Inquisitor Çeviri Türkçe
216 parallel translation
Don't be my inquisitor, Lanyon.
Beni sorgulama, Lanyon.
You... you seem to me The Great Inquisitor!
Sen... bana Engizisyon Mahkemesi Üyesi gibi gözüküyorsun!
Joan, this is Master Jean Laverne, who has been assigned by the most revered Inquisitor of France. To assist us at you trial.
Joan, Efendi Jean Laverne, sana davanda yardımcı olmak için Fransa'nın en saygın Engizisyon Mahkemesi üyesince görevlendirildi.
- I appeal to the Inquisitor.
- Engizisyon Mahkemesi'ne başvururum.
- Stop thinking of me as the inquisitor.
- Beni engizisyon yargıcı gibi görmeyin.
I, head of the family of the Princes of Vaida, in my capacity as Grand Inquisitor, sentence you, and as your brother I repudiate you.
Ben, Prens Vajda'nın ikinci oğlu engizisyon başkanı sıfatımla seni mahkum ediyorum kardeşin olarak da seni kardeşlikten reddediyorum.
Brother David, perhaps you can handle this inquisitor?
David, kardeşim. - Evet.
Two assessors, a substitute, the clerk and the inquisitor.
İki tane tetkikçi, bir vekil, katip ve araştırmacı.
Moments later the Grand Inquisitor enters...
Bir süre sonra da, Engizisyon Mahkemesi Başkanı içeri giriyor.
You yourself may be discovered to be a witch by the inquisitor.
Engizisyoncu, büyücü olduğunu tespit edebilir.
I'll denounce you to the inquisitor.
Sizi engizisyona ihbar edeceğim.
Not even the Inquisitor of Seville can address Alonso Fuentes in this manner.
Sevil Engizisyoncusu bile bana böyle hitap edemez.
Nobody dares enter my rooms, not even the Inquisitor.
Kimse odama girmeye cüret edemez, Engizisyon bile.
- The Inquisitor has taken her to Seville.
Engizisyon üyesi onu Sevil'e götürdü.
Only the Grand Inquisitor can save her life.
Hayatını sadece Engizisyon Başkanı kurtarabilir.
- The Father Inquisitor?
- Peder Engizisyon başkanı?
It's just a trick of the Inquisitor.
Sadece Engizisyon başkanının bir numarası bu.
There is a person who knows all about the Inquisitor's actions. Let's ask him.
Engizisyon başkanının tüm yaptıklarını bilen biri var.
I, Grand Inquisitor of Spain, with the special power conferred on me by our sovereign Ferdinand ll and by the Supreme Roman Pontiff, command that you be freed. You can return to the Holy Mother Church.
Ferdinand ve Yüce Papa'nın bana bahşettiği özel yetkiyle serbest bırakılmanızı ve Katolik Kilisesine dönmenizi emrediyorum.
You, Father Onorio de Mendoza, former Inquisitor of Seville, wished to present to us your defense in writing.
Sen, Peder Onorio de Mendoza eski Sevil Engizisyon Başkanı savunmanı bize yazılı olarak sunmak istemişsin.
The Grand Inquisitor...
Muhteşem Sorgulayıcı
Now enters his holiness, Torquemada, the Grand Inquisitor of the Spanish Inquisition.
Şimdi kutsal Torquemada geliyor, İspanyol sorgulamanın Muhteşem SOrgulayıcısı.
I also know that anyone who disputes the verdict of an inquisitor is guilty of heresy.
Bir engizisyon yargıcının verdiği kararı tartışanın kafirlikle suçlandığını da biliyorum.
I too was an inquisitor but in the early days, when the Inquisition strove to guide not to punish.
Ben de engizisyon yargıcıydım ama engizisyonun cezalandırmaya değil rehberlik etmeye çalıştığı ilk dönemlerde.
I remind all present that they are bound by their vow of obedience and on pain of excommunication to aid the inquisitor in his painful struggle against heresy.
Kafirliğe karşı zorlu mücadelesinde engizisyon yargıcına yardım için buradaki herkesin itaat yeminiyle bağlı olduğunu ve itaat etmezse aforoz edileceğini hatırlatırım.
How are you going to explain all this to the inquisitor from mainstream control?
Bunları, ana kontroldeki engizisyon üyelerine nasıl anlatacaksın?
You are a formidable inquisitor, you know.
Ürkütücü bir soruşturmacısınız.
Read this travesty of journalism I found in this week's Inquisitor.
Bu haftanın "Araştırma" dergisinde bulduğum şu gazetecilik saçmalığına bak.
Oh, it's not what you think, Dad. See, the Inquisitor asked ALF to write an article about Amazon women in space.
Herkes onların "Brolis" adı verilen, dört tekerli araçlarla dolaştığını bilir!
You didn't write another angry letter to the National Inquisitor, now did you?
Komutayı üzerine almanı seviyorum dostum, gerçekten seviyorum.
Uh, Kate, these people are here from the Inquisitor.
Bay Evren'in hikâyesini öğrenmek için buradalar.
Who are you, the Grand Inquisitor?
Sen büyük Sorgulayıcı mısın?
Your mother was an Inquisitor at the Central University.
Annen Merkez Üniversitesinde araştırmacıydı.
We have sent for an inquisitor.
Bir müfettiş çağırdık.
An inquisitor.
Müfettiş mi?
BABYLON 5 2x21 "COMES THE INQUISITOR" - You can tell me that someone... is coming to see you... and that you have business together... and that you want him passed through customs without incident.
Bana birinin seninle görüşmeye geleceğini birlikte halletmeniz gereken bir konu olduğunu ve olaysız bir şekilde gümrükten geçmesini istediğini söyleyebiliyorsun.
The Inquisitor... I think he's killing her.
Sanırım müfettiş onu öldürüyor.
Inquisitor Deum, Father.
Engizisyon ilahisi, Peder.
Our grand inquisitor.
Büyük araştırmacımız.
No! I mean why National Inquisitor summing here some kind of pants?
"Ulusal Araştırma Merkezi" bodrum katında?
Exactly what the Inquisitor needs. We get to scoop the globe.
Bu "adli" bir durum ve "küresel" bir desteğe ihtiyacımız var.
Look, Grand Inquisitor, if you had ripped me off would you barricade yourself in a hospital room with 20 cops outside?
Bak şimdi, eğer sen beni dolandırsaydın... önünde 20 polisin beklediği bir hastane odasına kapanır mıydın?
You had never known another woman, and yet you were sure at that moment you were meant to spend your life with this one? Inquisitor : Vlad :
Diğer kadını hiç bilmiyorsun, ve şuan eminsin bu hayatını harcaman anlamına geliyor?
Inquisitor : What proof did you have these nobles murdered your father? Vlad's voice :
Babanı bu soyluların öldürdüğüne dair ne kanıtları buldun?
Do you deny you dipped your bread into the blood of the nobles? Inquisitor : What's the matter?
Ekmeğini soyluların kanına batırdığını inkar ediyor musun?
Or Hoffman's Jesus to O'Fallon's Dostoyevsky's grand inquisitor.
Ya da Hoffman'ın İsa'sıyla O'Fallon'ın Dostoyevski'sinin büyük soruşturması arasında.
Before the grand inquisitor whacked him, he spilled the whole story.
Öldürülmeden önce bütün hikayeyi anlattı.
I've got friends over at the Inquisitor.
Inquisitor'da dostlarım var.
- Roger Nixon, Metropolis Inquisitor.
- Roger Nixon, Metropolis Inquisitor.
It's from the National Inquisitor. So?
Benim Kadınca dergim.
Uh, these people are from the National Inquisitor.
Şu ana kadar çok iyi.