Ingot Çeviri Türkçe
26 parallel translation
A gold ingot weighing... two kilos.
İki kiloluk bir külçe altın.
Monsignore, we could take the ingot, but of course it's worth a lot more.
Monsenyör, külçeyi alabiliriz ama elbette daha fazla eder.
Cuchillo, we're making an ingot out of the watches.
Bıçak, saatlerden bozma bir külçe yapıyoruz. Külçelerden de saatler yapmışlardır herhalde...
Twenty tons of gold melted into one big ingot.
20 ton altın eritilerek, tek bir büyük külçe haline getirildi.
This silver ingot... is enough for your trip T ake it and leave now
Bu gümüş... masraflarına yeter al onu ve git!
You're lucky, beaten up for the cost of a silver ingot
Sen de iyisin gene, dövüldün ama gümüşü kaptın!
They stole a golden ingot out of the mining office... and they hid it under the floorboard of the shack that they lived in.
Maden şirketinin bürosundan bir külçe altın çaldılar... ve oturdukları barakanın döşemelerinin altına sakladılar.
The killer... drove an ingot into each of his eyes... then cut off his head.
Katil... gözlerinin arasına bir kazık saplamış... sonra da kafasını kesmiş.
20,000, but not an ingot more.
Yirmi bin, ama tek kuruş fazlası olmaz.
You will share no spoils- - not a scrap of broken clay, not an ingot of their basest metal.
Yağmaları bölünmüş toprak parçalarını onların basit metal külçelerini paylaşmayacaksın.
50 grand per ingot.
Onun payı orada yatıyor.
I made it from an ingot of Damascene steel found only on the Coromandel shores.
Bunu sadece Coromandel kıyılarında bulunan Damasko çeliği külçesinden yaptım.
- A gold ingot.
- Altın bir külçe.
She'll screw us over the minute she lays hands on her last ingot.
Son külçeyi eline aldığında dakikasında ağzımıza sıçar.
495 ) } Crystallite Ingot
Kristalit Külçe
I got a silver ingot just by doing that!
Bunu yaparken gümüş bir külçe buldum
Miss Ingot?
Ingot Hanım?
Ingot and Lyons made a deal, okay?
Ingot ve Lyons anlaşma yaptı tamam mı?
Presumably a cure, but only Ingot would know that for sure.
Büyük olasılıkla bir tedavi. Kesin olarak bunu sadece Ingot bilebilir.
But Ingot doesn't want to stop him because she thinks he's on the verge of a breakthrough.
Ingot onu durdurmuyor çünkü büyük bir buluşa yaklaştığını düşünüyor.
This is footage of the tests and documents linking Ingot to them.
Testlerin görüntüleri ve bunları Ingot'a bağlayan belgeler.
Ingot's willing to do anything she has to, to save her company, even mass murder.
Ingot şirketini kurtarmak için herşeyi yapar. Toplu katliam bile.
We take a metal ingot, we turn it into handcuffs.
Metal bir külçeyi alıp, kelepçeye dönüştürüyoruz.
"I haven't got an ingot with me."
"Benimle bir külçe almadım."
An ingot can be made out of this.
Tek bir saat yetmez.
But... really? Uh-huh. And that's not just an ingot.
Yani o gördüğün külçe ise ejderhanın dışkısı.