gitmesini sağlayacak.
Our bodies ignite the desire for sex, and once the craving is there, it's the first step towards the joys that intimacy can bring.
Bedeniniz seks için yanıp tutşur, ona büyük hasret duyarsınız, ve tüm bunlar sonunda sizi ilişkiye sürükler.
What are these elusive and ephemeral things that ignite passion in the human heart?
Nedir kalplerde ihtiras ateşini yakan bu gizemli, eften püften şeyler?
Do you want to ignite my drink?
İçkimi tutuşturmak ister misin?
Because if an intense burst of emotion... were to ignite them all at once... they would produce such a strong brilliance... that before our eyes there would appear a tunnel... of such radiance... showing us the path we forgot at birth... the same path that calls us back... to our divine origins.
Çünkü eğer güçlü ve patlayıcı duygular... bir seferde hepsini tutuşturursa... o kadar güçlü bir parlaklık üretirler ki... gözlerimizden önce daha parlak bir tünel... görülür. Bize doğumda... gördüğümüz ama unuttuğumuz yolun aynısının... bizi geri ilahi kökenimize çağıran... geri dönüşünü gösterir.
Yeah. The engine would ignite the plasma.
Muhtemelen motor plazmayı havaya uçurur.
Ignite the plasma!
Plazmanın havaya uçması.
We'll ignite our flame pit and char mammal flesh.
Ateş kuyumuzu yakıp hayvan eti ısıtırız.
- The city, it was about to ignite, Hastings.
Şehir, alev almak üzereydi, Hastings.
- The whole thing may ignite.
- Bütün her şey yanabilir.
This is a story that could permanently alter... the public's perception of two teenagers who might be innocent... and as a weekend bonus, ignite another race war.
Bu haber, insanların iki gence bakışını... ebediyen değiştirebilir, oysa onlar masum da olabilir. Hafta sonunda da şapkadan bir ırk savaşı daha çıkabilir.
News of a bizarre, chainsaw-wielding family reports which were to ignite the world's imagination began to filter out of central Texas.
Motorlu testereyle saldıran ailenin haberi orta Teksas'tan dünyanın hayalgücünü ateşleyecek haberler duyulmaya başlamıştı.
If you intend to ignite a petroleum product on this ship at 0000 hours, you will activate the fire-suppression system, which would seal off this entire compartment.
Bu gemide saat 0000'da petrol yağı yakmaya çalışırsanız yangın söndürme sistemini devreye sokarsınız.
It appears we will be required to ignite the midnight petroleum, sir.
Anlaşılan gece yarısı yağını yakacağız efendim.
Phosphine and methane rising from decaying organic matter ignite, creating globes of blue flame.
Organik maddelerden çıkan metan gazı mavi alev topları yaratır.
It's a natural phenomenon in which phospine and methane rising from decaying organic matter ignite, creating globes of blue flame.
Organik maddelerden çıkan metan gazı mavi alev topları yaratır.
Look, it will ignite, will it not?
Bak, motor çalışacak, değil mi?
But order to not ignite her fury... I will describe the whole thing as this way.
Ama öfkesini yatıştırmak için herşeyi olduğu şekliyle ona anlatacağım.
It will ignite the hydrogen.
Hidrojeni tutuşturucam.
Well, hoo-ah! Ignite that chicken casserole, Captain Moon!
Pekala, tavuk güveci başlatalım, Yzb.
Perhaps enough to ignite a nation.
Bir ulusu ayaklandırmaya bile yeter belki de.
Is there any way we could ignite the siriIIium?
Sirilyumu ateşlemenin bir yolu var mı?
We'II ignite the siriIIium the instant we clear the nebula.
Nebuladan çıkar çıkmaz sirilyumu ateşleyeceğiz.
That's assuming, of course, that the shield bubble doesn't ignite and burn us all to a crisp.
Elbette, kalkanların balon haline gelmesini farz edersek, ateşleme olmayacak ve cips gibi kızarmayacağız.
If the temple members are released,..... any Federal investigation will ignite Ephesian's paranoia..... to such a degree that we won't have another Waco on our hands.
Siz de gördünüz. Benim endişem eğer tarikat üyeleri serbest bırakılırsa takip eden federal soruşturmada Ephesian'ın paranoyasının elimizde başka bir Waco olarak patlaması.
No, Marcello. You could ignite a thousand hearts.
Hayır Marcello, binlerce kalbi yakabilirsin.
When we ignite that cold fusion fire... I mean, just imagine.
Ve soğuk füzyon ateşi tutuştuğunda, olabilecekleri düşünün.
These plasma strands we're approaching look ready to ignite.
Plazma nerdeyse, ateşlenme noktasına doğru yaklaşıyor.
She'd soak it for hours in rum, then ignite it in a blinding flash.
Torbayı saatlerce romla ıslatır, sonra kör eden bir alevle tutuştururdu.