In case you didn't notice Çeviri Türkçe
64 parallel translation
In case you didn`t happen to notice it... you big Texas longhorn bull... I`m one hell of a gorgeous chick!
Dikkatini çekti mi bilmem ama..... ben fıstık gibiyim..... seni gidi uzun boynuzlu Texas öküzü!
I don't speak German, in case you didn't notice.
Ben Almanca bilmiyorum,... bu durumda onları nasıl kandıracağım peki.
But in case you didn't notice, I already am.
Ama sen fark etmemiş olsan da ben zaten yapmıştım.
In case you didn't notice, we are in the middle of a dance.
Anlaşılan bir dansın ortasında olduğumuzu farketmedin.
- She's hurt, in case you didn't notice.
- Yaralı, görmüyor musun?
Just in case you didn't notice, you're the only cowboy in this place.
Eğer henüz farketmediysen hatırlatayım. Buradaki tek kovboy sensin.
I mean, we lost power, in case you didn't notice.
Yani, güç kaybettik, farkına varmadıysan.
In case you didn't notice, the white people are melting out here!
Belki fark etmemişsindir, beyazlar buralarda eriyebilirler!
But we've got a show to put on, in case you didn't notice.
Ama yapmamız gereken bir gösteri var, farketmemişsindir diye söylüyorum.
In case you didn't notice the enemy just pulled our shorts over our head and tied them in a knot.
Fark ettiniz mi bilmiyorum ama düşman az önce ellerimizi bağladı ve saçlarımızı ateşe verdi.
"In case you didn't notice, I don't like you."
"Farketmemiş olabilirsin, senden hoşlanmadım." demek için arayamazsın
They aren't in cradle school, case you didn't notice.
Ana okulunda değiller, fark etmedin mi?
I'm wearing it straight, in case you didn't notice.
Fark etmedin galiba ama artık düz fon çekiyorum.
In case you didn't notice, I outrank you, Captain.
Sanırım fark etmediniz ama sizden daha kıdemliyim, Kaptan.
Good.'Cause in case you didn't notice when I had that gun shoved into my gut,
Güzel. Fark etmediysen söyleyeyim. Silahı karnıma dayadığımda ölmek istiyordum.
In case you didn't notice, that is a scary man.
- Belki farketmemişsindir, o korkunç bir insandır.
In case you didn't notice, I'm shot in the ass here!
Fark etmediysen, kıçımdan vuruldum burada!
Well, Xena, in case you didn't notice, I'm in a different kind of mourning.
Zeyna fark etmemiş olabilirsin ama sabahlarım da yasta geçiyor.
Extended-Range missiles, in case you didn't notice.
Genişletilmiş menzilli füzeleri var. Belki fark etmemişsindir.
In case you didn't notice.
Fark etmemiş olabilirsin.
In case you didn't notice, there's kind of a war going on between these two homes.
Eğer fark etmedi ln durumda, bu iki ev arasında devam eden bir savaş tür var.
Well, I lost, in case you didn't notice.
Evet. Belki dikkatinden kaçmıştır ama kaybettim.
Hey, Newbie, just in case you didn't actually notice, I have been covering all your patients, answering all your pages and doing everything shy of picking up your sundress from the cleaners.
Hey, Çaylak, eğer fark etmediysen, tüm hastalarına ben bakıyorum, tüm çağrılarına ben cevap veriyorum, ve mayonu kuru temizlemeciden almaya kadar her türlü angarya işini ben hallediyorum.
In case, you didn't notice, school's out.
Fark etmediysen, okul boşalmış.
He's okay, but in case you didn't notice, you almost obliterated our truck last night.
Bir şey yok, ama fark etmediysen, dün gece az kalsın kamyonetimizi parçalıyordun.
Well, in case you didn't notice, I actually saved yours.
Eğer farkına varmadıysan ben seninkini kurtardım.
In case you didn't notice
Farkına varmadıysanız söyleyelim
You know, I'm sitting right next to you going through the same shit... in case you didn't notice.
Belki fark etmemişsindir, ben de buradayım ve... aynı bokun içinde yüzüyorum.
In case you didn't notice, we in drug rehab, man.
Unutmuş olabilirsin, rehabilitasyon merkezindeyiz dostum.
You know, there was a theme going on, in case you didn't notice.
Sen farketmemiş olsan bile, sana anlatmaya çalıştığım bir şey vardı.
- Well, in case you didn't notice I don't have a job anymo...
- Hatırlatayım artık işsizim.
-... in case you didn't notice. - The hotel...
- Ya otel de...
In case you didn't notice, there's three of them in there instead of two.
Çünkü dikkat çekmek istemiyor. Orada iki kişi yerine üç kişi var.
He thinks he's a little Puff Diddly, in case you didn't notice last night.
Küçük Puff Diddly olduğunu sanıyor, belki dün gece fark etmemişsindir.
In case you didn't notice, they pulled their guns on me.
Sen dikkat etmemiş olsan da, hepsi silahlarını üzerime doğrultmuştu.
In case you didn't notice, Rodney is a fireman, okay?
Belki fark etmedin ama Rodney bir itfaiyeci, tamam mı?
In case you didn't notice, we just got flushed out.
Farketmediysen diye söylüyorum, az önce hepimizin yerini öğrendiler.
Roman was innocent, in case you didn't notice.
Fark etmedin galiba, Roman masumdu.
Yeah, yeah, death's a big deal to you flesh bags, but in case you didn't notice, I'm a robot.
Tabii, tabii, ölmek sizin için çok büyük olay ama unuttuğun bir şey var, ben robotum.
In case you guys didn't notice, we just got patted on the head and sent off to play.
Farketmediniz mi kızlar, az önce resmen sırtımızdan vurulduk ve oyun dışı edildik.
In case you didn't notice, I kinda like having you around.
Yine de farkına varmadın, yanında olmaktan hoşlanıyorum.
You know, in case you didn't notice, you're not hard to find.
Fark etmemişsindir diye söylüyorum bulunması zor biri değilsin.
In case you didn't notice, my car is a'96 Fiat.
Arabamın 96 fiat olduğunun fark etmedin.
In case you didn't notice, I tried to help a couple of times today.
Farkında mısın bilmiyorum ama bugün birkaç kez yardım etmeye çalıştım.
Well, in case you didn't notice, those magnets are holding up our unpaid bills.
Ve, eğer farketmediysen, o magnetler ödenmemiş faturalarımıza iliştirilmiş.
Why? Today's meeting was a total disaster, in case you didn't notice.
Fark etmemiş olabilirsin ama bugünkü toplantı tam bir felaketti.
In case you didn't notice, it didn't go so well.
Belki fark etmemişsindir ama konuşmanız pek de iyi gitmedi.
In case you didn't notice, i was trting to... but you didn't give me a chance!
Denedim ama oralı olmadın... bana bir şans tanımadın!
No... well, in case you didn't notice my mission witness is dead, and I'm pretty sure Carmen is too.
Farketmedin galiba, kaybolan şahidim öldü ve eminim Carmen'de ölmüştür.
Lazy-Eye, no, but you know what, we're actually in the middle of something here, in case you didn't notice.
Tembel Göz, hayır, bilmem farkında mısın ama şu anda bir şeyin tam ortasındayız.
In case you didn't notice, your voice kind of carries.
Sen dikkat etmesen bile, sesin önemsiyor gibi.