Infrastructure Çeviri Türkçe
588 parallel translation
A European infrastructure.
Bir Avrupa altyapısı.
At first, there's always a touch of the infantile... but later on, we progress to a more mature... expressional infrastructure.
Başlangıçta, her zaman birazcık çocuksu şeyler söylenir ama daha sonra, çok daha olgun bir ifade altyapısına ulaşırız.
We have the infrastructure of hotels, of travel agencies and things like that.
Otel ve seyahat acentesi altyapılarımız ve bunun gibi şeylerimiz var.
Did you see the film we made of San Marino jail breakout demonstrating the rising up of the seminal prisoner-class infrastructure?
San Marino'da müthiş bir plânla hapisten kaçırdığımız adamlarla çektiğimiz görüntüleri gördün de mi konuşuyorsun?
You can blow the seminal prisoner-class infrastructure out your ass!
Kaçırdığınız adamları da, plânınızı da al bir tarafına sok!
" Precision bombing of political-military infrastructure.
" Politik-askeri altyapının tam yerinden vurulması
One day when the yen is weaker, the dollar is stronger or when we finally begin to rebuild our roads, our bridges the infrastructure of our country, demand will skyrocket.
Yen düşüp dolar yükseldiğinde, yollarımızı, köprülerimizi ve ülkemizin altyapısını nihayet yenilemeye başladığımızda, talep tavana fırlayacak.
For even if the prayers were answered and a miracle occurred and the yen did this and the dollar did that and the infrastructure did the other thing, we would still be dead.
Bir mucize olsa da dualar kabul olsa bile, yen şöyle olsa, dolar böyle olsa ve altyapı öbür türlü olsa bile, yine de ölü olurduk.
Well, you have infrastructure, Joel, a road.
Artık bir altyapısı var, Joel, bir yolu var.
Infrastructure won't handle the strain. She'll blow apart.
- İçyapı bu baskıya dayanamaz.
Why don't you worry about the infrastructure around this place?
Damdan aşağıya atacağız. Ne?
I worked a few months, took some leave and the station's infrastructure collapsed.
Birkaç ay çalıştıktan sonra izne çıktım ve istasyonun iskeleti çöktü.
And I've often wondered what would it be like... if our entire infrastructure... dissolved.
ve çoğu zaman düşünürdüm nasıl bir şeye benzeyecek diye... eğer bütün altyapımız... dağılsaydı.
Let's go there with a strike force, knock out their infrastructure quicker than you can say,'collateral damage.'
Oraya vurucu timimizi gönderip.. siz "büyük bir zarar" demeden önce altyapılarını mahvedebiliriz efendim!
You processed that information through your addled, paranoid infrastructure.
Bu bilgiyi çürük, paranoyak altyapında işlemden geçirdin.
Government analysts predict that unless the Narn government surrenders soon their entire infrastructure will be totally destroyed.
Hükümet analizcileri, Narn Hükümeti'nin teslim olmaması halinde tüm iç yapısının çökeceği yönünde.
To raise the temperature of the planet tenfold... To raise the temperature of the planet tenfold... to change the atmosphere into one suitable to colonization... to construct farms and cities... and build an infrastructure capable of supporting thousands of colonists.
Gezegenin sıcaklığını on katına çıkarmak için atmosferi, kolonileştirmeye uygun hale getirmek için çiftlikler ve şehirler kurmak için ve binlerce koloniciyi destekleyebilecek devasa bir yapı inşa etmek için.
It'll be four to six weeks before we can get Any functional infrastructure into place.
Görünüşe göre altyapı çalışmalarına başlamamız 4 ile 6 hafta arası bir zaman alacak gibi görünüyor.
Just get him off this infrastructure thing.
Sadece şu altyapı meselesini kapatsın.
The mayor loves Bank Exchange but can't afford infrastructure.
Başkan BankExchange'i seviyor ama altyapı için parası yok.
But no infrastructure.
Ama altyapı olmaz.
As for subway stops, infrastructure, off-ramps we can't afford it.
Metro durağına, altyapıya, rampa hattına gelince buna paramız yok.
Decay in the infrastructure.
- Altyapı çökmüş.
And there are 632 micro-fractures along the hull's infrastructure.
Ve kaplamanın yapısal bütünlüğünde 632 adet kılcal çatlaklar var.
I've been studying the ship's infrastructure and I'm familiar with most of it, but how do I get there from here?
Geminin yapısal sistemleri üzerinde çalışmıştım, ve bir çok yeri hakkında bilgim var, ama buradan oraya nasıl gideceğim?
They are the U.N. Troops. They're in place! The infrastructure's ready.
B.M. Taburu kendileri.
"The infrastructure is fucked."
"Altyapı s.kik bir halde."
The infrastructure, Jerry, it's crumbling.
Altyapı, Jerry, parçalanıyordu.
The Captain asked me to make a survey of the settlement's infrastructure so we can leave behind the appropriate supplies.
Kaptan yerleşim altyapısını Kontrol etmemizi istedi. Böylece gerekli malzemeyi geride bırakabiliriz
At the very least, we can assume he was part of a social infrastructure and that would imply a ship.
En azından, bir sosyal altyapının, parçası olduğunu farz edebiliriz, ve bu da, bir gemi var anlamına gelir.
The effect weakened the infrastructure throughout the deck.
Bu etki, bütün güvertenin, altyapısını zayıflattı.
I think what surprised us was that considering the devastation which had taken place in the Soviet Union as a result of World War ll, we didn't think they would be able to amass the necessary infrastructure to develop the bomb,
Bence bizi şaşırtan şey, ikinci dünya savaşının sonucu olarak Sovyetler Birliği'ndeki yıkım göz önüne alındığında, bomba geliştirebilecekleri altyapıyı bir araya getirebileceklerini düşünmeyişimizdi.
Your infrastructure?
Sizin biriminizde mi?
You're standing on our infrastructure.
Şu an bizim birimin içindesiniz.
I have some concerns regarding exposed gas pipes, infrastructure, ventilation.
Gaz boruları meydanda. Altyapı ve havalandırma problemleri var.
We've built an industrial infrastructure and undersea dwellings, but yes, most of our people still choose to live as our ancestors did.
Edüstriyel bir yapı inşa ettik, ve sualtı konutları ama evet, insanlarımızın çoğu hala atalarımızın yaşadığı gibi yaşamayı seçiyorlar.
No damage to the infrastructure, but I'll need an isoprobe.
Altyapı da bir hasar yok, ama bir eşsonda yapacağım.
Tritanium infrastructure.
Altyapısı Tritanium.
She's inside a large infrastructure, approximately 600 kilometers away.
Yaklaşık 600 km. uzaklıkta, büyük bir yapının içinde.
She'll supervise the infrastructure handling her corporate ventures.
- Bitirmeme müsaade eder misin? Getirdiği oldukça önemli şirketlerin işlerinin danışmanlığını yapacak.
And there's been a little more wear and tear on Seven of Nine's cranial infrastructure.
Ve Seven of Nine'nın Kranial alt yapısı biraz aşınmış
I believe she was trying to establish a tactical infrastructure in the Delta Quadrant.
Delta Çeyreğinde, savunma tesisleri kurmaya çalıştığına inanıyorum.
The enhanced drive is emitting some form of subspace radiation that's affecting Voyager's infrastructure.
Geliştirilmiş sürücü, Voyager'ın altyapısını bozan, bir çeşit altuzay radyasyonu yayıyor.
The Arabs transformed their conquered lands, maintaining, improving or expanding the infrastructure.
Araplar fethettikleri toprakların, büyümesini ve gelişmesini sağladılar.
Her infrastructure has been removed.
Altyapısı çıkartılmış.
- Failing agricultural infrastructure.
- Tarım alt yapı sistemlerindeki zayıflığı.
Then we're gonna need plans- - infrastructure maps... blueprints, schematics, anything we can get our hands on.
Sonra planlara - - içyapı haritalarına... projelere, şemalara, elimize geçirebileceğimiz herşeye ihtiyacımız olacak.
'What people don't understand is that Dukakis does not have the financial infrastructure...'
İnsanların anlamadıkları şey şu ki : Michael Dukakis'in finansal altyapısı yok ve...
'Ultimately, our success is riding on your skills, on the people who maintain the infrastructure.'
Sonuçta, başarımız sizin becerilerinize bağlı. Altyapıyı sağlayan insanlara.
Now I'm a sub-service support network supervisor providing PC, Mac and mainframe infrastructure with online E-task back-up.
Artık Bay Garden sayesinde, şebeke ağı yönetici desteği veriyorum,... PC, Mac ve ana bilgisayar altyapılarına çevrimiçi E-task desteği sağlıyorum.
Infrastructure.
AItyapı şart.