In case you hadn't noticed Çeviri Türkçe
150 parallel translation
It's gonna be about your head - just in case you hadn't noticed!
Farkında mısın bilmiyorum ama burada kellen söz konusu..
In case you hadn't noticed, I have to answer to the same commanding officer that you do.
Aynı üst rütbeli subaydan emir alıyoruz.
In case you hadn't noticed, that was a biplane.
Fark ettin mi bilmiyorum ama, bu çift kanatlıydı.
I'm worried about you, in case you hadn't noticed.
Farkında olmasan da, senin için endişeleniyorum.
In case you hadn't noticed.
Bu arada, hiçbir şeyide kaçırmıyorsun.
It's rainin'outside, in case you hadn't noticed.
Yağmur başladı, dikkate almalıydın.
In case you hadn't noticed... we have more eyes on us than a truckload of Idaho spuds.
Hannibal, fark etmediysen bir kamyon ldaho patatesinden fazla nöbetçi var burada.
In case you hadn't noticed, there's a truck ahead.
Sen fark etmemiş olsan da, tam önümüzde bir kamyonet var.
In case you hadn't noticed, Dad, LA is crawling with Visitors.
Farketmediğin bir husus var baba. Los Angeles Ziyaretçilerle doluyor.
There's a shortage of pleasure on the planet these days, in case you hadn't noticed.
Zamanımızda bunu yaşatabilen insan sayısı çok az.
- In case you hadn't noticed, I am a doctor.
- Ofisimdeki diplomayı farketmemiş olabilirsin ama ben bir doktorum.
In case you hadn't noticed, it's wintertime out there.
Eğer fark etmediyse, şu an dışarıda kış.
In case you hadn't noticed. School is out.
Fark etmediysen söyleyeyim, okullar kapalı.
How? In case you hadn't noticed, we're under attack.
Anlayamadıysan, biz saldırı altındayız.
In case you hadn't noticed,
Durumun farkında değilsin herhalde,
In case you hadn't noticed, I graduated.
Kavrayamadığın bir şey var ki, ben mezun oldum.
So in case you thought I hadn't noticed, I had.
Fark etmediğimi sandım, ama ettim.
In case you hadn't noticed, that dog is, like, 8 years old.
Fark etmediysen eğer, o köpek 8 yaşında falan.
In case you hadn't noticed, this is Gabrielle. My sister.
Farketmemiş olma olasılığınıza karşı, bu Gabrielle... benim kız kardeşim!
I'm ont'dole, in case you hadn't noticed!
- 700 paund. - Fark etmediysen söyleyeyim, işsizlik parası alıyorum ben!
Well. in case you hadn't noticed... I am the housekeeper here.
Belki farketmemişsindir ama ben bu evin temizlikçisiyim.
In case you hadn't noticed, Earthforce is closing a noose around us.
Belki fark etmedin ama Dünya Kuvvetleri ipimizi çekmek üzere.
In case you hadn't noticed, he's no Michael Jordan.
Fark etmedin herhalde o Michael Jordan değil.
In case you hadn't noticed,
Farketmeme ihtimaline karşı,
There's a killer out there in case you hadn't noticed.
Belki kulağınıza gelmedi ama dışarıda bir katil dolaşıyor.
In case you hadn't noticed, I wasn't hit by a train... and I have traveled many a weary mile... to be back with my wife and my 6 daughters.
Karım ve 6 kızımla tekrar birlikte olabilmek için çok uzun bir yol katettim.
In case you hadn't noticed, we're herding you.
fark etmemiş olasıIığına karşı oyalıyoruz üç saat civarı zamanın var
- Well, in case you hadn't noticed, it's pretty big news down here too.
- Fark etmediysen diye söylüyorum burada aşağıda da büyük haber.
I'm a source of entertainment, in case you hadn't noticed.
Ben bir çeşit eğlence kaynağıyım, tabi fark etmediysen.
Calm down? We're getting killed one by one, in case you hadn't noticed!
Belki dikkatini çekmemiştir ama hepimiz tek tek öldürülüyoruz.
- You're not even as smart as this kid, who, in case you hadn't noticed... is totally kickin'our butts!
Küçücük çocuk bile senden akıllı eğer farketmediysen. Bizi arkadan dolandırdı.
And in case you hadn't noticed, I'm getting married today, so if we could do this another time I'd appreciate it.
Ve belki farketmemişsinizdir, bugün evleniyorum, yani bunu başka zaman yapabilirsek minnettar kalacağım.
I mean, it's a big news day, in case you hadn't noticed.
Bugün büyük haberler günü. Sanırım o yüzden farkedemedin, sana ulaşmaya çalışıyordum.
In case you hadn't noticed, I've been sort of throwing myself at you for the past few weeks.
Birkaç haftadır, sürekli senin peşinden koştuğumu farketmemiş gibi davranıyorsun.
In case you hadn't noticed, they started to shoot at us first!
Belki dikkatini çekmemiş olabilir ama ilk ateşi onlar bizim üzerimize açtı!
But in case you hadn't noticed, her voice kind of carries
Fakat fark ettiysen, sesi oldukça yayılıyor.
In case you hadn't noticed, I'm not talking to you.
Sanırım hala fark etmedin ama seninle konuşmuyorum.
In case you hadn't noticed, Valerie is a very fragile young lady.
Fark etmediniz galiba, Valerie çok hassas bir kızdır.
Jack's the boss, in case you hadn't noticed.
Jack patron, belki fark etmemişsindir.
In case you hadn't noticed, I'm a motherfucking dwarf.
Fark etmemiş olabilirsin, ama ben cüceyim.
In case you hadn " t noticed, they outnumber us two to one!
Eğer fark etmediysen bizden iki kat fazlalar!
And in case you hadn't noticed, this train is on a very tight schedule.
Ayrıca farkında değilsen söyleyeyim, bu trenin çok az zamanı var.
In case you hadn't noticed, He happens to be a fucking slant-Eyed fucking celestial.
Fark etmediyseniz... o da kahrolası çekik gözlü bir Çinli.
In case you hadn't noticed, they outnumber us two to one!
Eğer fark etmediysen bizden iki kat fazlalar!
In case you hadn't noticed, I did get away.
Farketmediysen diye söylüyorum, zaten kaçtım.
In case you hadn't noticed, I've got a small problem, Daniel.
Eğer farketmediysen, ufak bir problemim var Daniel.
In case you hadn't noticed, you're a little materialistic.
Biraz meteryalist olduğunun farkında değilsin.
- Yo, yo, yo. In case you hadn't noticed, the lights are all on.
Görmüyor musun, ışıklar açık.
- No. In case you hadn't noticed, we're only eight blocks from the White House.
Farkında mısın bilmiyorum ama Beyaz Saray'dan sekiz blok uzaktayız.
Well, in case you hadn't noticed, I've been handling things just fine for the last 800 miles.
Farketmediysen diye söylüyorum, geçtiğimiz 1200 km. boyunca işleri oldukça iyi yürüttüm.
- Oh, I'm sorry, but, in case you hadn't noticed, my Iife is faIIing apart.
- Üzgünüm... Ama farketmediysen, hayatım parçalanıyor.