In africa Çeviri Türkçe
2,837 parallel translation
You and your squad couldn't risk Larson exposing the truth about your mission in Africa.
Bölüğünüz ve siz Larson'ın Afrika'da olanları anlatması riskini alamazdınız.
He was stealing valuables in Africa.
Afrika'da değerli şeyleri çalardı. Bu aradığın kişi olabilir.
It's incredible. Five years under the dome and she wakes up like it was yesterday we were in Africa.
Beş sene boyunca karargahta kaldıktan sonra daha dün Afrika'daymışız gibi uyanıyor.
In Africa, Asia and South America.
Afrika'da, Asya'da ve Güney Amerika'da.
The people in Africa who are dying of AIDS are not dying because of the HIV virus... they are dying because they don't have the money with which to pay for the drugs that would keep them alive.
Afrika'da AIDS'ten ölen insanlar HIV virüsünden dolayı ölmüyorlar ; ... ölüyorlar çünkü onları hayatta tutacak ilaçları satın alacak paraları yok.
Since you're going to sell them in Africa, it's not like they'll be discovered by autopsy.
Ama sizin mermileri satacağınız Afrika'da, nasılsa otopsiye ihtiyaç olmayacak.
Yes, there is, it's in Africa.
- Evet, var. Afrika'da.
Oh, in Africa, you say.
Demek Afrika'da?
Okay, so Uganda is a land-locked country in Africa.
Tamam, Uganda Afrika'da içe kapalı bir ülkedir.
It's the most beautiful country in Africa.
Denemelisin. Afrika'nın en güzel ülkesidir.
We're not in Africa here!
Afrika mı burası be ya!
When you were in Africa.
Afrika'dayken söz verdin mi?
It's to do with your work in Africa, is it?
Afrika'daki işinle alakalı, değil mi?
Polygamy is a form of marriage recognized in Africa and Asia.
Çokeşlilik, Afrika ve Asya'da onaylanmış bir evlilik türü.
- We have six orphanages in Africa.
Afrika'da 6 tane yetimhanemiz var.
Trying to steal food from the jaws of the most powerful predator in Africa may seem to us like lunacy, but this extraordinary and dangerous feat has been practised in Kenya for thousands of years.
Afrika'daki en yırtıcı hayvanın ağzından et çalmayı denemek belki delilik gibi görünebilir, ama bu olağanüstü ve tehlikeli iş. Kenya'da binlerce yıldır yapılıyor.
( QUIETLY ) In Africa, night is everything.
( SESSİZCE ) Afrika'da geceler çok önemlidir.
Everybody got a full tum-tum in Africa?
Afrikada herkes dolu bir mideye mi sahip?
So you worked for Marshall's medical program in Africa?
Demek Marshall'ın Afrika'daki tıp programı için çalışıyorsun?
Not in Africa, but at the Lamont Hotel.
Afrika'da değil, Lamont otelinde.
There's a healing power in Africa, one that defies wealth.
Afrika'nın, servete başkaldıran iyileştirici bir gücü var.
Financial aid and debt relief prevent the democratic and economic development in Africa.
Mali destek ve borç yardımı Afrika'da demokratik ve ekonomik gelişimi engelliyor.
Arizona offered me this job at her old clinic in Africa.
Arizona bana Afrika'daki klinikteki işi teklif etti.
By the way, you should take that job in Africa.
Bu arada Afrika'daki işi kabul etmelisin.
The job in Africa?
Afrika'daki işi kabul etmiş?
Yeah, but if you donated my computer to Africa, it would become famous as the slowest computer in Africa.
Ama bilgisayarımı Afrika'ya bağışlasak Afrika'nın en yavaş bilgisayarı ödülünü alırdı herhalde.
Here and there. Mostly in Africa.
Orada burada, çoğunlukla Afrika
All the way in Africa.
Afrika'nın her yeri.
In Africa people believe that if you save someone's life - you have to take care of him.
Afrikalı insanlar eğer birisi onların hayatını kurtarırsa - yaşamları boyunca ona bakmak zorunda olduklarına inanır.
In Africa people believe that if you destroy someone's marriage - you have to take responsibility or you get bad karma.
Afrikalılar eğer evlenmemişsen - ya sorumluluktan kaçtığına yada kötü şanslı olduğuna inanır.
Live in Africa.
Afrika'da yaşarız.
Since Tracy is off helping people in Africa, I finally have a chance to focus on me.
Tracy Afrika'daki insanlara yardım etmeye gittiği için, sonunda kendime odaklanma şansım doğdu.
So he can stay in Africa for as long as he wants.
Bu yüzden Afrika'da istediği kadar kalabilir.
Africa? ! As in the dark continent?
Hani siyah olan kıta?
Brutal regime in North Africa's already been tryin to get at it.
Kuzey Afrika'daki katı rejim çoktan peşine düşmüş durumda.
We have large mineral mines in what we call Africa energy concentrations in the Middle East huge tidal power possibilities on the Atlantic coast of North America the largest supply of fresh water in Brazil, etc.
Afrika dediğimiz yerde büyük mineral madenlerine Ortadoğu'da enerji rezervine Kuzey Amerika'nın Atlantik kıyılarında devasa gel-git enerjisi olanaklarına Brezilya'da en büyük taze su kaynağına sahibiz...
Another example : in Africa and other areas -
Başka bir örnek :
I just flew in from Africa, so I went to a hotel and took a shower, got some sleep, and came back really early.
Afrika'dan geldim, bir otele gittim duş alıp biraz yattım. Ve erkenden buraya geldim.
You were the rulers in Asia, Europe and Africa.
Asya'da, Avrupa'da, Afrika'da dünya hakimi sizlerdiniz.
In sub-saharan Africa. Especially in Haiti.
Sahra altı Afrikası'nda.
But in Central Africa, the crew had an added complication.
Lakin Orta Afrika'da, takımımız bir zorlukla daha karşı karşıya kaldı.
What exactly was Naomi doing in South Africa?
Naomi güney Afrika'da tam olarak ne yapıyordu?
In East Africa, the Masai have learnt how to collaborate with a wild bird to get a sweet treat they can only get if they work together.
Doğu Afrika'da, Masai, tatlı ikram elde etmek için vahşi bir kuşla nasıl işbirliği yapılacağını öğrenmiş. Sadece birlikte hareket ettiklerinde tatlıya ulaşabilirler.
The Dorobo are an ancient tribe who live in the grasslands of East Africa.
Doğu Afrika'da yaşayan büyük bir kabile, Dorobo.
- Africa? Every goat herder in Abuja lays claim to that crown.
Afrikadaki her çoban bile kraliyetten olduğunu söyler.
I was in Geneva. He called, he told me everything was fine, but he didn't want me to come to Africa.
Beni arayıp her şeyin yolunda olduğunu söyleyip, Afrika'ya gelmememi istedi.
In East Africa...'
"Doğu Afrika'da..."
Europe, Australia, America – all drawn by the lure of gold, discovered in the hills of South Africa where big game roamed in their thousands and the wildest tales were true.
Avrupa, Avustralya, Amerika – hepsi de altının cazibesine kapılmıştı, topraklarında büyük avın döndüğü... ve en vahşi masalların gerçek olduğu Güney Afrika dağlarında keşfedilen altının..
His was the biggest, the bravest heart, in all of Africa.
Onun yüreği, Afrika'nın en büyük, en cesur yüreğiydi.
There you go. "Dr. Alain Attrache, " personal advisor to the new management team in Central Africa. "
"Doktor Alain Attrache Orta Afrika'daki yeni yönetim ekibinin kişisel danışmanı."
I was mostly in Central and Western Africa. - Oh.
Ben daha çok orta ve batı Afrika'daydım.