Indefatigable Çeviri Türkçe
30 parallel translation
I had imagination, good reflexes, and I was indefatigable.
Hayal gücüm, iyi reflekslerim vardı ve yorulmak bilmezdim.
In war we're tough and able Quite indefatigable
.. Savaşta sert ve yetenekliyiz..... Hiç yorgunluk bilmeyiz...
I'd like to introduce that indefatigable blonde bundle of beauty and talent, Miss Connie Stevens.
Size yorulmak bilmez, sarışın güzellik ve yetenek yumağı Bayan Connie Stevens'ı sunmak istiyorum
Now I'm bound by my indefatigable good form to wait.
Şimdi beklemek zorundayım.
Is this merely overcompensation or the indefatigable greatness of a truly great man?
Bu, hatalarını telafi etme çabası mı... yoksa müthiş bir insanın yorgunluk nedir bilmeyen büyüklüğü mü?
But the wolf is indefatigable.
Ama kurt, yorulmak nedir bilmez.
Keene has recommended our transfer to... Indefatigable!
Keene Bizim transferimizi Indefatigable'a önerdi!
"Indefatigable" attacks a French food convoy.
"Indefatigable" Bir Fransız gıda konvoyuna saldırır.
Midshipman Hornblower, of His Britannic Majesty's frigate, Indefatigable.
Asteğmen Hornblower, Majestelerinin fırkateyni, Indefatigable'dan. İyi günler.
There's a chance we might find the Indefatigable again.
Indefatigable'ı bulma ihtimalimiz var.
I will address the matter when we get back to the Indefatigable
Indefatigable'a döndüğümüzde konuyu açacağım
Mr. Hornblower's reluctance to accept this challenge is, I fear the result of an order I gave him when he first came aboard Indefatigable, is that not so?
Bay Hornblower'ın bunu kabul etmeme isteği, korkarım ki Indefatigable'a ilk geldiğinde Ona koyduğum zorunluluktan dolayı, değil mi?
He imagines that when I see him indefatigable I'll regret my decision.
Yorulmadığını görünce kararımdan vazgeçerim zannediyor.
Don't go acting all indefatigable.
Boşuna yenilmez havalarına girme.
Ladies and gentlemen, the Detroit Theater continues our legendary talent contest with the indefatigable Stepp Sisters!
Bayanlar baylar, Detroit Tiyatrosu efsanevi yetenek yarışmamız, yorulmaz "Kız Kardeşler" le devam ediyor!
I'm sexually vey... indefatigable.
Sevişirken yorulmak nedir hiç bilmem.
On Horsell Common, the Martians continued hammering and stirring, sleepless, indefatigable, at work on the machines they were making.
Horsell Common'da Marslılar, inşalarına devam ettiler. Heyecanlı, uyumaksızın, durmaksızın, yaptıkları makineye devam ettiler...
Well, I started doing business there, and I just fell in love with the people their indefatigable spirit.
Önce orada iş yapmaya başladım sonra da insanına hayran kaldım. Bitmek bilmez cesaretlerine.
Alas, madam, we are indefatigable in the defence of the realm, but I shall, if I may, call some other day to pay my respects.
Ne yazık, bayan, ülkenin savunmasında yorulmak nedir bilmeyiz ama izin verirseniz sizi bir başka gün ziyaret edeyim.
Our world's clock now beats to the rhythm... of these indefatigable machines... tapping into the pocket of sunlight.
Artık dünyanın saati, Güneş enerjisinin mirasını durmadan sömüren makinelerin ritmiyle atıyor.
Miss Badcock is the indefatigable secretary of the association.
Bayan Badcock, bizim derneğin yorulmak bilmez sekreteridir.
Miss Badcock is the indefatigable secretary of...
Bayan Badcock, yorulmaz sekreterimiz.
Our defiance is indefatigable.
Ona asla boyun eğmicez.
I am indefatigable.
Yorulmak bilmez birisiyim.
I am an indefatigable seeker of the truth.
Gerçeğin yorulmak bilmez bir arayıcısıyım.
Go, you indefatigable bastard!
Yorulmak bilmez piç, dal!
I am indefatigable.
Usanmak nedir bilmem ben.
To the indefatigable Mary Sibley, and to absent friends, like dear George Sibley, resting peacefully upstairs.
Yorulmak bilmez Mary Sibley için... ve değerli George Sibley gibi şimdi aramızda olmayan arkadaşlara. Huzur içinde yatsın.
You've turned disasters into triumphs... with your sheer, joyful, indefatigable, infectious lust for life.
Saf, neşeli, eğlenceli ve hayat arzunla tüm felaketleri bir zafere dönüştürdün.
You possess an indefatigable kindness, Miss Alex.
Nihâyetsiz bir nezâketiniz var, Bayan Alex.