Imagine it Çeviri Türkçe
4,684 parallel translation
I imagine it's easier to believe I am responsible for those murders than it is to accept that you are.
Sanırım o cinayetin sorumlusunun ben olduğuma inanmak... -... bu kişinin sen olduğunu kabullenmekten daha kolay.
To read something one would never wish to experience, and yet, bizarrely, one yearns to imagine it all the same.
Kimsenin yaşamak istemeyeceği bir şeyi okumak. Ama tuhaf bir şekilde, hayalini bile arzu ettiği bir şeyi.
- Imagine it, just raw fish.
- Düşünsene, sadece çiğ balık.
Still in Chicago, I imagine it.
Hala Chicago'da, sanıyorum.
We've had a tough week or two and it can be hard to imagine it will get better.
Zor bir iki hafta geçirdik ve bunun tersine döneceğini düşünmek zor.
But I can imagine it's horrible.
Ama ne kadar korkunç olduğunu tahmin edebilirim.
Imagine it as a simple game of super-powered chess.
Bunun süper güçlü satranç piyonlarıyla oynan basit bir oyun olduğunu hayal et.
Yes, well, I imagine it would.
Evet, etkileyebilir.
Imagine it at night. Rig up some fancy lights.
Burayı gece düşün ve nefis bir şekilde ışıklandır.
Well, you've been failing now for an hour, wonder twin, so at this point, I can't imagine it's hurting.
2 saattir başaramıyorsun meraklı ikiz, yani bu noktada, hayal edemem çünkü acıtıyor.
Yeah, well, it's much worse when you can imagine it in your own head.
Kafanda hayal edebileceğinden çok daha kötü zaten.
Imagine how nice it is to stumble on a new one.
Yeni bir tanesini bulmak ne güzel şeydir, değil mi?
Just imagine what it looked like back then.
O zamanlar nasıl olduğunu bir hayal edin.
And for the life of me, I can't imagine how you intend on getting it.
Vallahi, onu elde etmeyi nasıl planladığını hayal edemiyorum.
I have not enjoyed it. I can imagine nothing worse.
Zevk almadım, hatta bundan daha kötü birşey olamaz.
Well, now, if you really think about it, could you imagine your mom having any other reaction?
Biraz üstüne düşündüğünde annenin başka bir tepki verdiğini düşünebiliyor musun?
I-I can't imagine the toll it must have taken on you, working for them.
Onlar için çalışmanın sana olan yükünü hayal edemiyorum.
I should imagine you feel threatened enough as it is.
Bu durumda yeterince tehdit edilmiş hissettiğinizi hayal etmeliyim.
I can't imagine how it must've been for you to have to see that and then go through this.
Senin için bunu görmek ve atlatmak zorunda olmak nasıldır hayal edemiyorum.
I imagine our children will feel the same about us when we kick it.
Biz nalları diktiğimizde de çocuklarımız bizim için böyle düşünecek.
You imagine what it'd be like to have kids?
Çocuklarınızın olmasının nasıl olacağını hayal ediyor musun?
And then imagine feeling it Every day for the rest of your life.
Ve bunu hayatının geri kalan her gününde hissettiğini hayal et.
You were? You can imagine all manner of horrors befalling that poor girl and her child. Is it so difficult to imagine that an old person was once, more or less, like you?
O zavallı kız ve çocuğunun başına gelmiş olabilecek korkunç şeylere inanıyorsun da yaşlı bir insanın, bir zamanlar senin gibi olabileceğine inanamıyor musun?
It can turn on you in dark ways you can't even imagine.
Seni hayal bile edemeyeceğin karanlıklara sürükleyebilir.
It was time for Sue's unveiling finally, which, of course, you can imagine, Pete's most exciting moment, to be able to be reunited with Sue.
Sonunda Sue'nun açılışı yapılacaktı ve tabii ki tahmin edersiniz Pete, Sue ile tekrardan buluşacağı için son derece heyecanlıydı.
It's hard to imagine that right now.
Bunu hayal etmek şu an zor.
"about how busy we've been, but I can only imagine " how much worse it is for you so close to the cove.
Ama köyüne kapandığın için ne kadar üzgün olduğunu hayal ediyorum.
Just imagine how far away from us you'd have to move the Sun to make it appear as small and faint as a star.
Bir yıldız kadar küçük ve sönük görünmesi için Güneş'i bizden ne kadar uzağa taşımak gerektiğini düşün.
It was hard even for the young Einstein to imagine some absolute standard to measure all those relative motions against.
Genç Einstein için bile tüm bu izafi hareketleri hesaplayabilmek için mutlak bir ölçü hayal edebilmek oldukça güçtü.
It's not hard to imagine that in the near future, we'll be able to capture the past in all three dimensions.
Yakın gelecekte, geçmişi üç boyutuyla birden saklayabileceğimizi düşünmek çok da zor değil.
It's hard to imagine, but plants covered the surface of the earth for hundreds of millions of years before they put forth their first flower.
Hayal etmesi zor ama bitkiler, ilk çiçeklerini sunmadan önce yüz milyonlarca yıl boyunca Dünya'nın yüzeyini kapladılar.
Just imagine what this place looked like 275 million years ago, when it was a vibrant, tropical inland sea, dotted with islands and brimming with life.
Bu mekanın 275 milyon yıl önce neye benzediğini bir düşünün. Yaşamla dolup taşan adalarla benek benek olmuş enerjik ve tropik bir iç deniz olduğu zamanlarda.
I can't imagine they attempted it for no reason.
Hiçbir neden olmadan böyle bir şeye niyetlendiklerini sanmıyorum.
You wear what you imagine is your guileless face and you tell me that where central Europe is concerned, it is better to listen to what Berlin is saying than Vienna.
Samimi olduğunu düşündüğünüz ifadeyi takınıyorsunuz ve Orta Avrupa'nın nerede endişelendiğini söylüyorsunuz Viyana'dan çok Berlin'in ne dediğini dinlemek daha iyi.
It's as though you imagine Serbia to be a little province in your own empire.
Sırbistan sanki sizin küçük bir eyaletinizmiş gibi.
Dallas using her dog to avoid George made it hard to imagine a time when they were actually happy to see each other.
Dallas, George onu görmesin diye köpeğiyle yüzünü örterken, bir zamanlar beraber mutlu olduklarına inanmak çok zordu.
So, there's this person I like, but I know how bad I'm gonna get and it's very difficult to imagine any sort of a rosy future or anyone wanting to be a part of that future with me.
Ama kötüye gittiğimi biliyorum ve sevdiğim insanla veya benimle bir gelecek isteyen herhangi başka biriyle umut dolu bir gelecek hayal etmek çok zor.
It's just hard to imagine somebody could sneak up on him out here.
Burada birinin gizlice yaklaşabileceğini düşünmek çok güç.
You know? It's like imagine if they knew that one day they'd be able to get married right here on the beach.
Bir gün tam burada, sahilde evlenebilecek konumda olabileceklerini bilselerdi, ne olurdu acaba?
Imagine if it was your motorcycle.
Senin motorsikletinin olduğunu bir düşün.
I cannot imagine what it is like for you.
Senin için nasıl hayal bile edemiyorum.
From Joe's report, he clearly didn't want to be part of any operation, ours or theirs, so it's not hard to imagine.
Joe'nun raporuna göre herhangi bir operasyona kesinlikle dahil olmak istememişti, onlarınki veya bizimki, düşünmesi güç değil.
You can't imagine what it's like to cradle the golden vulva.
Altından bir kadın vajinasını kucaklamanın nasıl bir şey olduğunu hayal bile edemezsiniz.
Well, then you can imagine how heartbreaking it would be to learn that your child committed suicide, especially when said child was actually murdered by a vampire, a murder covered up by you.
O zaman çocuğunun intihar ettiğini öğrenmenin ne kadar üzücü olduğunu anlarsın. Bilhassa söz konusu çocuk aslında bir vampir tarafından öldürülmüş ve cinayet senin tarafından gizlenmişse.
Yes. Imagine how I felt when I saw it.
Evet, bir de beni ilk gördüğümde düşünün.
It's what I imagine the afterlife is like if you've been good.
Öbür dünyanın iyi insanlar için öyle bir yer olduğunu düşünüyorum.
Well imagine how freaky it will be when people see us on it!
Bizi üzerinde gördüklerinde insanların nasıl korkacağını bir düşünsene!
I just imagine myself Tom Sawyer and slave Jim have money on it.
Tome Soyer'le köle Jim bu konuda bahse girmiş gibi farz ediyorum.
I always thought it would be Larry, but I think it's time to re-imagine.
Her zaman Larry'nin yanına dönerim diyordum ama yeniden düşünme vaktim gelmiş galiba.
It's hard to imagine that's true anymore.
Artık bunun doğru olduğunu hayal etmek zor.
Can you imagine how good it feels to take everything you have, destroy all you've built, and devour your very soul?
Ne kadar iyi hissettirdiğini hayal edebiliyor musun? Elindeki her şeyi almanın kurduğun her şeyi yıkmanın ve bizzat ruhunu günbegün yiyip bitirmenin?
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
itch 25
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287