English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / Indeed i have

Indeed i have Çeviri Türkçe

242 parallel translation
Indeed I have. I've known what it is to feel lonely and helpless..
Yalnız ve çaresiz olmayı.. .. ve bütün dünyayı karşıma almanın nasıl birşey olduğunu bilirim.
Indeed I have, sir.
Elbette var, efendim.
Indeed i have.
Evet gördüm.
You needn't be sarcastic, young man. Indeed I have a crime to report.
Biraz ciddi olun, delikanlı, polise ulaşmam gerek...
Indeed I have.
Elbette yaptım.
Oh, indeed I have.
Tabii ki var.
Indeed I have, Rex.
Okudum Rex.
I had... have... had feelings for you, indeed, yes.
Benim oldu... Olmuştu... Senin için hislerim.
I have, indeed.
Gördüm tabii.
Indeed, I have.
Elbette var.
Indeed, I trust I have a good reason for joy.
İnanıyorum ki kutlamaya değecek.
- I have, indeed.
- Var elbette.
I'd be very happy indeed to have you name your rose after me.
Gülünüze benim adımı vermeniz beni çok mutlu eder.
I have indeed.
Evet anlattım.
I would, indeed, but I have a slight headache. The sun, I think.
İsterdim, ancak başımda hafif bir ağrı var, güneşten sanırım.
It is a bitter thing indeed to learn that an officer who's had nine years'experience in the cavalry, the officer to whom I'm surrendering command of this troop in two more days, should have so little grasp of leadership,
Bu gerçekten üzücü birşey, dokuz yıllık bir süvari subayının iyi bilmesi gereken birşey var. İki gün sonra bu birliğin kumandasını teslim edeceğim, Size liderlikle ilgili bir öğüt,
These hallowed walls, indeed many of these faces, have looked upon Modjeska, Ada Rehan and Minnie Fiske.
Bu kutsal duvarlar, hatta bu yüzlerin çoğu.. .. Modjeska, Ada Rehan ve Minnie Fiske'i gördü.
I have changed very much indeed.
- Çünkü çok fazla değiştim.
I shall indeed. As a matter of fact, I have a little surprise for Herbert... which will require our being here.
Bu arada, Herbert'a bir sürprizim var onu buraya getirebilecek bir şey.
I have indeed, Your Honor.
Gerçekten aldım, Sayın Yargıç.
I'm sure we shall all be very grateful to you... very grateful, indeed, if you'd have them sent there.
Hepimiz çok minnettar oluruz şu adrese yollarsanız çok minnettar oluruz.
When I'm not broke, I usually have a bottle in my room in which case I sleep very well indeed.
Param varsa, bir şişe satın alıp odama giderim. Öyle zamanlarda gayet iyi uyurum.
So have I. I've been very excited indeed.
Aynen. Bende çok heyecanlıydım.
Yes, i have, indeed.
- Evet, görüştüm.
Indeed, I have consumption.
Haklıydın, veremim var.
Indeed, you may have wondered why I continue to rent my second best room to a woman of that sort.
.. öyle bir yere gitmedim. Aslına bakarsanız neden.. .. onu evden atmadığımı bilmiyorum.
You see, I have so many other interests to occupy my time. One indeed presses now : The next production at the church hall.
Meraklarım vaktimin çoğunu alıp götürüyor, şu an bile kafam meşgul, kilisede sergileyeceğimiz oyunun provaları var - bir cinayet piyesi.
I'm most happy, indeed, to have been of some service.
Yardım edebildiysem ne mutlu bana.
Indeed you have, for which I am grateful.
Kesinlikle var ve bunun için minnettarım.
If you'll go with Mr. Scott, I'm sure of the two you will have a great deal in common. Indeed.
Sizin Bay Scott'la birçok ortak yönünüz olacak.
Ladies and gentlemen, I think you'll agree with me that we have three charming children here who are indeed an example to us all.
Bayanlar ve baylar, buradaki üç sevimli çocuk kahramanca davranarak insanların hayatını kurtardılar.
- Indeed, madam. I'm glad to have been of service.
Size hizmet etmiş olmaktan mutluyum, sayın bayan.
If indeed I did helped in preparation for the Trotksy revenge... then you have every right to make the logical assumption... I might been involved, in the assassination attempt.
Troçki'ye yapılan saldırının hazırlanmasına gerçekten yardım etmişsem işte o zaman bu suikast girişimine bizzat dahil olduğuma yönelik her türlü akla yatkın varsayımı yapmakta özgürsünüz.
I have indeed had a rare pleasure.
Gerçekten çok iyi vakit geçirdim.
Indeed! Only I have spoken.
- Evet, Ignazio, konuşacağım.
Justin, I hope you have good luck... and find nothing, because if you're right, and these unfortunate deaths are indeed the work of a vampire... who knows who will be its next helpless victim?
Justin, umarım şansın yaver gider ve hiçbir şey bulamazsın çünkü eğer haklıysan ve bu talihsiz ölümler gerçekten bir vampirin işiyse kim bilir sıradaki zavallı kurban kim olacak?
If I had indeed exited through these two doors here, made a sharp left turn, ran down the passageway, gone up the stairwell, the stage manager would have seen me.
Eğer buradaki iki kapıdan gerçekten geçmiş olsam, sola keskin bir dönüş yapsam, geçitten aşağı doğru koşsam, merdiven boşluğundan yukarı çıksam, sahne amiri beni görürdü.
If Mr. Krafft is indeed as much like me as you say... I should have no trouble persuading him... that with ten against one, resistance is pointless.
Dediğiniz gibi Mösyö Kraft bana benzeyen biriyse on kişiye karşı bir kişiyle karşı koymanın mantıksız olacağı konusunda kendisini ikna edebilirim.
In the second place, if there had been investigations, which there haven't ornot necessarily, orl am not at liberty to say whetherthere have, there would have been a project team, which, had it existed, on which I cannot comment, which would nowhave disbanded if it had existed and the members returned to do theirdepartments, if indeed there had been any such members.
Ayrıca, soruşturma yapılmış olsaydı ki yapılmadı veya gerek duyulmadı, aslında yapılıp yapılmadığını da söyleme hürriyetine sahip değilim, bunun için bir proje ekibi kurulmuş olması gerekirdi ki aslında zaten var ama ben yorum yapamıyorum, gerçekten böyle bir ekip kurulmuş olsa bile elemanları şimdiye kadar dağıtılarak bakanlıklarına yollanmış olurlardı.
Indeed had I been a woman, I should never have loved young fellows.
Aslında kadın olsaydım genç erkeklerden hiç hoşlanmazdım.
Indeed, and yet I do not pretend to have done it for nothing.
İyi ama ben bu zabıtları süs olsun diye tutmadım.
I have indeed, Captain.
- Duyuyorum, Kaptan.
I have good teachers indeed.
Çünkü Öğretmenlerim çok iyi.
But I know people who have and they say it's very blue indeed.
Ama görenleri biliyorum ve gerçekten çok mavi olduğunu söylüyorlar.
" I wish to confirm hereby that indeed, both males have been dehibernated.
" Gerçekten de iki erkeğin çözülmüş olduğunu onaylıyorum.
I am indeed reluctant to burden you with my dilemma but unless I can put the minds of my flock at rest I will have no alternative but to summon the help of the Inquisition.
Kesinlikle sizi bu açmazımla... ama cemaatimin kafasını rahatlatamazsam engizisyonun yardımını istemekten başka çarem kalmayacak.
Well, indeed. I do have that.
Eee, aslında bende bu var.
- I have, indeed, a number of us have.
Ben gördüm. Aramızda başka görenler de var.
Now, look here, I really have no idea where your mother is, who she may be, or indeed whether you have one.
Bana bakın, annenizin nerede olduğu, kim olduğu ya da sizin anneniz olup olmadığı hakkında hiç bir fikrim yok.
I have of late, but wherefore I know not, lost all my mirth, foregone all custom of exercises, and indeed, it goes so heavily with my dispositions... that this goodly frame, the earth, seems to me a sterile promontory :
Son zamanlarda, nedenini bilmiyorum ama tüm neşemi yitirdim, her zaman yaptıklarımı yapamaz oldum. Öyle bir ağırlık çöktü ki üzerime dünya, bu güzelim yapı, çorak bir yarımada gibi görünüyor gözüme.
I do not mean to feel its presence in the abstract, but who have returned indeed... and are in the house.
Onların varlığını hissetmiyorlardı aslında, gerçekten dönmüşlerdi... ve evdelerdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]