Innocently Çeviri Türkçe
126 parallel translation
Ain't it funny how much trouble a man can get into innocently?
Bir adamın masumane bir şekilde başını belaya sokması komik bir şey, değil mi?
Good. If anybody on the field or off the field tries to engage you in conversation as to why you're here, no matter how innocently, I want you to get his name and give it to me and I'll turn it over to the FBI.
Birisi sizinle üste veya üs dışında niye burada olduğunuz hakkında konuşmaya çalışırsa ne kadar masum görünürse görünsün hiçbir önemi yok derhal adını bana vereceksiniz ve ben de derhal FBI'a havale edeceğim.
And when she decides to return, she asks innocently, "What brings you here, sir?"
Ve dönmeye karar verdiğinde, masum bir sesle "Sizi buraya ne attı, bayım?" diye soruyor.
If Mr. Wilson is right, and you have innocently married a criminal, well, then, there is no marriage.
Bay Wilson haklı. Masumca bir suçu saklamış olabilirsin, Evli olmasaydın karısı olarak sadık olman gerekmeyecekti.
It started off innocently, with a party in every barracks.
Çok masum başladı. Tüm koğuşlarda parti vardı.
So many things could have happened, quite innocently.
Bir kaza olmuştur. İstemeden tabii.
I was touched by how she waited so innocently in our bedroom.
Ben, onun öylece masum yatak odamızda beklemesinden çok etkilendim.
If you are, even innocently, I'd advise you not to talk.
Şayet karıştıysan, masumca olsa dahi konuşmamanı tavsiye ederim.
Emma Hodak, Mara Edwards, Louise Penny, Bertha Blum all highly respectable women innocently admitted this deranged man to their homes.
Emma Hodak, Mara Edwards, Louise Penny, Bertha Blum bütün bu saygıdeğer kadınlar dengesiz adamın birini masumca evlerine kabul etmişlerdi.
She looks at me very innocently.
Bana son derece masumca bakıyor.
Silently I must listen to my accuser and innocently go and forgive and forget safe in the knowledge that God will judge justly
Sessizce dinlemeliyim beni suçlayanı ve masumca gitmeliyim, bağışlamalı ve unutmalı. Tanrı'nın yargısının adil olacağını bilerek.
Again I was afraid Chloé might take advantage, even innocently, of my good nature.
Chloé'nin, masumane yumuşak başlılığımı kullanarak menfaati için benimle olmasından korkuyordum.
Shore pumping stations were innocently camouflaged.
Kıyıdaki pompa istasyonları kamufle edildi.
This woman shall verily inherit the kingdom of God, because she had innocently been gravely distrusted and has had to carry difficult burden.
"O kadın Tanrının Krallığında mükafatını alacaktır," "çünkü o masumiyetine rağmen suçlanmış ve" " çok ağır bir yükün altında kalmıştır.
How many have wandered innocently into the waiting spider web?
Kaç masumun yolu bu kurulu örümcek ağına düşmüştür?
I had innocently taken into my place.
Evime kabul etmeme çok şaşırdı.
It all began so innocently.
İşte herşey böyle masumca başladı.
The encounter appears to be a resounding success... when Dr. Henry Mayerson comments innocently... about the weather, saying that it is a nice day.
Görünüşe göre, ortada çok büyük bir başarı vardır... tâ ki Dr. Henry Mayerson masumâne bir şekilde... hava durumundan söz edip güzel bir gün olduğu yorumunu yapana kadar.
You mentioned to me once, quite innocently, that General Carriere was in Arras.
Bir defasında bana, General Carriere'nin Arras'da olduğundan gayet masumca bahsetmiştin.
I innocently go to buy the nightgown and this amazingly leggy blond salesgirl offers to model it for me.
Masum masum, gecelik almaya gittim. Harika bacaklı, sarışın tezgahtar, modellik yapmayı teklif etti.
You said yourself that she could easily have been drawn into it quite innocently.
Sen kendin onun böyle bir işe masumane bir şekilde kolaylıkla girebileceğini söylemiştin.
"Would you care to have a go on the arse bandit?" One used to ask, quite innocently.
"İbişte biraz gezmek ister misin?" diye sorardı insanlar masumca.
"Do I want it?" He asks innocently.
"İster miyim?" diye masumca soruyor.
You see, Bud, you innocently mixed up Robinson Crusoe and Gilligan's Island.
Yanlışlıkla, Robinson Crusoe ve Gilligan Adası'nı birbirine karıştırmışsın, Bud.
We've been in this situation before, where you so innocently wound up causing me to doubt my whole life.
Biz daha önce de bu tip durumları yaşadık. Sen masum bir şekilde davranarak beni tüm hayatımdan şüphe ettirdin.
It was done innocently, I hope you believe me.
Yaptıklarım sâfiyâne şeylerdi. Umarım inanırsın.
Innocently walking along minding his own business.
Masum ve kendi halinde öylesine yürürken.
Perhaps innocently.
Belki habersizdir.
So what does that make me think of? Makes me think of a triceratops... innocently munching a palm frond, when out of the sky, whammo! .
Peki bu bana ne düşündürüyor?
Somewhere in there are the registration files of hundreds of mutants, innocently duped into revealing their identities.
İçeride bir yerde yüzlerce mutantın kimliğini açığa çıkaracak kayıt bilgileri var.
I just spoke to her innocently for just a few minutes.
Masum bir şekilde bir iki dakika konuştuk.
He found sitting innocently among the trash cans at the curb the dead body of an unidentified white male.
Kaldırım kenarındaki çöp kutularının arasında kim olduğu belli olmayan beyaz bir erkek cesedi buldu.
It started off innocently enough :
Önce masumca başladı :
Well, our first day together began innocently enough...
Birlikteliğimizin ilk günü gayet masumane başladı.
He had an obsessed fan, too. lt started innocently, then she got into his house.
O da takıntılı bir hayrandı. Masum başladı sonra evine kadar girmişti.
I remember an elderly lady telling me innocently, " When the Germans were here,
Yaşlı bir kadının bana masumca "Almanlar buradayken açtık ve üşüyorduk..."
And just let Steve innocently open a package full of heads?
Bütün paketleri dikkatlice Steve mi açacak?
I took her back to my place, and I ask her about him very innocently, of course.
Onu evime götürdüm ve adam hakkında sorular sordum...
Speak up! Madam, if there is some small truth in these charges, however innocently or unknowingly you did proceed, you had best confess.
Hanımefendi, bu suçlamalarda en ufak bir gerçeklik payı varsa masumane bile olsa konuşmanız gerekir.
Take this chair, it doesn't have your eyes, breasts, hips, but it is offered me as you are, innocently.
Örneğin şu sandalye, sendeki gözler, memeler, kalçalar onda yok ama o da kendini bana sunuyor senin gibi, masumca.
Someone innocently touches someone else.
Biri masumca diğerine dokunuyor.
I innocently tell him details of my modest erotic biography,
Mütevazi bir seviyedeki erotik biyografimi anlattım.
she told him that she loved him so innocently... that it brought tears to Dad's eyes.
Onu sevdiğini öyle masumane bir şekilde söyledi ki....... babam gözyaşlarına boğuldu.
Rather innocently, Lloyd Durant decided to shoot a film on combat cameramen here.
Lloyd Durant masum bir şekilde savaş kameramanlarını çekti.
The question is, Pace : This girl that you have developed impossible feelings for are you going to stand by her in a very Duckie-like fashion or are you gonna let hurt feelings prevent you from being the friend you so innocently purport yourself to be?
İmkânsız duygular beslediğin bu kızın yanında Duckie gibi duracak mısın?
A man innocently changes his oil when... a two-ton car comes crashing down!
Bir adam masum bir şekilde yağ değiştirirken 2 tonluk bir araba üzerine düşüyor!
- Because these children all died suffering, pleading innocently for their lives.
Çünkü bu çocuklar acı çekerek ölmüş. Ölmemek için masumca yalvarmışlar.
I hardly touch her lips with my tongue or innocently brush her breast... and... snap... i'm finished.
Dudaklarının üzerinde dillerini gezdirmeleri... Isırma hissi. Bu kadar.
It began so innocently.
Çok masumca başlamıştı.
Here I am innocently driving up to Santa Barbara thinking you're seeing your ex-husband.
İşte buradayım, masum bir şekilde Santa Barbara'ya... araba sürüp eski kocanı göreceğini düşünüyorum.
There you are, innocently playing with your bongo monkey,
Orada masum masum oyuncak maymununla oynuyorsundur.