Ipads Çeviri Türkçe
84 parallel translation
There's... There's ThinkBooks. There's iPADs.
ThinkBook'lar... iPAD'ler.
We have got to find one of these iPads, okay?
O iPad'lerden bir tane bulmamız gerek, tamam mı?
Somebody besides the Vic definitely left a few partials on the iPads.
Kesinlikle kurban dışında birisi ekranlar üzerinde parmak izi bırakmış.
Meanwhile, I discovered all three iPads are registered to different users, and each had a theft complaint in the system.
Bu arada, üç dokunmatik ekran da farklı kişilere aitmiş ve üçünün de sistemde, hırsızlıkla... -... ilgili şikayetleri var.
'Cause we found a key to Sass Dumonde's apartment on your keychain... your fingerprints on three stolen iPads that were in her possession.
Çünkü dairende... Sass Dumonde'un dairesinin anahtarını bulduk. Ayrıca dairesindeki üç dokunmatik ekranda da parmak izlerin vardı.
'Cause we found fresh prints that belonged to you on her iPads.
Çünkü ekranlar üzerinde bulduğumuz izler tazeydi.
Stolen iPads.
Çalıntı ekranlar.
Um, anyway, all right, I have this other idea about ipads and how they- - [over intercom] Dickey, sorry to interrupt.
Herneyse, tamam, bir başka fikrim de iPad'lerle ilgili ve onların nasıl... Dickey, böldüğüm için kusura bakma.
That's you before computers and Internet and iPads and YouTube and tumbler.
Youtube, tumbler,... internet, ipadler ve bilgisayardan önceki halin.
I'll be signing books, iPads and kindles.
Kitapları, iPad'leri ve okuyucuları imzalayacağım.
Laptops, blackberries, phones, iPads.
Dizüstüler, Blackberryler, telefonlar, iPadler.
I thought your family was rich! You dumbasses have to play four square'cause you don't have iPads!
Siz hödükler anca dörtköşe oynarsınız çünkü iPad'iniz yok!
Look, if you want iPads, microwaves, or organic vegetables, I'm your Nubian goddess.
Bakın, eğer iPad, mikrodalga fırın ya da organik sebze istiyorsanız doğru yere geldiniz.
Forget about cell phones, iPhones, PowerBooks and iPads. Hooray.
Telefona dair herşeyi unutun
We do not get mini-iPads.
Tamam.. üzülme hadi ama
Didn't you invent iPads or something?
iPad ya da onun gibi birşeyi icat etmedin mi
Believe me, but when you got it, you invent guns and iPads and viruses, and, holy crap, you can be crafty.
İnan bana böyle olunca silahlar, ipad, virüsler, işinizde oldukça usta olabiliyorsunuz.
I just have a few quick notes. On page one... do we need the joke about the iPads and the maxipads?
Benim ufak notlarım var birinci sayfada IPad ve Maxipad'ler hakkında, espri yapmak zorunda mıyız?
"Sent from one of my four iPads"?
"Dört iPad'imin birinden gönderildi"?
We got iPads, iPhones, all sorts of stuff.
iPadlerimiz, iPhonelarımız, her türlü malzemiz var.
Born holding iPads and hopped up on ADD meds.
Born ipadleri ve ADD uyuşturucularını elinde tutmayı umuyordu. Born ipadleri ve ADD uyuşturucularını elinde tutmayı umuyordu.
Like iPads have dropped out of the sky.
Havadan iPad yağmış gibi.
The screens have multiplied- - with iPads, iPods, the Internet...
Sahneler İpad, İpod, İnternet yolu ile çok paylaşıldı.
Because despite cell phones, iPads, and computers, it's still the most effective portal for poltergeists?
çünkü o kadar cep telefonları, iPads, ve bilgisayarlara rağmen, cinler için hâla en etkili yol olduğu için?
You designed a house with fucking iPads in the walls, yet you're jerking your dick like a goddamn pilgrim!
Duvarlarında iPad olan bir ev tasarlamışsın ama hala cahilin teki gibi otuz bir çekiyorsun!
I've got flat screen TVs, stereos and iPads. - iPads?
- Plazma televizyonlar, müzik setleri ve ipad'ler. - iPad mi?
Yeah, iPads, iPhones electricity...
Evet, iPad'ler, iPhone'lar, elektronik...
- They didn't even have iPads or anything.
- iPadler'i bile yoktu adamların.
Faceless nobodies fingering their iPads, waiting for their dicks to get hard again so that they
Yüzsüz hiç kimse iPad'lerini parmaklamaz, siklerinin tekrar semsert olmasını beklerler böylece onlar..
We're talking about iPads.
iPad'ten bahsediyoruz.
60 " lcd tvs, iPads, cameras... all new.
150 ekran LCD televizyon, iPad'ler, kameralar, hepsi yepyeni.
We'll need any preliminary reports and all of Reynolds'personal electronics- - phones, iPads, computers.
Tüm ön raporlara Reynolds'ın telefon, bilgisayar gibi tüm şahsi elektronik eşyalarının istiyoruz.
You know, Courtney doesn't even have a laptop yet, and you're out there buying iPads for yourself, Jamie.
Courtney'in bilgisayarı bile yok henüz, biliyorsun. Sen ise orada kendine iPad alıyorsun, Jamie.
Computers, iPads, artwork, all the obvious stuff was still there.
Bilgisayarlar, tablet, çizimler- - Her şey oradaydı.
This is a warrant for computers, files, iPads, smartphones, and papers - in the possession of your client. - Zayeed,
Elimdeki,... müvekkilinizin tasarrufundaki, bilgisayarlar, dosyalar, ipadlar,... akıllı telefonlar ve evraklar için arama emri.
- New iPads are here.
- İşte yeni iPadlerin.
So what you're saying is that instead of erasing the video like you said that you would, you actually ended up sending it to everyone that you ever given one of those fucking iPads to?
Yani videoyu silmek yerine, o lanet olası iPadleri verdiğin herkese içine bu videoyu yükleyip de mi verdiğini söylemeye çalışıyorsun?
Okay, we have to get these iPads back right now.
Her neyse, o iPadleri geri almak zorundayız.
When I update my music library, it syncs to their iPads.
Müzik kütüphane mi güncellediğim zaman, bu diğer tüm iPad'lere geçmiş.
But what we really need are used iPads.
Ama kullanılmış iPad'lere de gerçekten çok ihtiyacımız var.
Runnin'around trying to collect up all your iPads before time runs out.
Oradan oraya koşturup, kimse görmesin diye iPadleri toplamaya çalışıyorsun.
It revealed that you would do anything to get those iPads back for me.
O iPad'leri geri almak için yapabileceğin her şeyi gözünü kırpmadan yapman.
Wow, junkies with iPads, and we're still using palm pilots.
Vay canına, esrarkeşler iPad kullanırken biz hâlâ avuç içi bilgisayar kullanalım.
In front of you, you all have iPads full of all the filing information we will have access to in processing this case.
Önlerinizdeki tabletlerde konuyla ilgili bilgileri bulacaksınız. Bu davayı yürütmek için bize gerekli olan ne varsa.
Turn off your iPads.
iPad'lerinizi kapatın.
Stan, can you please tell them to put down their iPads for a second?
iPad'lerini bir dakikalığına bırakmalarını söyler misin?
- With iPads in them.
- İçinde iPad'ler varmış.
- IPads?
- iPad'ler mi?
These iPads died a horrible death, too.
Bu dokunmatik ekranlar da ölmüş.
They all got their... iPads, cell phones are plugged in, tuned out.
Artık bağımsız takılıyorlar, cep telefonları, cep bilgisayarları...
We've got some iPads to recharge.
Soru almıyoruz bu gece. iPad'lerimizi şarj edeceğiz.