Impede Çeviri Türkçe
123 parallel translation
Judge, you can't impede what don't move anyway.
Yargıç, zaten var olmayan bir şeye engel olamazsın.
Nothing must impede anyone's breathing.
İnsanın nefes alıp vermesini zorlaştıracak bir şey istemiyorum.
I don't want to impede you any longer.
- Size sohbetinize engel olmak istemem.
I can't respect any legality that would impede progress.
" Gelişmeyi engelleyecek bir yasaya saygı duyamam.
Henceforth, he captured only those mysterious interpenetrations that united shape and tone by means of a secret but unceasing progression that no convulsion or cataclysm could interrupt or impede.
Sonraki dönemlerde ise, yalnızca şekillerin ve renklerin bir sır gibi gizlice birbirlerine karışmasını resmetmişti. Bu karışma öyle şiddetli idi ki önüne ne çıkarsa çıksın değil durdurmak, onu en ufak bir yavaşlamaya bile uğratmıyordu.
" Pete Gilroy ´ s weight and the ever-tightening noose about her neck began slightly to impede the wild mare ´ s speed.
" Pete Gilroy'un ağırlığı ve boğazındaki giderek sıkan ilmik, vahşi kısrağın hızını kesmeye başladı.
Or malicious mischief with attempt to impede public utilization of a county right-of-way?
Yoksa, yol hakkının halk yararına kullanılmasını engellemek mi?
Do you know that the feeling of being crushed by society might well be the result of that spanking as a child which associated with a painful dream of being murdered for a great cause would impede your psychological development and explain the root of your disgust and your wish to die.
Toplum tarafından ezilme duygusunun büyük bir sebep uğruna öldürülmekle bağlantılı olan acı bir rüyanın çocukken şaplak yemenin ortaya koyduğu sonucun ölme arzunu ve nefretinin kaynağını açıklayacağını biliyor musun?
You impede me, you're breaking the Cooper / Church Amendment!
Beni engellersen, Cooper / Church Anlaşması'nı ihlal etmiş olursun!
So, it was clear to me that the improvement of the situation of the concentration camp does not impede the process of mass executions of those people who were brought in into the camp.
Bence çok açıktı ki, toplama kampında gerçekleşen... iyileşmeler, toplu infazların gerçekleşmesine engel olmamıştı.
'Who is going to die with them, and how many SS are going to die with them, and how will it impede the whole machinery?
Soru şu ki : Onlarla birlikte kim ölecek? Kaç tane SS ölecek?
You thought press-on nails would impede all the active things you do.
Tırnaklarınızı uzatmanın yaptığınız tüm faaliyetlere engel olacağını düşünüyordunuz.
No one under my command will impede the progress of this federal task force headed by Agent Keyes.
Emrim altındaki hiç kimse, Ajan Keyes'in yönettiği federal görev timine ayak bağı olmayacak.
We must consider all options, Doctor, and not let our personal feelings impede our judgment.
- Tüm seçenekleri değerlendirmeli, ve duygularımızın kararımızı engellemesine izin vermemeliyiz.
At best you'll impede due process and create legal havoc.
Taş çatlasa, yasal işlemleri geciktirecek ve hukuki karışıklık yaratacaksın.
My sister and I do not wish to impede the rescue...
Kardeşim de, ben de kurtarmayı engellemeyi düşünmüyoruz.
You thought press-on nails would impede all the active things you do.
"Takma tırnakların çalışırken sana engel olacağını sanıyordun."
"Agent Krycek was hired by an outside agency to impede a federal investigation and may be responsible for the death of a suspect in a capital murder case."
"Ajan Krycek, federal bir soruşturmayı engellemek için, gizli bir kuruluş tarafından tutulmuştur ve bir cinayet davasındaki zanlının ölümünden sorumlu olabilir."
I mean, I'm not the type of man to impede another man's happiness.
Başkasının mutluluğunu elinden alıp bozacak bir insan değilim.
Far be it for me to want to impede the good work of the clinic.
Kliniğin verdiği güzel hizmeti engellemek istemem asla.
With the rebellion crushed, nothing can impede our march to final victory.
- Direnişin yok edilmesiyle... - 18'i de mi? ... kimse son zaferimizle aramıza giremeyecek.
If you impede me in any way at all, I'll be reading you your rights.
Beni herhangi bir şekilde engellemeye kalkarsanız, size haklarınızı okurum.
This will impede civilians of estimating our arrival.
Bu sistem, sivil halkın gelişimizi tahmin etmesini geciktirecektir.
As long as you don't impede that, feel free to amuse the general population.
Zaman geçtikçe halkı eğlendirmek için istediğinizi yapabilirsin.
Think those things would impede her ability to use an Uzi.
İnsan o şeylerin Uzi kullanma yetisini körelteceğini düşünüyor.
Already enough to impede navigation...
Şu an için seyrüseferi engelleyecek kadar...
But, she did say you aren't allies and that, in all probability, you did not come here to impede my plan.
Ama, sizin müttefik olmadığını söylemişti ve sizde, her ihtimalde, buraya planımı bozmaya gelmediniz.
You have to stay focused on the endgame. And not let anger or fear impede that goal.
Oyunun sonuna odaklanmalı, öfke ya da korkunun bu amacı engellemesine izin vermemelisin.
You see, the molecular structure of the lead will impede his molecular dispersion.
Moleküler yapısının geçtikten sonra...
If you impede this investigation again in any way... there will be a lot more than accusations flying your way.
Eğer bu soruşturmayı herhangi bir şekilde bir daha engellerseniz size yöneltilecek bir sürü suçlama olacak.
It serves no useful purpose except to impede our efforts...
Çabalarımızı engellemekten başka bir şeye hizmet etmemektedir.
I shouldn't like to impede your view, Your Highness.
Görüşünüzü engellemek istemedim Majesteleri.
It serves no useful purpose except to impede our efforts- -
Öncelikle bu konunun sağlayacağı faydaları düşünmeliyiz.
( Operation which reduces the female ostium.. ) (.. to impede sexual intercourse. )
"Kadının Ositum'una uygulanan, cinsel birleşmeyi azaltıcı bir operasyondur."
You're under arrest on suspicion of conspiracy to impede a federal investigation.
Federal bir soruşturmayı engellemek şüphesiyle tutuklusunuz.
Willingly conspiring to impede an international investigation into the murder of Andrian Lazarey.
Andrian Lazarey'in cinayeti için yapılan uluslar arası bir soruşturmayı engellediniz.
Would that amount, um, impede his sexual performance?
Peki bu miktar cinsel performansını etkilemez mi?
Oh, honey, that amount of alcohol... would impede an elephant's sexual performance.
Hayatım, bu kadar alkol bir filin bile performansına engel olur.
The D.O.C. felt the nude paintings that adorn the Vatican's ceiling could, quote, "impede rehabilitation."
Adalet Bakanlığı Vatikan'ın tavanındaki çıplak resimlerin, "iyileştirmeyi geciktireceği" ni düşünmüş.
No, but it is a crime to impede a federal investigation.
Hayır ama federal soruşturmayı engellemek suç.
It's merely a desperate attempt by Lord Kelvin to impede my journey
Lord Kelvin'in, seyahatimi engellemek için umutsuzca çırpınışlarından biri bu.
They'll tear apart the Basque Country and impede democracy.
Bask bölgesini parça parça ayıracaklar ve demokrasiye engel olacaklar.
And the last thing we wanna do is have it impede on your music, because that's more important than anything.
Müziğinizi engellemeyi asla istemeyiz çünkü o, her şeyden önemli.
I think the saturated fats are starting to impede the blood flow to his penis, and he's having a hard time, you know, getting it up.
Sanırım doymuş yağlar, penisine olan kan akışını engellemeye başladı. Bilirsiniz işte, kaldırmakta güçlük çekiyor.
Don't impede her progress, joanie.
Kaçmasına mani olma Joanie.
I'll bear with you so long as you don't impede me.
Bana engel olmadıkça sana katlanıyorum.
Should you impede my progress, sir, were I to attempt to leave this cage... you would seal your fate... as irrevocably as the tyrant crossing the Rubicon!
Bu kafesten çıktığımda bana engel olmaya... çalışırsanız bayım... Rubicon'ı geçmeye çalışan Sezar'ın kaderine razı olursunuz.
Nothing will impede our march towards victory.
Hiçbir şey, zafere doğru yürüyüşümüze engel olamayacaktır.
Ma'am, if you impede our search in any way, you will be charged with obstruction.
Herhangi bir şekilde aramamıza engel olursanız adalete engel olmakla suçlanırsınız.
And that had begun to impede his communication with his colleagues.
Ve bu, meslektaşlarıyla iletişimi inkıtaya uğratmaya başlamıştı.
We organized a protest... to impede that the factory opened... but the police arrived and he / she arrested us.
Bir protesto organize ettik... fabrikanın açılmasına engel olmak için... ama polis geldi ve hepimizi tutukladı.