Improve Çeviri Türkçe
2,263 parallel translation
I- - I just mean I'd improve
Ama işleri ilerletirdim diyorum yani.
You know, you guys need to improve..
Biliyormusunuz, kendinizi geliştirmelisiniz.
I didn't think you could improve it.
Daha da iyi olabileceğini sanmıyordum.
Fred, I will improve my offer but I want you to deliver it in person in order that I am not tempted to go back on my decision.
Fred, teklifimi arttıracağım ama kararımdan caymaya kalkmamam için şahsen teslim etmeni istiyorum.
If only he had some of Hunt's bullish drive and if only Hunt had some of Gabriel's delicacy, then I feel both men would improve beyond measure.
O, Hunt'ın o kabadayı azminin birazına Hunt da Gabriel'in zarafetinin birazına sahip olsa iki adamın da, tahayyül edilemez ölçüde gelişeceğini düşünüyorum.
She talks of going to Sheffield to improve her art.
Sanatını geliştirmek için Sheffield'a gitmekten bahsediyor.
Just chucking pesticide around won't improve the vegetables.
İlaç koymakla sebzelere iyilik etmiş olmazsın.
To improve my cello skills.
Benim çello becerilerimi geliştirmek için.
If you forget the basics of life, your skills won't improve!
Hayatın temellerini unutursan, yeteneklerin gelişmez.
In order to improve, to heal, he's going to have to start talking about it, to you and to me.
Gelişmesi, iyileşmesi için bu konu hakkında seninle ve benimle konuşması gerekiyor.
My oil refinery, the profits of which the people of kujama have a sharing Is guaranteed to improve their lives.
Kujama halkının da kar ortağı olduğu petrol rafinerim onların yaşam standardını yükseltmenin garantisi niteliğindedir.
The BiPAP will help your oxygenation and improve the function of your heart.
Bipap nefes almana yardım edecek ve kalbinin işlevini arttıracak.
How's he gonna improve when you always stick him on the bench?
Siz onu sürekli yedek oyuncu olarak bırakırsanız kendini nasıl geliştirecek ki?
We reviewed his testimony, it can still improve.
Durumu kotarır merak etme.
Because while i was busy trying to improve the company and make it a success, jim, the bad man, was busy kissing the boss man's butt.
Ben şirket geliştirmekle meşgul olup, başarıya koştururken Jim, yani kötü adam, patronun kıçını öpmekle meşguldü.
What can we do as citizens to improve on that experiment?
Biz vatandaşlar olarak o "Büyük Deney" i geliştirmek için neler yapabiliriz?
I mean, it doesn't improve my mood, but no.
Yani, bana pek iyi gelmeyecek ama, hayır.
In order to improve, to heal, he's going to have to start talking about it. To you, and to me.
Gelişmesi, iyileşmesi için bu konu hakkında seninle ve benimle konuşması gerekiyor.
I mean, you cost yourself and the school any chance we might have had to improve that library.
Kütüphaneyi geliştirebilmek için okulun sahip olduğu her şansı sen kendin harcadın.
Your partner said you studied birds to improve the game animation.
Ortağın oyunun animasyonlarını gerçeğe yakın yapmak için kuşlar üzerinde çalıştığını söyledi.
And believe he will continue to find ways to improve the economy and generate new jobs.
Ayrıca ekonomiyi güçlendirip yeni iş imkanları sağlayacağından da eminler.
Maybe a few hours in a 6x8 cell will improve your memory.
Birkaç saat hücrede kalmak, belkide, hafızanı zorlamana yardımcı olur.
I said, are there any areas that we, his parents, can improve upon?
- Dedim ki, ailesi olarak kendimizi geliştirebileceğimiz alanlar var mı?
Our administration has been doing everything possible to improve America's reputation and this is dragging us...
Hükümetimiz Amerika'nın itibarını arttırmak için mümkün olan her şeyi yaparken bu bizi Bush yıllarına geri sürükleyecektir! - Tüm saygımla!
Uh, you know, michael and i were talking, and maybe if you put in a little more face-to-face time with your clients, you could improve your sales.
Michael ve ben konuşuyorduk da müşterilerinle yüz yüze biraz daha fazla zaman geçirirsen satışlarını arttırabilirsin.
If I can improve their lot even a little, my life will be well spent.
Onlara yardım etmek istiyorum. Bu yaşam boyu süren bir görev.
For that, you will have to improve yourself.
Hemşireyle yaptığın gibi bir numara çekmen lazım.
They may look unwieldy, but eyes on stalks improve not only his ability to spot predators, but they are key when it comes to winning females.
Kullanışsız görünebilirler ama sapların üzerindeki gözler yalnız yırtıcıları fark etme yeteneklerini arttırmakla kalmaz aynı zamanda dişileri elde etmekte anahtar görevi görürler.
Thonly way you could improve on'em is if youould make'em squirt money.
Onları daha iyi hale getirmenin tek yolu onları para fışkırtan hale getirmektir.
So I booked a sketch artist, an improve troupe, and there'll be a laser projecting a burning pelvis onto the ceiling.
Bir çizim sanatçısı ve doğaçlama tiyatro grubu ayarladım ayrıca çatının üstünde bir lazer gösterisi de olacak.
It helps improve the health with an incredible effect
Onların farkına varmak çok zordur.
Because you can't improve on perfection.
Mükemmelliği geliştiremezsin.
How does the little crocodile improve his shining tail?
Küçük bir timsah parlayan kuyruğunu nasıl saklar?
Why can't you improve the stray dog shelter with that money?
O parayla sokak köpeklerine neden barınak yapmıyorsunuz?
It's down to us to change their perception to improve the funeral culture.
Onların cenaze kültürüne olan bakış açılarını değiştirmek bize bağlı.
What made it possible was a great leap of imagination and the fact that, by 900 AD, much of the world's mathematical knowledge had been translated into Arabic, so scholars could scrutinise and improve on it.
Bunu mümkün kılan ; hayal gücünün mükemmel bir sıçrayışı ile MS 900'a kadar dünya matematiksel bilgisinin çoğunun Arapçaya tercüme edilmiş olması, âlimlerin bunları tepeden tırnağa kadar inceleyebilecek ve geliştirebilecek olmaları gerçeğiydi.
One innovation was to improve an older technique for curing cataracts called "couching" which, in their hands, had a success rate of over 60 %.
Bir yenilik de, katarakt tedavisi için "düşürme" olarak adlandırılan eski bir tekniği, ellerinde % 60'ın üzerinde bir başarı oranıyla sonuçlanacak şekilde geliştirmeleriydi.
To improve on this, Al-Battani used his ingenuity and a device like this, an armillary sphere.
Bunu geliştirmek için, El-Battani hünerini ve halkalardan bir küre olan ( armillary sphere ) bunun gibi bir cihaz kullandı.
They will tell us a good many things about our own planet... opening up new possibilities for exploration... and should produce knowledge that will improve the quality of life... right here on Earth.
Bize kendi gezegenimizle ilgili pek çok şey anlatacak ve yeni keşiflerin kapısını açacak ve sonunda burada, dünyada yaşam kalitesini arttıracak bilgilere ulaşmamıza sağlayacak.
She says she's been wanting to go to this school since she was a little girl and that going there will improve her chances for going to school in Paris.
Küçüklüğünden beri o okula gitmek istediğini söylüyor ve oraya gitmesi Paris'te okuma şansını arttıracak.
That's not how you'll improve your piano.
Piyanonu böyle geliştiremezsin.
And it's going to improve your chances of surviving a transplant.
Ve bu da nakil sonrasında yaşama şansını arttırır.
Oh, but I'm trying to improve things.
Bazı şeyleri düzeltmeye çalışıyorum.
I tried to improve the world, but failed.
Dünyayı iyileştirmeye çalıştım ama başaramadım.
Mental health experts who say that the simple act of being someone's friend can change his brain chemistry, improve his functioning in the world.
Akıl sağlığı uzmanları birinin arkadaşının olmasının beyninin biyokimyasını değiştireceğini bu dünyaya uyum sağlamasını kolaylaştıracağını söylediler.
Sit up and you'll improve markedly.
Ayağa kalkınca daha iyi olacaksın.
Inspector, you have failed to improve at every opportunity.
Müfettiş, her fırsatta başarız oldunuz.
Yeah, and he won't this fall if he doesn't improve a lot before then.
Ve bir an önce toparlanmazsa bu sezon da oynayamayacak.
They will have to improve.
Kendinizi geliştirmelisiniz.
Hashish. Did it improve your art?
- Peki bunun tüketimi...
Did it improve your art?
Sanatını geliştirdi mi?